Beş yaşından büyük bir çocuk doğumsal ya da üç aydan uzun süre haftada en az iki kez uykudayken idrar kaçırıyorsa “enürezis” varlığından söz edilebileceğini anlatan Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı “Bu sorun, çocukların gündüz ya da gece yatağını, elbiselerini istemsiz olarak ıslatması şeklinde karşımıza çıkar. Sadece uykuda idrar kaçırma (enürezis monosemptomatik) ile sıkışma, damlatma, sık ya da seyrek idrar yapma, idrar tutma manevraları, kesik kesik işeme gibi durumların eşlik ettiği idrar kaçırma (polisemptomatik enürezis) olmak üzere iki türlüdür” açıklamasında bulundu.
İdrar kaçırmanın bazen başka sağlık sorunlarının habercisi olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, “Özellikle idrar yolu enfeksiyonu, idrar torbasının hastalıkları, üriner sistemin yapısal bozuklukları, idrar konsantrasyon bozuklukları, böbrek yetersizliği, kabızlık ya da diyabet bunlar arasındadır” dedi.
Tüm tedavi süreci boyunca ailenin çocuğa destek olmasının kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı “Çocuğun, bu sorunu sadece kendisine aitmiş gibi algılamaması için özenli hareket etmeli; tedavi sırasında ortaya çıkabilecek durumlarda suçlayıcı ve cezalandırıcı davranışlardan kaçınılmalı. Aksi yöndeki her davranışın, çocukta özgüven kaybı, davranış bozukluğu ve anksiyete gibi sorunlara yol açabileceği unutulmamalı” açıklamasında bulundu.
İdrar kaçırma sorununda çocuklarda ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar değerlendirmeleri sonrası altta yatan organik bir hastalık saptanmazsa aile yapısı ve çocuğun olaydan etkilenme derecesine göre 2 yıl gözlem ve destek tedaviyle izlem yapılabildiğini aktaran Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, “Ancak ilkokula başlama dönemi olan 7-8 yaş daha etkin bir tedavinin seçilmesi açısından önemlidir.
Altta yatan organik bir hastalığın olup olmadığının değerlendirilmesi için laboratuvar incelemeleri ve üriner sistem ultrasonografisi istenebilir. Bazen çocuklar, uygulanacak tedavi yönteminden korkabilir. Bu noktada ailenin de tedaviye katılımı, tedavinin başarısı için çok önemlidir. Muayene sırasında çocukla doğru iletişim kurmak, dikkat etmesi gereken durumları onunla paylaşmak, zorlandığı alanlarda ona yol göstermek tedavinin sonuçlarına da olumlu yansır” dedi.
Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tedavinin başarı oranı, monosemptomatik enürezis türünde davranış tedavisi ve alarm tedavisi ile yüzde 90’ların üzerindedir. Tedavi sonrası sorunun tekrar görülme olasılığı da düşüktür (yüzde 20-30). İlaç kullanımında ise başarı oranı yüzde 60-70 arasında değişmekte olup, tedavi sonrası tekrar görülme olasılığı yüksektir.”
BESLENMEYE DİKKAT!
Çocukların beslenme şekilleri de bu rahatsızlığı tetikleyebilir. Sıvı alımının düzenlenmesi, gazlı ve kafeinli içeceklerden uzak durulması, özellikle akşam yemeğinden sonra meyve, kuruyemiş, şekerli ve tuzlu besinler ile içeceklerin kısıtlanması önemlidir. Çocuğunuz için aşağıdaki önerileri dikkate almayı ihmal etmeyin:
İDEAL TUVALET EĞİTİMİ İÇİN…
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?