Çocuklarda kan alımında dikkat edilmesi gereken psikolojik faktörler

Yazan Hatice Pala Kaya
Kategori: Çocuk Sağlığı, Sağlık Gündemi, Üye Yazıları Print

Hastanelerde muayene, kan alma, aşı, enjeksiyon gibi ağrılı işlemler ve tedaviler çocuklarda kaygı ve korkuya yol açabiliyor. Uzman Psikolog Yasemin Meriç Kazdal, çocuklarda kan almanın hassasiyet gerektiren bir uygulama olduğunu belirterek, çocuk ile doğru iletişim kurmanın ve davranış sergilemenin önemine işaret etti. Uygulamanın doğru yapılmamasının ise, çocukların yetişkinlik döneminde de kan almadan korkması riskini ortaya çıkardığını kaydetti. Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice PALA KAYA’nın sorularını yanıtlayan Uzm. Psikolog Kazdal, kan alma işleminin sadece çocuklarda değil, yetişkinlerde de gerginliğe yol açabildiğini hatırlatarak, önemli uyarılarda bulundu.

Yetişkinlerdeki kan alınma korkusunun çocukluktaki deneyim ya da travmalara dayalı olduğunu dile getiren Uzm. Psikolog Kazdal, bu nedenle çocuklara uygulamada hassasiyet gösterilmesinin, yetişkinlik dönemini de etkileyen bir öneme sahip olduğunun altını çizdi. Korkan yetişkinlerin yanlış hareketlerle korkularını çocuklarına da öğretebildiğini anlatan Uzm. Psikolog Kazdal, hem ebeveynlerin, hem de sağlık çalışanlarının dikkat etmesi gereken ayrı ayrı noktalar olduğunu vurguladı.

Ebeveynler yalan söylememeli, çocuklar anlar

Ebeveynlerin, kan alınacak çocuğu kandırmamaları gerektiğini belirten Uzman Psikolog Kazdal, “Canın acımayacak, hiçbir şey olmayacak gibi sözlerle çocuğu kandırmamak, ona yalan söylememek çok kıymetli. Konuyu çocuğun gözünde biraz daha somutlaştırmak lazım. Her yaştaki insan canlısı belirsizlikten korkar. Belirsizlik hepimizi endişeye düşürür ve çocuklarda bu çok daha sık yaşanır. O yüzden belirsizliği mümkün olduğunca ortadan kaldırmamız lazım. Canı acıyacaksa eğer nasıl bir acıyla karşılaşacağı ile ilgili bilgi vermek gerekir” dedi.

Psikolojik bağışıklığımızı güçlendirmek gerekli

Çocukların bir miktar acıyı hissetmesinin önemli olduğunu belirten Kazdal, “Günümüzde ebeveynler olarak çocuklarımız çok mutlu olsun derdindeyiz, çocuklarımızı hem fiziksel hem duygusal her türlü üzüntüden uzak tutmaya çalışıyoruz. Ufacık bir şey olduğunda ‘Ne oldu, neyin var? Tamam üzülme, ben hallederim’ diyoruz.

Kesici-delici alet yaralanmaları sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit ediyor!

Halbuki bu durum çocuklarımızı daha savunmasız ve daha güçsüz kılıyor. Kontrollü acı her zaman için işe yarayan bir şeydir. Çünkü nasıl ki fiziksel bağışıklık sistemimiz varsa, psikolojik bağışıklık sistemimiz de var ve sorunla ve acıyla karşılaşmadığımız müddetçe psikolojik bağışıklık sistemimiz kuvvetlenmez” bilgisini verdi.

