Beş yaş öncesi çocuklarda gerçek ile hayal arasında ayırt edememe, yaşanmamış olayları yaşanmış gibi anlatma, farklı ya da abartılı anlatma gibi durumların normal karşılanması gerektiğini dile getiren Psk. Demirhan, bu durumun yalan olarak kabul edilmeyeceğini söylüyor. Çocuklarda abartılı anlatımların 6-7 yaşına kadar devam edebileceğini belirten Psk. Demirhan, şu saptamayı yapıyor:
“7 yaşından sonra çocuğun hayalle gerçeği daha iyi ayırt etmesi ile abartılı ve hayal ürünü anlatımlar çocuklarda azalmaya başlar. Hayal gücü iyi olduğu için çeşitli senaryolar üreten çocuklar resim, tiyatro veya yazı yazmak gibi çeşitli etkinliklere yönlendirilebilir. Fakat ilkokul çağındaki bir çocuğun artık muhakeme yeteneği ve soyut somut kavram algısı geliştiği için gerçeği yansıtmayan söylemlerine yalan diyebiliriz.
“Çocuklar genel olarak; dikkat çekmek, cezadan kaçınmak, bazı menfaatler elde etmek, ilgi görmek, ona zor gelen bazı sorumluluklarından kurtulmak ve korkularından dolayı yalan söyleyebilirler” diyen Psk. Demirhan çocuklarda yalan söyleme alışkanlıklarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: Aile içinde veya çevrede çok sık yalan söyleniyor olması çocuğun anne babasını model alarak yalan söyleme davranışını kazanmasını ve bunu normalleştirmesini sağlar.
Yanianne-babalar yalan söyleme konusunda istemeden model oluşturabilir.Anne-babanın yalana başvurduğuna tanık olan çocuk, yalan söylemeyi öğrenir. Örneğin eve gelmek isteyen misafire anne ve babanın gerçeği söylemek yerine “akşam başka bir işimiz var. Yalan söylemesi ve çocuğun buna şahit olması bile, ebeveynin çocuğunun yalan söylemesine zemin hazırlar.”
En çok endişe vermesi gereken durumun, çocuğun bir kazanç elde etmek veya bir sorumluluktan kurtulmak için yalan söylemesi olduğuna dikkat çeken Psk. Demirhan, “Çocuğun söylediği yalana çevresindekileri inandırdığını düşünmesi problemli bir durumdur. Mesela anne-babası ilgisiz olan bir çocuk, yazılıdan kötü bir not aldığında nasılsa anne-babasının okula gidip notunu araştırmayacağını bildiği için sınavdan iyi not aldığı yalanını rahatlıkla söyleyebilir ve bu davranış süreklilik halini alıp ileride daha büyük yalanların başlangıcını oluşturur.” diyor.
Duygu Demirhan yalan söyleme davranışını iyileştirmenin, bu davranışı önlemekten daha zor olduğunu söylüyor. Önemli olan, çocuğu yalana itecek durumlara meydan vermemektir diyen Demirhan şöyle devam ediyor: ”Anne ve babalar çocuklarına model olduklarını akıldan çıkarmamalı ve doğru model olmalıdırlar. Ebeveynin söyledikleri ile davranışları arasında tutarlılık olmalıdır. Yalanın her türlüsüne karşı olduğunuzu sadece çocuğu uyararak değil, yaşayarak, örnek olarak da göstermek gerekir.
Anne ve babalar çocuklarını çok iyi tanımalı ve başaramayacağı şeyler istememelidirler. Çocukları kardeşi ve çevresindeki diğer insanlar ile kıyaslamamak, aşırı otoriter ve baskıcı bir tutumla yaklaşmamak, çocuğu tehdit etmemek yalanın önlenmesi için önemlidir. Çocukların hangi durumlarda yalana başvurduğunu irdelemek önemi unutulmamalıdır.”
Çocukların okulda uyum sorunu yaşamaması için dikkat edilmesi gerekenler
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?