Çocuk felci, (polio) bebeklerde ve çocuklarda felce neden olabilen virüs kaynaklı bulaşıcı bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Bu hastalıktan korunmanın en iyi yolu aşılanmaktır. Hastaların çoğunda herhangi bir belirti görülmez ancak virüsü etrafa bulaştırarak hastalığın yayılmasına neden olurlar. Hastaların bir kısmında virüsler kan dolaşımına geçer; halsizlik, kusma ve ateş gibi şikayetlere neden olur. Bazı hastalarda ise kalıcı hasara ya da ölüme neden olabilir. Çocuk felci aşısının keşfedilmesi ile geçmişi 6 bin yıla dayanan bu hastalık dünyanın pek çok yerinde tamamen ortadan kaldırılmıştır. Kesin bir tedavisi olmasa da hastalığın belirtilerini azaltabilen destekleyici tedaviler mevcuttur.
İçindekiler
Çocuk felci, (Poliomiyelit-polio) RNA içeren üç tip enterovirüs (poliovirus tip 1, 2 ve 3) kaynaklı bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Poliomiyelit, bebeklerde ve çocuklarda felce neden olabildiği için aynı zamanda “çocuk felci” olarak da bilinir. Bulaşıcı ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hasta kişilerin dışkılarından yayılan virüsün ağız yolu ile vücuda girer. Bağırsaklarda çoğalan PV, dışkıyla etrafa saçılır; enfekte kişinin başkalarına da virüs bulaştırmasına neden olur. Vakaların %90’ı belirti göstermeksizin virüsü etrafa yayarlar.
Ancak %10 vakada bağırsaktaki virüsler kan dolaşımına geçerler ve halsizlik, kusma, ense sertliği, ateş ve baş ağrısı gibi şikayetlere neden olurlar. Hastaların %1‘inde, kan dolaşımına geçen PV, merkezi sinir sistemine geçerek burada kalıcı hasar yapar.
Kabakulak nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri, aşısı ve tedavisi
Polio, virüslerin neden olduğu çok bulaşıcı bir hastalıktır. Esas olarak fekal-oral yolla kişiden kişiye yayılır. Daha az sıklıkla ise kontamine (kirli-virüslü) su veya gıda ile ve kalabalık ortamlarda havaya yayılan damlacık şeklinde bulunan virüslerin solunmasıyla bulaşır. Hastalığın kuluçka süresi genellikle 6 ila 20 gündür. Virüs ağızdan alındıktan sonra bağırsaklarda çoğalmakta ve buradan sinir sistemine yayılarak felce sebep olabilir.
Virüs boğazda da taşınabilmektedir. Hasta kişiyle aynı evde kalan çocuklara yayılma oranı %100, erişkinlere bulaşma oranı %90’ın üzerindedir. Vakaların %60-70’i 3 yaşın altındaki çocuklarda, %90’ı 5 yaşın altındaki çocuklarda görülmektedir.
Poliovirus bulaşan çoğu hastada (%72) belirgin bir rahatsızlık gelişmez. Geriye kalan diğer hastalarda ise yukarda belirtilen grip benzeri belirtiler görülebilir. Bu semptomlar genellikle 2-5 gün arasında kendiliğinden kaybolur. Poliovirus enfeksiyonuna maruz kalan az sayıda kişide ise beynin ve spinal kordun etkilenmesiyle aşağıdaki daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir:
Virüsün beyine geçmesi halinde “Bulbar Polio” ve “Polio Ensefaliti” gelişir. Bu durum genelde nefes durması, tüm vücut felci ve hatta ölümle sonuçlanabilir.
Hastalık başladıktan sonra spesifik ve kesin bir tedavisi yoktur. Sadece belirtilere yönelik semptomatik yani destek tedavisi uygulanabilir. En yaygın destekleyici tedaviler şunlardır:
İlerlemiş bacak zayıflığı durumlarında, tekerlekli sandalye veya başka bir cihaza ihtiyacınız olabilir.
Verem nedir, neden olur? Tüberküloz belirtileri, tedavisi ve aşısı
Polio’ya yakalanan çoğu hasta tamamen iyileşir. Nadir durumda, enfeksiyonun beyni etkilemesi sonucu kol ve bacaklar da kalıcı kas fonksiyon kaybı veya gövde ve göğüs kaslarında tutulum sonucu solunum fonksiyonlarının kötüleşmesine bağlı olarak ölüm oluşabilir. Az sayıda vakada bacaklarda geri dönüşü olmayan felce neden olabilir. Felcin solunum kaslarını etkilemesi halinde ise vakaların %2 ila10’unda ölüm görülebilmektedir.
Polio paralizisi geçiren ve tamamen iyileşmiş gözüken insanların yaklaşık %40’ında, ilk hastalıktan 15-40 yıl sonra ilave belirtiler gelişebilir. “Post Polio Sendromu” denilen durumla ilgili halen devam etmekte olan araştırmalar vardır. Önceden etkilenen nöronların kaybına bağlı olarak oluştuğu düşünülmektedir.
Bu belirtilerin şiddeti değişebilir. Yaşlanmayla bağlantılı oldukları düşünülüp gözardı edilmemelidirler. Mevcut araştırmalara göre polio sekeli belirtileri en az yaş kadar insan vücudunu hırpalamaktadır.
Zatürre (pnömoni) nedir? Kimlerde görülür? Belirtileri ve tedavisi
Çocuk felcinden korunmanın en etkili yolu çocuk felci aşısı yaptırmaktır. Yabani poliomyelit virüsünün yol açtığı çocuk felci batı yarımkürede elimine edilmiştir. Çocuk felci salgınları hala Afrika ve Ortadoğu’da meydana gelmektedir. Bu yüzden çocuk felci aşısına halen devam edilmektedir. Kişiler rutin ve güncel çocuk felci aşı serisine sahip olmalıdır. Yetişkinlerde buna ek olarak, hastalığın yaygın olduğu ülkelere yapılacak yolculuktan 4 hafta önce hayat boyu koruyacak bir doz aşı tekrar yapılmalıdır.
Korunmak için ayrıca;
Temel olarak canlı (OPV) ve ölü (inaktif ) aşılar olmak üzere iki çeşit aşı mevcuttur:
Canlı aşıdır ve koruyuculuğu %90-95’ tir. Ağızdan damla şeklinde kullanılır. Bu nedenle uygulanmaları kolay ve masrafsızdır. Yaşam boyu bağışıklık kazandırır. Canlı aşılar da kendi içinde iki gruba ayrılmaktadır:
Çocuk felci (Polio) aşısı nedir? Ne zaman yapılmalı? Yan etkileri
Çocuklarda bacak, yetişkinlerde ise kollarda olmak üzere adele içerisine enjeksiyon şeklinde uygulanır. Bu nedenle az gelişmiş ülkelerde kitlesel olarak tüm çocuklara uygulanması zordur. Aşının koruyuculuğu %95’tir.
Çocuk felci aşılama programlarında ideal olarak bebeklere 2. ay, 4. ay, 6.ay ve 18. aylar arasında olmak üzere 4 doz aşı yapılmaktadır. İlerleyen yıllarda ise 4 -6 yaşlar arasında olmak üzere bir kez booster (güçlendirici) doz çocuk felci aşısı yapılmalıdır. İnaktive polio aşısı (IPV) kombinasyon aşısı şeklinde yani çocukluk dönemi diğer aşılarla birlikte uygulanabilir. Aşılama sonrası çocuk felci gelişme riski yoktur. İmmün yetmezliği olanlarda da kullanılabilir.
Pek çok çocukta enjeksiyon yerinde küçük bir ağrı hissedilebilir. İnaktif polio aşısının (İPV) ciddi bir yan etkisi bildirilmemiştir.
Polio, kolayca bulaşan ve çok büyük bir hızla yayılan bir virüs enfeksiyonudur. Vahşi poliovirüsünün yayılması, tüm endüstrileşmiş ülkelerde ve gelişmekte olan ülkelerin pek çoğunda durmuştur. Ancak özellikle ılıman iklim kuşağındaki gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı problemi olarak devam etmektedir. Ilıman iklimlerde poliovirüs enfeksiyonu yaz aylarında artar. Afrika ve Asya’nın belirli bölümlerine gidecek yolcular için çocuk felci hastalığı riski olabilir. 30 yıl kadar önce, 125 ülkede endemik olarak görülen poliomyelit, 2006’da sadece Afganistan, Hindistan, Nijerya ve Pakistan’da kalmıştır.
Tetanoz aşısı nedir? Ne zaman yapılmalı? Yan etkileri nelerdir?
Hastalığın mevcut olduğu ülkelere giden yolcular aşı ile korunmalıdırlar. Aşı, yolculuktan 4 hafta öncesinde yapılmalıdır. Enfekte olan yolcular olası hastalık taşıyıcılarıdır ve hastalığın dünya çapında silinmeye başladığı günümüzde poliomiyelitten arınmış bölgelere virüsün tekrar girmesini sağlayabilirler.
Savaşlar ve iç karışıklıklar nedeniyle nüfus hareketliğinin arttığı günümüzde, dünyanın değişik bölgelerindeki poliomiyelit kontrol ve eradikasyon çabaları da tehlikeye girmiştir. Evet, ne yazık ki yürütülen bu başarılı aşılama kampanyasına rağmen çocuk felcinin tekrar hortlama ihtimali var. Geçtiğimiz birkaç yıldır, dünyanın çeşitli bölgelerinde görülen çocuk felci vakalarında az da olsa artış söz konusudur. Bunun başlıca nedenleri arasında aşılama kampanyalarındaki çeşitli aksamalar, sansasyonel aşı karşıtlığı hareketi ve ağızdan alınan Sabin aşısından (OPV) kaynaklanan problemler sayılabilir.
Türkiye’de son çocuk felci vakası 1998 yılında görülmüştü ve ülkemiz o tarihten beri DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından çocuk felci açısından güvenli ülkeler kategorisine dahil edilmişti. Ancak, ülkemizdeki son yıllardaki gelişmeler korkutucu, çocuk felci kapımıza dayanmış durumdadır. Salgın görülen bölgeye coğrafi yakınlığımız ve ülkemizde olan yaklaşık 3.600.000 Suriye’li mülteci nedeniyle olası bir çocuk felci salgını konusunda ciddi riskler söz konusudur ve aşılamanın önemi önceki yıllara oranla çok daha fazla artmıştır.
Prof. Dr. Ceyhan uyardı: Aşı karşıtı konuşanların hepsinin çocukları aşılı
Çocuk felci, insanlık tarihi kadar eski bir hastalıktır. Eski Mısır’da, M.Ö. 1400 yılından kalma bir tablette, bacağında çocuk felci sekeli olan bir Mısırlı tasvir edilmektedir. Geçmişte kanalizasyon sistemi yokluğu sebebiyle bebekler virüsle anne memesinde tanışıyor ve anne sütünün koruyuculuğu sayesinde hastalığı daha hafif atlatıyorlardı.
Ancak 1800’lerde hijyen ve kanalizasyon sisteminin gelişmesi sonucunda bebeklerin polio virüsü ile tanışma yaşları ilerledi. Bu da 1900’lerin başında önemli çocuk felci salgınlarına neden oldu. 20. Yüzyılda ise çocuk felci günde binlerce çocuğun sakat kalmasına neden olan korkulan bir hastalık haline gelmişti.
1916’da, olan ve 27.000 kişinin sakat kalmasına, 6.000 kişinin de ölmesine neden olan ABD salgınından sonra 1948 yılında bilim insanları, çocuk felcine neden olan üç farklı polio virüsünü tanımladılar. ABD’de 1952 yılında yeni bir salgınla 57.628 çocuk felci vakası ortaya çıktı. Bu salgından iki yıl sonra Dr. Jonas Salk’ın formaldehitle öldürülmüş virüsten elde ettiği aşı (İPV) kullanılmak üzere hazır hale geldi.
Bu aşı, aşılanan gruptaki çocuk felci oranını, aşılanmayan gruba göre %90 oranında azalttı. 1958’de ise Dr. Albert Sabin aşısı (canlı zayıflatılmış virüs) uygulandı. Bu aşı, ağızdan damlatılarak uygulanabildiği için yaygın ve kolay kullanımı açısından çok avantajlıydı. Aşıyı uygulamak için tıbbi personel gerekmiyordu. 1962’de ABD hükümetinin Sabin’in aşısına da onay vermesinin ardından, 1972’de Sabin aşıda kullandığı viral suşları DSÖ aşılama programına bağışladı. Böylece aşılamanın yaygınlaşmasıyla tüm dünyadaki yıllık poliomyelit vaka sayısı üçyüz binlerden, birkaç yüz vakaya indi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?