Çocuklarda gıda alerjisi ve aşırı gıda duyarlılığı klinik pratikte oldukça yaygın karşılaştığımız bir durumdur. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi besin alerjisinin görülme sıklığı artmaktadır. Çocuklarının yaşı 1-2’den küçük olan ebeveynlerin yarısı, çocuklarının bazı semptomlarını gıda ile ilişkilendirirler; ancak bu şüphelerin çoğu zamanla kaybolur. Okul çocukları arasında yapılan bir araştırmada, %24’ü gıda alerjisi olduğunu veya bir dönemde gıda alerjisi geçirdiklerini bildirmişlerdir. Çocuklarda gıda alerjisi konusunda başta KDT Rehberi olmak üzere bir kaç kaynaktan derlediğim yazıyı dikkatinize sunmak istiyorum.
Bu yazıda, Gıda alerjisinin nedenleri, Gıda intoleransı, Anafilaktik reaksiyon, Gıda alerjisi belirtileri ve tedavi hakkında bilgi bulunuyor.
İçindekiler
Besin alerjisi, besin proteinlerine karşı geliştirilen spesifik IgE antikorları aracılığı ile ortaya çıkan Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak tanımlanmaktadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi besin alerjisinin görülme sıklığı giderek artmaktadır. Anne, baba ya da kardeşlerinde alerjik rinit, bronşiyal astım, atopik dermatit ve besin alerjisi gibi alerjik etiolojiye dayalı bir hastalık bulunan bebekler besin allerjisi açısından yüksek risk grubundadırlar. Besin alerjisi yönünden risk grubunda bulunan bebeklere uygulanması gereken tanı ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesi, doğru tanı ve tedavinin yapılabilmesinde yararlı olacaktır.
Gıda (besin) alerjisi ile bağlantılı semptomlar ve tanı yöntemleri
Besin alerjisi, besin proteinlerine karşı geliştirilen spesifik IgE antikorları aracılığı ile ortaya çıkan Tip I aşırı duyarlılık reaksiyonu olarak tanımlanmaktadır. Spesifik IgE antikorları dışında farklı alerjik mekanizmalar da besin alerjilerinden sorumlu olabilmektedir. Anne, baba ya da kardeşlerinde alerjik rinit, bronşiyal astım, atopik dermatit ve besin alerjisi gibi alerjik etiolojiye dayalı bir hastalık bulunan bebekler besin alerjisi açısından yüksek risk grubundadırlar. Genel olarak, besin alerjisi bebeklerde ilk 1-2 yıl içinde daha sıktır.
En sık alerjiye neden olan besinler inek sütü, yumurta akı, fındık, fıstık, ceviz gibi kabuklu kuruyemişler ve deniz ürünleridir. Yaş ilerledikçe alerjik besinlere karşı tolerans gelişmektedir. Açık endikasyon yoksa, uzun eliminasyon diyetleri başlatılmamalıdır. Uzun dönemli eliminasyon diyetlerinin, örneğin atopik dermatit tedavisindeki faydaları konusunda çok az güvenilir kanıt vardır.
Okul çağından önce başlatılan eliminasyon diyeti, ya çocuk okula gitmeden önce sonlandırılmalı ya da devamı için uygun ortam sağlanmalıdır. Gıda aşırı duyarlılığı hem gıda alerjisi ile hem de gıda intoleransı ile ilgilidir. Gıda alerjisinde, semptomlara ek olarak immünolojik mekanizmayı tespit etmek de mümkündür. Bu, genellikle cilt prik testiyle veya serumdaki gıda spesifik IgE antikorlarını belirleyerek yapılır.
Gelişmekte olan bir hastalığın önlenebilmesi için, uygun risk gruplarının güvenilir bir şekilde tespiti ve önleyici tedbirlere erişminin sağlanması gerekir. Gıda alerjisi için etkili ve engelleyici, hiçbir önlem bulunmamaktadır. Annenin diyete bağlı antijenlerden, gebelik boyunca veya laktasyon döneminde kaçınmasının hiçbir şekilde koruyucu etkisi yoktur.