Kan almada oluşacak acıyı anlatmak için skala oluşturun

Çocukların canının acımasıyla ilgili somutlaşmış bir örnekle bilgilendirilmesinin yararlı olacağını belirten Uzman Psikolog Kazdal, çocuğun deneyimlerinin kullanıldığı bir ölçek yardımıyla anlatım yapılabileceğini vurguladı. Kazdal, bu yöntem hakkında şu bilgiyi verdi: “Çocuğunuz yakın zamanda düşme, vurma gibi bir durumla karşılaştıysa ‘hani geçen gün elini vurmuştun’, ya da yeni yaşanmış bir örnek yoksa elini cimciklemek suretiyle ‘acıyor mu söyle bana, çok acıdığında ah de bana anlayacağım’ diyebilir, ‘Ah’ dediği anda bırakabilirsiniz. Çocuk böylece hissedeceği duyguyu somutlaştıracaktır.

Bu gibi durumlarda skalayı uzmanlara da ailelere de öneriyorum. Mesela; can acıması, korkmak, heyecanlanmak bunlarla ilgili eğer çocuk sayıları biliyorsa ‘1’den 10’a kadar hadi bir puan ver’ sayıları bilmiyorsa ‘mini minnacık’, ‘kocaman’ gibi, skala yapmasını isterim. Skalayı somutlaştırmak da mümkün. Çocuğa diyebilirsiniz ki; ‘hani bir defa düşmüştün ya çok ağlamıştın, mesela o 10’du ama bu sadece 5 olacak’ gibi. Böylelikle daha küçük bir çocuk durumu somutlaştırmayı daha kolay yapabilir. Bunu hem anne baba, hem de uygulama yapacak uzman yapabilir ve böylelikle çocuk rahatlayacaktır.”

Anne-baba kaygısını gidermeli, çocuğun başka kanaldan bilgi alabildiği unutulmamalı

Uzman Psikolog Yasemin Meriç Kazdal, çocukların ses tonundaki değişiklikler gibi küçük farklılıklardan olumsuz durumları sezinleyebildiğini vurgulayarak, ebeveynlerin bu konuda eğer bir endişeleri varsa önceden kendilerine yönelik bir çözüm bulması gerektiğini belirtti. Kazdal, “Biz onları kandırdığımızı, konuyu kapattığımızı zannediyoruz. Oysa tam tersine aslında onlar kanmış gibi yapıyorlar ama kanmıyorlar.

O yüzden ben hep diyorum ki; önce kaygınız varsa bu durumla ilgili kendi kaygınızı halletmeniz gerekiyor. Bazen anne babanın kontrolünde olmayan sebeplerden de çocukta bununla ilgili bir kaygı oluşuyor. Mesela; okulda duymuş oluyor, televizyonda bir şey izlemiş olabiliyor, o yerleşiyor. Burada duyguyu yok saymak aslında çok yanlış” dedi.

Prof. Dr. Ünal: Hasta ve sağlık çalışanı güvenliği için farkındalık yaratmak istiyoruz

Kazdal, çocuklarda baskı oluşturabilecek, “korkacak bir şey yok, bunda korkacak ne var, kocaman oldun sen artık, ağabey oldun, abla oldun” gibi söylemlerin de çocukların duygularını bastırmasına yol açtığını hatırlatarak, “Bilinmeli ki bastırılan her duygu bir gün bir yerden fazlasıyla, misliyle çıkar. O yüzden o duyguyu anladığını çocuğa yansıtmak gerekiyor” diye konuştu.

6 yaştan küçük çocuklara verilen bilgi farklıdır

Çocuklara anlayabilecekleri tarzda bilgi verilmesi gerektiğini belirten Uzman Psikolog Kazdal, bunun örneklerini şöyle sıraladı: “Eğer çocuğunuz huzursuz hissediyorsa, her şeyden önce bu duygusunu kabul ettiğinizi ve onu anladığınızı hissettirin. Neden kan alınması gerektiği ile ilgili bilgi verin. ‘Kan alınacak, ondan sonra da doktor bize senin dinlenmen mi lazım, ilaç kullanman mı lazım yoksa başka yemekler mi yemen lazım olduğunu söyleyecek’ gibi bilgi paylaşımında bulunun. 6 yaşından küçük çocukların “bilgiye boğulmaması” gerekir, bu çocuklara uygulama öncesi kısa bir bilgi verilmeli.”

