Çocuğumuzu odasında bilgisayarla değil yabancılarla başbaşa bırakıyoruz

Kategori: Çocuk Sağlığı, Ruhsal Sağlık Print

bilgisayar Psikiyatrist Prof. Dr. Bengi Semerci, aileleri uyarıyor: Odasındaki internetle, bilgisayar ve cep telefonuyla, çocuğu aslında ‘sokakta sakın konuşma’ diye uyardığımız yabancılarla baş başa bırakıyoruz! Çocuk odasına soktuğumuz bu yabancıların tuzaklarıyla, terör örgütüne de katılabilir, uyuşturucu da satın alabilir. Bir tuşa basması yeter; o kadar basit! “Teknoloji, çocukla aramıza giren kocaman bir duvardır” diyen Prof. Dr. Semerci, ailelere çocukların teknolojiyi kullanmasıyla ilgili ciddi uyarılarda ve önerilerde bulundu:

  • Günümüz çocukları bizim kuşağımızla kıyaslandığında, çok daha fazla uyaranla dünyaya geliyorlar. Özellikle teknoloji konusunda bizden daha zekiler. Ne kadar çok uyaran alınırsa o kadar hızlı öğrenilir. Biz ne yaparsak yapalım, her şeyi onlardan sonra gördüğümüz için daha yavaş öğreniyoruz. Bu nedenle bizim aldığımız son model telefonu çocuğumuz bizden çok daha çabuk çözüyor.
  • Şimdiki ergenlerin özgürce sosyalleşme alanı olarak seçtikleri yol sosyal medya. Ancak teknoloji ve sosyal medya, çocuklar için çok ciddi tehlikeler barındırıyor. Öyle sadece filmler falan yetmiyor çocuklar için; haberler, programlar, diziler, reklamlar da var… Taciz, cinsiyet ayrımcılığı, şiddet, korku, cinsellik, madde kullanma, suça özendirme gibi bir çok risk var. Çocuğu çok dikkatli izlemek gerekiyor.

Mutlaka denetlenmeli

  • Tamamen yasaklamak mümkün olamıyor ama mutlaka sınır koyulmalı ve denetlenmeli. Çocukla bu konuda nerede didişmek, nerede korumak gerekiyor o sınırı da bilmek gerekiyor. Çocuklara ‘bu çok kötü bunu elleme’ demek yerine ‘ben bunu kontrol etmeliyim’ demek gerekiyor. ‘Benim izin verdiğim kadar yapabilirsin, ben bunu kontrol edebilirim’i çocuğa hissettirmekte fayda var.
  • Çocuğunuzu takip edebilmeniz için teknolojiye hakim olmanız lazım. Onlar sizden çok daha iyi biliyorlar. Nasıl kullanacağımızı mutlaka bilmeliyiz. Çocuğunuz varsa öğreneceksiniz! Hiç olmazsa onunla paylaşacak kadar, ne yaptığını anlayacak kadar öğreneceksiniz. Bunu yapmak o kadar da zor bir şey değil. Bir oyunu çok seviyorsa oturun onunla oynayın. Bir görün gerçekten nasıl, ne zararı olabilir. Bunları çocuğunuz için yapmalısınız.

Odasında yabancılarla başbaşa bırakıyoruz

  • İnternet; evinizde çocuğunuzun odasına kendi elinizle koyduğunuz bir sokak aslında! Halbuki sokağa çıktığında ‘yanına yabancı biri gelirse sakın konuşma’ deriz, çocuğu uyarırız. Ama biz tanımadığımız insanları üstüne para vererek alıyoruz ve çocuğumuzu odasına sokuyoruz.

Bu senin değil benim tabletim’ deyin ve salona koyun

  • Çocuğun odasına bilgisayar koymak ve eline vermek çok büyük risk. Kontrol etmek, çok iyi denetlemek gerekiyor. Bilgisayarı ortak alanda kullanırsanız denetleyebilirsiniz. Bu nedenle odaya değil, örneğin evin salonunda kullanın.
  • Küçük yaştaki çocuğa tablet ya da akıllı telefon almayın. Onun tableti olamaz, o sizin tabletinizdir. ‘Oyun mu oynamak istiyorsun, tamam benim tabletimde, şu saatte, şu kadar süre oynayabilirsin’ dersiniz. Sizin müsaade ettiğiniz kadar oynar bilgisayarda.
  • Unutmayın; patron sizsiniz! Merak etmeyin ruh sağlığı etkilenmez tableti yok diye. Küçük bir çocuğa tablet ya da akıllı telefon alınmaz! Gece 11’de eve gelmek istese bu yaşta izin verecek misiniz? Hayır, çünkü yaşı uygun değildir değil mi?

telefon-cocuklar

Benim çocuğum yapmaz” demeyin kontrol edin

  • İnternette para harcama konusuna çok dikkat edin. Özellikle uyuşturucu tuzağına düşebilir. ‘Benim çocuğum yapmaz’ demeyin. Hepimizin çocuğu her şeyi yapabilir. Mesajlarını, bireysel hesaplarını kontrol çok önemli. En baştan sınırlama getirin, anlaşmanızı koyun. En başta bırakıp sonra yasaklamak işe yaramaz.