Ağrı kesici ve antibiyotikler anafilaksiye neden olup ölüm riski yaratabilir
Emzirmenin, atopik hastalık ve gıda alerjisi oluşumundaki etkisiyle ilgili çelişkili kanıtlar vardır. 4–6 ay boyunca sadece anne sütüyle besleme, atopik egzama gelişmesine karşı bir miktar koruma sağlayabilir6. Katı gıda başlangıcının, 4-6 aydan sonraya ertelenmesinin alerji riskini azaltması hakkında bir kanıt yoktur.6 Probiyotik bakteriler, atopik egzama ve IgE bağımlı alerjik hastalık riskini azaltmıştır, bunların kullanımı faydalı olabilir. Ancak etkiler suşa spesifiktir8 9; en kapsamlı çalışılan suş Lactobasillus rhamnosus GG’dir.
Prensip oalrak, protein içeren herhangi bir gıda alerjiye neden olabilir. Çocuklarda en yaygın neden olan ajanlar; süt, yumurta ve buğdaydır. Polen alerjisi olan okul çağındaki çocuklar, çapraz reaksiyonlar yoluyla taze meyvelere ve kök sebzelere karşıda semptom verebilirler. İnek sütü, buğday, arpa ve çavdar alerjisi, Klinik olarak en önemli alerjilerdir. Çok küçük çocuklarda rastlanır; okul öncesi dönemden sonra nadirdir.
Besinsel olarak önemli olan; bu gıdaların yol açtığı semptomlar, genellikle bebeklik döneminde, gıdanın çocuğun diyetine girmesinden birkaç hafta sonra ortaya çıkar.
Tanı, gözetim altında yapılan eliminasyon-yükleme testi ile doğrulanmalıdır.
Farklı bitki alerjenleri, benzer yapıda olup, pek çok taze meyve, sebze ve kuruyemiş, oral mukozada kaşınma ve karıncalanma hissi şeklinde semptomlara (“oral alerji sendromu” diye bilinen) yol açabilir.
Polen alerjisi neden olur, ne iyi gelir? Belirtileri, testi ve tedavisi
Fındık ağacı (fındık ve ceviz) ve badem semptomların yaygın nedenleridir. Semptomlara yol açabilen kök meyveler arasında patates, havuç, pırasa ve yabani havuç sayılabilir. Sıklıkla alerjen olarak davranan diğer sebze ve meyveler elma, armut, şeftali, kivi, erik, mango, domates ve tatlı biberdir. Aralarında hardal, kimyon, zerdeçal, zencefil ve tarçının da bulunduğu baharatlar da zaman zaman semptomlara yol açabilir.
Meyve ve sebzelerin hazırlanması (pişirme ve dondurma), alerjik özelliklerini ortadan kaldırır, polen alerjisi olanların çoğu, bu sebze ve meyveleri tüketebilir hale gelir.
Okul-öncesi çağdan sonra, alerjenlerden kaçınma, semptomların ortaya çıkışına bağlıdır. Çapraz reaksiyonlara bağlı olarak, cilt prik testlerinde ve spesifik IgE antikor testlerinde yanlış-pozitif sonuçlar olabilmekte ve semptomlarlada uyum sağlamadığından, önerilmemektedir.
Sindirim sistemi: Oral alerji sendromu, sindirim sistemi anafilaksisi, besin proteini kaynaklı proktokolit ve enterokolit, enteropati sendromu.
Deri: Atopik dermatit, ürtiker, anjiyoödem.
Solunum: Burun akıntısı, burun tıkanıklığı, akut astım bulguları, laringospazm.
Genel: Anafilaksi, besin kaynaklı egzersiz sonucu oluşan anafilaksi, Heiner sendromu (besin kaynaklı pulmoner hemosideroz), şiddetli ve üçüncü aydan sonra devam eden kolik ve huzursuzluk.