Sağlık çalışanlarına mesaj: Çocukla özel ilgilenmek zaman kaybı değildir

Sağlık çalışanlarının yoğun iş ortamı nedeniyle çocukların özel durumunu dikkate almayabildiğine işaret eden Kazdal, ayrıca eğitimlerde sıklıkla ‘yoğun çalışıyoruz, çocuklara özel ilgi gösterecek zamanımız olmuyor’ itirazıyla karşılaştığını belirtti.

Sağlık çalışanlarının çocuklardan kan alırken mutlaka göz teması kurulması gerektiğini, yumuşak-kısık ses tonu, gülümseme, uygunsa sırtına küçük bir dokunuşun olumlu etki ettiğini vurgulayan Kazdal, şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğa, ister 20 dakika, isterseniz 2 dakika ayırın fark etmez diyorum. Bu çocuğa olan tavrınız ve yaklaşımınızla ilgilidir. Hastaya (çocuğa) vereceğiniz bütün bilgiler ve teknikler zaten işlemi yaparken geçen sürede yapılabilecek şeyler. Önce oturup çocukla uzun uzun konuşun, oynayın tarzında bir şeyleri kastetmiyoruz.

Zaten işlem için belirli bir zaman harcanıyor, o süre zarfında bir taraftan kan alırken çocuğu duvardaki bir resim ile oyalamak ya da ‘bak bakalım bu odada kaç tane lamba var. Bence 5, şimdi sen söyle bakalım kim kazanacak’ tarzında yaklaşarak çocuğun ilgisini başka yöne çekmek mümkün. Çocuğun dikkatini dağıtmak deyince çocuğu kandırmak olarak anlaşılmaması lazım.

Az önce anlattığım gibi: ‘Canın bu kadar acıyacak. Şimdi sen o sırada mesela ne yap biliyor musun duvardaki yuvarlakları say bakalım’ ya da ‘üstünde nasıl bir elbise var anlat bakalım’, ‘Sen bu sabah kahvaltıda ne yedin, dün akşam ne yedin bakalım hatırlıyor musun? Annesi doğru mu hatırlıyor’ gibi oyalayıcı iletişim çocuğun dikkatini dağıtır. İşte bakın bunları söylemek en fazla 30 saniye alır, daha fazla zaman almaz.”

Büyüklerle aynı ortamda kan alınmamalı

Çocuklardan kan alma işleminin çocuklar için dizayn edilmiş, onların dikkatini dağıtıcı, rahatlatıcı materyaller konulmuş birimler olması gerektiğini belirten Uzman Psikolog Yasemin Meriç Kazdal, bunun çocukları rahatlatacağını vurguladı. Yetişkinlerle aynı ortamda kan alınmaması gerektiğine de dikkat çeken Kazdal, buna ek olarak çocukların birbirinden etkilendiğini, çok korkan bir çocuğun diğer çocukların da korkmasına yol açabildiğini söyledi.

Fiziksel tepki gösteren çocuktan kan alınmamalı

Uzman Psikolog Kazdal, fiziksel tepki gösteren bir çocuktan kan alınmamasını da tavsiye etti. Kazdal, “Tepki gösteren çocuğun iyi hazırlanmamış bir çocuk olduğu çok aşikardır. Eğer çocuğun tetkiki ile ilgili acil bir durum yoksa, o durumda kan alınmasını önermiyorum. Orada zorlayarak kan alımını gerçekleştirmek hem çocuğun psikolojisi açısından hem de alınan örneğin sağlıklı olabilmesi açısından önemli. Çocuğun çok hareketli olması, şiddet gösteriyor olması hem gerekli numunenin düzgün ya da yeterli ölçüde alınamamasından dolayı sonucu negatif etkileyebilecek iken hem de sağlık çalışanının kan alım sırasında iğne batma ve kesici-delici alet yaralanmasına maruz kalma riskini artırıyor” dedi.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla