Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Pediatrik Alerji Bölümü’nden Prof. Dr. Cansın Saçkesen, çocuklarda sık rastlanılan kış hastalıkları ve bu hastalıklardan korunmanın yollarını şöyle anlatıyor:
Soğuk algınlığı hastalığı soğuk havada kalmak veya üşümek nedeniyle değil, virüsler nedeniyle ortaya çıkıyor. Soğuk algınlığına 200’den fazla virüs çeşidi neden olur. En sık neden olanlar arasında Rhinovirüs, Coronavirüs ve Respiratory syncytial virüs ve human metapneumovirus sayılabilir. Soğuk algınlığında burun akıntısı (şeffaf/ renksiz veya beyaz renkli burun akıntısı), boğaz ağrısı, hapşırma, halsizlik, iştahsızlık ve sıklıkla hafif ateş (38°C’yi geçmeyen vücut sıcaklığı) görülebilir. Çocuklar soğuk algınlığına çok daha kolaylıkla yakalanırlar ve bir yıl içinde 4 ile 8 kez arasında tekrar edebilir. Çocuklar büyüdükçe çeşitli virüslere karşı bağışıklık sistemi güçlenir ve bu tip hastalıkların sıklığı yaş büyüdükçe giderek azalır.
Influenza virüsünün neden olduğu grip hastalığı kış aylarında özellikle Kasım ve Mart ayları arasında görülmekte ve kliniği soğuk algınlığına göre daha ağır seyretmektedir. Baş ağrısı, ateş (39°C’yi geçen ateş görülebilir), kas ağrısı, titreme, üşüme, halsizlik, bitkinlik ve öksürük görülür. Influenza çok bulaşıcı bir virüstür. Günümüzde influenza aşılarıyla bu hastalıktan korunmak mümkündür. Ancak Influenza virüsünün suşları her yıl değiştiği için her kış öncesi influenza aşısının yenilenmesiyle koruyucu etkisi sağlanabilir.
Bu virüsler solunum yoluyla yani nefes alıp verirken havaya yayılan damlacıklarla veya el teması yoluyla bulaşır. Bu virüsler solunum yollarından etrafa sıklıkla hapşırma ve öksürük sırasında saçılarak yayılır. Mikropların etrafa yayılmamasını ve ellere bulaşmasını önlemek için hapşırma ve öksürme sırasında hepimizin dikkatli olması, rastgele aksırmaktan kaçınması gerekir.
Mikropların başkalarına bulaşmasını önlemek için en ideal yol mendil kullanılmasıdır ancak mendil olmadığı durumlarda kolunuzu kıvırarak, ağız ve burnunuzu kolun iç yüzü ile kapatarak öksürmek ve aksırmaktır.
Mikropların temas yoluyla yayılması en sık virüs ve bakteri bulaşmış eller yolu ile olur. Özellikle çocuklar ellerini burun, yüz ve dudaklarına erişkinlere kıyasla çok daha fazla değdirirler ve böylece başkalarından aldıkları mikrobu kendi solunum yollarına bulaştırır veya temas yoluyla mikrobun kendilerinden başka bireylere bulaşmasını kolaylaştırırlar. Bu nedenle kış aylarında sabun ile el yıkama konusunda çocuk ve erişkinler olarak hepimiz daha özenli ve dikkatli olmalı ve etrafımızdakileri bu konuda uyarmalıyız.
Çocuğunuz uzun süre öksürüyorsa; ateş ve nefes sıkışıklığı eşlik ediyorsa dikkat!
Hasta kişilerle temastan kaçınmak, dinlenme, yatak istirahati ve bol sıvı alınması alınması önerilir. Ateş varsa parasetamol veya ibuprofen ile ateşin düşürülmesi önerilir. Çocuklarda aspirin kullanılmamasını aktaran Prof. Dr. Cansın Saçkesen, “Bol su ve sıvı alınması ateş sırasında kaybedilen sıvının yerine konması açısından önemlidir ve alınan bol sıvı hastalık sırasında kıvamı koyulaşan ve yapışkan halen gelen burun, boğaz akıntılarının yumuşamasını ve kolayca atılmasını sağlar. Ayrıca tuzlu su ile burun temizleme akıntıları temizler. Bu hastalıklar 3-7 gün arasında kontrol altına alınır. Bu süre içinde hasta çocukların dinlenmesi ve diğer çocuklara da yayılmaması açısından mümkünse okula gönderilmemeleri önerilir” dedi.
Bu hastalıklar sırasında bakterilere karşı savunma sistemi zayıflar, bu nedenle bakteriyel enfeksiyonlar bademcik iltihabı (tonsilit), orta kulak iltihabı veya sinüzit ve pnömoni (zatürre, akciğer enfeksiyonu) şeklinde görülebilir. Bakteriyel solunum yolu hastalıklarında iltihaplı yeşil renkli burun akıntısı veya balgam görülür. Bu durumda antibiyotiklerin tedaviye eklenmesi düşünülebilir. Ayrıca astımlı çocuklarda soğuk algınlığı ve grip sırasında astım yakınmaları öksürük, hırıltı ve nefes darlığı görülebilir. Kış aylarında solunum yolunun mikrobik hastalıklarına bağlı astım yakınmaları tetiklenen çocuklarda kış öncesi grip aşısı olmaları ve astım için koruyucu ilaçlarını bu mevsimde düzenli kullanmaları önerilir. Kronik akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, nörolojik ve metabolik hastalığı olanlarda influenza gribi sırasında ilk 1-3 gün içinde oseltamivir tedavisine başlandığında hastalık daha hafif atlatılabilir.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?