Ailede alerji hikayesi: Sigara kullanımı (dışarıdaki, arabadaki, büyükanne-büyükbabaların evindekini vb. de içerir) Hastanın metabolik bir bozukluğu, çölyak hastalığı veya laktoz intoleransı olabilir mi? Büyüme şeması (uzunluk, ağırlık, baş çevresi) Bebek (< 1 yaş)
Öykü: Semptomlar daha ileri tetkikleri gerektiriyor mu, yoksa normal bebekliğin bir parçası mı? Bebeklerin her biri özeldir ve çocuğun memnuniyet, mutluluk, ağlama, uyuma-uyanma düzeninde görüldüğü gibi mizaçlarıda farklıdır. Karışıklığa neden olan faktörlerin değerlendirilmesi özellikle önemlidir. En son başlanan gıdalar deneme amacıyla elimine edilebilir ve çocuk semptomların gelişmesi için gözlemlenebilir. Eğer bunun faydası olursa, elimine edilen gıdalar tekrar birer birer başlatılabilir.
Tanısal çalışma sırasında, hiçbir yeni gıdanın rastgele eklenmemesi özellikle önemlidir.
Semptomlar üzerinde herhangi bir etkisi olmayan, hiç bir diyet durdurulmalıdır.
Daha büyük çocuklar
Gıdayla uyarılmış semptomlar beklenmez
Polen alerjisinde çapraz reaksiyonlar: yukarıya bakınız
Yaz aylarında iyileşen bir döküntüye, gıda alerjisinin yol açması pek mümkün değildir 1.
Gıda alerjisinin semptomları
Ciltte bulguları Ürtiker, cildin kızarması (ani reaksiyonlar), atopik egzamanın alevlenmesi (gecikmiş reaksiyon) Ciddi atopik egzamalı bebekte, gıda maddesi genellikle alevlendirici faktör olarak bulunur. Atopik dermatit, kuru kış havası, stres ve enfeksiyonların da içinde bulunduğu birçok faktör tarafından alevlenebilir. Tekrarlayıcı model yaygındır, bu da pek çok yeni gıdanın başlatıldığı bebeklikte zor bir durumdur.
Intestinal semptomlar, Karın ağrısı, kusma, gaita kıvamında değişiklikler, inatçı ağlama ve huzursuzluk, yorumlanması çok güç ve gecikmiş reaksiyonlardır. Bağırsak hareketlerinin sıklığı bireyler arasında büyük farklılıklar gösterir. Örneğin, bir bebek için normal bir düzen bir günde 10 kez dışarı çıkmak veya haftada bir çıkmak olabilir (çocuğun iyi ve normal olarak gelişiyor olması şartıyla).
Gastrointestinal semptomlardan en belirgini, sindirimden neredeyse hemen sonra ortaya çıkan ve bu yüzden sorunlu gıdayla (domates, narenciye ve polen alerjisinde elma) kolayca ilişkilendirilebilen ağız ve dudaklar etrafındaki kontakt alerjidir. Diyetteki bütün değişiklikler, normal olarak bağırsak fonksiyonlarında değişikliklere yol açabilir.
Solunum yolu semptomları, Rinit, kaşıntılı gözler, hapşırma ve nadiren dispne.
Bu belirtiler, genellikle ürtiker ve anafilaksi belirtileri olarak görülen, ciddi sistemik reaksiyonlarla ilişkilidirler. Gecikmiş, hücre-aracılıklı semptomların ortaya çıkmasından önce saatler-günler geçebilirken, IgE-aracılıklı semptomlar genellikle birkaç dakika içinde ve 1-2 saati geçmeyecek şekilde ortaya çıkar. Gecikmiş bağırsak reaksiyonlarını ve atopik egzama alevlenmelerini belirli bir gıda ile ilişkilendirmek son derece güçtür. Çift-kör gıda yükleme tanıda faydalı olabilir.
Diğer semptomlar Gıda (gıda aşırı duyarlılığı) ile migren, artrit, sistit veya nefrit arasında bir ilişkiyi destekleyen kanıt yoktur.
Temel bir kural olarak; güçlü bir şüphe olmadığı sürece, büyük çocuklara gıda alerjisi testi yapılmasından kaçınılmalıdır. Eliminasyon ve yükleme testleri tanının temelini oluşturur. Besin olarak önemli gıdalar için (küçük çocuklarda süt ve buğday), daha ciddi eliminasyon–yükleme testi yürütülmelidir, örneğin aşağıdaki şekilde: Şüpheli gıda(lar) diyetten tamamen çıkarılır(1–2 hafta için). Semptomların gelişmesi/kaybolması bir semptom günlüğüne kaydedilir. İyileşme ve semptomların kaybolması, gıda alerjisinin varlığını destekler ama tanısal değildir. Gıdanın tekrar başlatılması gerekir (yükleme).
Gıdanın küçük bir miktarı diyete tekrar konur ve çocuk semptomatik olmadığı sürece miktar, günlük normal (yaşla uyumlu) miktarına kadar yavaş yavaş artırılır.
Semptomlar, genelde tüketilen miktarların uygun olması halinde, gıdanın başlatılmasından en fazla 1-2 gün sonra (semptom günlüğü) tekrar ortaya çıkar. 5 günden sonra ortaya çıkan semptomlar alerjiyi göstermez. Ani reaksiyonlara, detaylı bir öykü alınmasıyla tanı konulabilir. Besin olarak daha az önemli gıdalar için test yapmaya gerek yoktur, diyetten tamamen çıkarılıp daha geç bir evrede tekrar başlatılabilirler.
Gıdanın yol açtığı şüpheli anafilaktik reaksiyonlar: eğer belirgin bir anafilaktik reaksiyon şüphesi varsa, hastanın şüpheli gıdayı evde tekrar denemesi istenmemelidir; alerjen yüklemeyle ilgili karar her zaman bir uzman tarafından verilmelidir. Pozitif cilt prik testleri veya spesifik IgE antikorlarının varlığı tanı için yeterli değildir. IgA ve IgG antikorları herkeste saptanabilir ve tanı koymada yararlı değildir. Okul-öncesi ve daha büyük çocuklar, tipik olarak cilt prik testlerine ve kan testlerine klinik bir anlamı olmayan pozitif sonuçlar verebilir. Yama veya epikutan test, uzman ortamında, seçilmiş hastalarda, bilimsel araştırma yapmakta kullanılan yöntemlerdir. Mevcut bilgiye göre yeterince güvenilir bir test değildir.
Tip I aşırı duyarlılık aracılığı ile ortaya çıktığı bilinen anafilaksi gibi sistemik ya da çeşitli sistemlere ait alerjik kaynaklı olabilecek olan bütün bulgularda, özellikle öyküde bir besin alınmasını takiben ortaya çıkan alerjiyle ilişkilendirilebilecek bulguların varlığında besin alerjisi düşünülmelidir. Besinler deri ve sindirim sistemi ile ilgili alerjik bulgulara neden olabilecekleri gibi üst ve alt solunum yolu ile ilgili alerjik bulgulara da neden olabilmektedirler. Ancak besin alerjilerinde tek başına solunum yolu bulgularının ortaya çıkması nadirdir.
Öykü: Bulguların sorumlu olabilecek besinlerle ilgisi dikkatli bir şekilde sorgulanmalıdır. Besin alerjisinde birden çok sistemi ilgilendiren bulguların ortaya çıkması tanıyı destekler.
Fizik muayene: Dikkatli bir sistemik muayene ile gözden kaçabilecek olan ayrıntıların değerlendirilmesi tanıda çok önemlidir. Ancak sistemik muayene tanı koydurucu değildir.
Sorumlu besin maddesinin tespit edilmesine ilişkin yöntemler
Deri prik testi: Her yaştaki çocukta yapılabilir. Tanıyı destekler. Ancak öykü ile birlikte değerlendirilmesi önerilir, tek başına tanı koydurucu değildir. Spesifik IgE ölçümü: Pahalı bir test olup, ilk aşamada çoklu besin tarama testi şeklinde yapılması önerilir. Deri
prik testleri gibi öykü ile birlikte değerlendirilmesi önerilir, tek başına tanı koydurucu değildir. Besin alerjilerinin bir kısmı IgE dışı mekanizmalarla olabileceği için, alerji testlerinin normal bulunması “besin alerjisi” tanısını dışlamaz. Bu nedenle klinik bulguların besin alımı ile ilişkisinin değerlendirilmesi daha önemlidir.
Besinin çıkarılması: Sorumlu olduğu düşünülen besin maddesinin diyetten çıkarılması ile bulguların kaybolması besin alerjisi tanısında yararlı olabilir. Sıfır-1 yaş grubunda en sık rastlanan besin alerjisi nedeni inek sütü proteini alerjileridir.
Besin yükleme: Besin alerjisi tanısında önemlidir. Çift kör plasebo kontrollü yöntemle yapılacak olan besin yükleme testi besin alerjisinin tanısında altın ölçüttür. Ancak yapılmasındaki zorluklar nedeniyle tek kör ya da açık besin yükleme testleri de tanı koydurucudur. Bu testler anafilaksi riski nedeniyle deneyimli kişiler tarafından ve
önlem alınmış ortamlarda yapılmalıdır.
Gıda alerjisi semptomlara neden olan gıdalardan kaçınarak, tedavi edilir. Kaçınmanın boyutu semptomların şiddetine bağlıdır; eğer semptomlar hafifse şüpheli gıdayı tamamen elimine etmeye gerek yoktur.Normal, yaşa uygun, bir diyet sağlamak için çalışılmalıdır. Eğer besin olarak önemli gıdalar (süt, tahıllar) elimine edilecekse, alternatif gıdaların sağlanması garantilenmeli ve bu bakımda bir diyetisyen yer almalıdır.
Amaç, normal büyüme ve gelişmedir. Gıda alerjisi olan çocukların çoğunluğu, kazayla şüpheli gıdaya maruz kalabilirler. Ebeveynlere alerjik reaksiyonlar için ilk yardım olarak antihistaminik kullanımı öğretilmelidir. Eğer çocuk önceden ciddi bir sistemik reaksiyon geçirdiyse, yanında kullanımı gösterilmiş bir adrenalin oto-enjektörü taşımalıdır.
Diyet: Besin alerjisi olduğu saptanan olgularda öncelikle sorumlu besinler diyetten çıkarılmalıdır. Bunun yanında sorumlu besinler anne sütüne geçebileceğinden, emziren annelerin de diyetinden çıkarılmalıdır. Atopik dermatit ya da bronşiyal astım gibi bir başka alerjik hastalığı olan çocuklarda besin alerjisi kanıtlanmadıkça alerjik bulgulara neden olabilecek besinlere karşı diyet uygulanması önerilmez.
Beslenme: Besin alerjisi tanısı ile izlenen ve diyet önerilen bütün çocuklarda dikkatli bir büyüme gelişme izlemi yapılmalı, beslenme durumları izlenmeli ve gerekli ek destekler
sağlanmalıdır. İnek sütü alerjisi olup anne sütü alamayan bebeklerden anafilaktik reaksiyonu bulunanlara amino asit esaslı elementer mamalar, anafilaktik reaksiyonu olmayıp diğer tip alerjik bulguları olanlara tam hidrolize veya amino asit esaslı elementer mamalar önerilir. İnek sütü alerjisi tanısı almış bebeğe kısmi hidrolize mama önerilmez.
Besin etiketlerinin önemi; Marketlerde satılan tüm besin maddelerinin üzerindeki
etiket içerikleri dikkatli bir şekilde okunmalıdır. Alerjik olan besin maddeleri sorgulanmalı, restoran ve benzeri yerler gibi ev dışındaki ortamlarda hazırlanan besinlerin tüketilmesi sırasında görevlilerden besin içerikleri ile ilgili bilgi istenmeli ve gizli bulaşa dikkat edilmelidir. Özellikle sistemik anafilaksi bulguları görülen olgularda çok dikkat edilmelidir
Çocuğun yaşı, klinik bulguların şiddeti ve öykü birlikte değerlendirilerek altı ay ya da bir yıllık aralarla olgular tekrar değerlendirilmelidir. Besin olarak önemi olmayan bireysel gıdalar, eğer gıdanın semptomlara neden olduğu açıksa, birinci basamak sağlık hizmetlerince bu gıda elimine edilebilir. Eliminasyon ve tekrar başlatma bir semptom günlüğü tutarak evde yürütülebilir. Bu çocukların nasıl takip edilmesi gerektiği konusunda yeterli çalışma yoktur. Bu yüzden takip rutinlerine klinik deneyim yol gösterir.
Besin alerjisi saptanan çocukların ailelerine bu konuda gerekli olan izlem ve tedavi önerileri konusunda bilgi verilmelidir. Ayrıca acil anafilaksi ortaya çıkma durumunda
acil tedavi basamaklarında kendilerinin yapmaları gerekenler dikkatli bir şekilde öğretilmelidir. Anafilaksi riski olan olguların “tek kullanımlık adrenalin enjektörleri” taşımaları sağlanmalıdır. Ailelerin çocuğun yanında bulunmadığı bir sırada gerçekleşebilecek olan anafilaksi reaksiyonlarının farkedilebilmesi ve tedavisinin
başlatılabilmesi amacıyla, anafilaksi riski bulunan çocukların bu konuya dikkat çekecek kola takılabilecek bilezik ya da boyuna takılabilecek kolye şeklinde bir belirteç
taşımalarının sağlanabilmesi önemlidir.
Yumurta ile anafilaktik reaksiyon geliştirdiği belirlenen olgularda, yumurta embriyonunda hazırlanmış olan ve yumurta proteinleri içeren aşıların (influenza vs) yapılması nadir de olsa alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Yumurta ile anafilaksi öyküsü olan olguların çocuk alerji uzmanlarına yönlendirilmeleri uygun olur
Bir uzmana sevk için endikasyonlar
Yaygın egzaması veya kötüleşen semptomları olan küçük bir bebek
Zor veya kafa karıştırıcı semptomları olan küçük bir bebek ve ebeveynin gıda alerjisinden emin olması
Önemli bir besin maddesine karşı gıda alerjisi olduğu düşünülen bir bebek (süt, buğday)
Gelişme eksikliği
Diyete sürekli kendi kendine yapılan sınırlamalar
Birinci basamak sağlık hizmetlerinde
Eliminasyon diyetindeki bir çocuğun büyümesi, büyüme şemaları ile izlenir.
Aşılar normal programa göre verilir. Yumurta alerjisinde, eğer çocuk yumurtaya karşı anafilaktik reaksiyon geçirmediyse, aşılamayı engellemez. Aile, diyeti normal bir diyete doğru genişletmeye ve rasyonalize etmeye teşvik edilir. Çocuğun diyeti en geç 5 yaşında tekrar değerlendirilmelidir: Belirli gıdalardan kaçınma bir eliminasyon-yükleme testine mi dayanıyor? Durum bir uzman tarafından tekrar değerlendirilmeli mi?
Kaynaklar: Çocuklarda besin alerjisi tanı ve tedavisi. Türk Ped Arş 2013; 270-4. DOI: 10.4274/tpa.2029. Hoare C, Li Wan Po. Systematic review of treatments for atopic eczema. Health Technol Assess Johansson SG, Mygind N, Ring J, EAACI nomenclature task force. A revised nomenclature for allergy. Allergy 2001
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?