Türkiye’de çocuğa sınır koyamama problemimiz var

  • Bilgisayarda sınır koyup denetlemek, çocuğun özeline müdahale değildir. Türkiye’de bizim çok ciddi bir ‘sınır’ sorunumuz var. Kendi sınırlarımızı da başkalarının sınırlarını da bilmiyoruz. Çocuklarda da sınır koyamadığımız için onlar hep şanslarını zorluyorlar, sınırı aşmaya çalışıyorlar. Kural öğretmiyoruz, uygulamıyoruz. Saat dokuzda yatılacak deriz ama çocuk ‘beş dakika daha’ dedikçe izin veririz. Çocuk böylece aslında dokuzda yatılmadığını öğrenmiş olur.

Elinden telefon düşürmeyen anne nasıl örnek olabilir?

  • Teknoloji, çocuğumuzla aramızda bir bağ değil duvar, hatta duvar ötesi bir şey. Çocuğun teknolojiden sağlıklı ve dengeli yararlanması için her şeyden önce yetişkinlerin ona doğru örnek olması gerekir. Eğer bütün gün annenin elinden telefon düşmüyorsa, baba elinde kumanda gözünü televizyondan ayırmıyorsa; o çocuklar için anne ve baba modeli böyle bir şey oluyor. Bu anne ve babaların ‘hadi kalk biraz kitap oku faydalı bir şey yap’ demeye asla hakkı yoktur.

Uyuşturucu ve terör tuzağı bir tuş ötede

  • Çocuklar için internet; uyuşturucu satışı, porno tuzağı ve terör çetesi gibi bir çok riske açık bir alan. Günümüzde çocuklara ulaşılabilirlik çok kolay. Akıllı cep telefonları, çocukların internet ve sosyal medyayı kontrolsüz şekilde kullanabilmelerine neden oluyor. Ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor.
  • İnternetten çok rahat uyuşturucu madde siparişi verilebiliyor. Porno siteleri büyük bir tuzak. Tanınmış ve çok aranan isimleri aradığınızda karşınıza porno siteleri çıkabiliyor. Özellikle ergenleri hedefliyorlar. Aynı anda on sayfa peş peşe açılıyor ve durduramıyorsunuz. IŞİD gibi örgütlerin ergenleri etkilemek için kullandıkları son yöntemlerden biri de bu porno siteleri.

Bütün çocukların var ben ezik miyim’ demesine aldanmayın

  • Çocuklar, akıllı telefon istediklerinde özellikle ‘bütün arkadaşlarımın, bütün çocukların var, sadece benim yok’ diyerek anne ve babalarını ikna ediyorlar. ‘Bütün çocuklar bunu kullanıyor; herkesin var’ diyorlar. Oysa ki hayır herkesin yok. Kendi sınıfında olabilir ama 26 milyon çocuk var ve bunların hepsinin akıllı telefonu yok.

Anne babalar artık kahraman olamıyor!

  • Günümüzde filmler çok değişti. Şimdi filmlerde kahraman olmanız için en az otuz kişi öldürmeniz gerekiyor. Ne kadar çok öldürürseniz o kadar alkışlanıyorsunuz. Çocuk da öyle öğreniyor. Artık annelerin babaların kahraman olma şansı yok; çünkü onların artık başka başka kahramanları var.
  • Özellikle ergen olduğu 12 yaşından sonra istediğiniz kadar onunla arkadaş olmaya çalışın, konuşun; o artık başka bir dünyada oluyor. İşte bu nedenle 12 yaşına kadar çocuğunuza ne öğrettiğiniz önemli. Siz eğer 12 yaşına kadar doğru şeyler yaptıysanız ve doğru yetiştirdiyseniz; o da doğru kahramanları seçecektir merak etmeyin. Yeter ki o ana kadar bir şeyler doğru gitmiş olsun!

Akran zorbalığı patlayacak diye korkuyoruz

  • Yurtdışındaki okullarda çok olan, Türkiye’de henüz gündeme gelmeyen ama yakında patlayacak olan akran zorbalığı ve siber zorbalık hızla artıyor. Akran istismarı, zorbalığı çok fazla. Orta ve lise düzeyinde daha sözel, acıtıcı, soyutlayıcı, yaralayıcı, daha depresyona hatta intihara sürükleyici boyutlara geliyor. Ciddi ruhsal hastalıklara neden olabiliyor.

Kurbanlar ailelerinden gizliyorlar

  • Akran zorbalığına uğrayan çocuklar yani kurbanlar, durumu aileleriyle paylaşmıyorlar, kendi başlarına halletmeye çalışıyorlar. Sınıfta, okulda o kadar yalnız kalıyorlar ki dersleri, ruhsal dengeleri bozuluyor, çok ciddi problem yaşıyorlar.
  • Okulda çocuğunuzun arkadaş çevresini bilin, yalnız mı değil mi kontrol edin, yaşadıklarını sizinle paylaşmalarını sağlayın. Son dakikaya kadar çok çok zorlanmadıkça asla paylaşmıyorlar. Çünkü ‘şikayet etti, bak bebek, kendi halledemedi’ diyecekler ve iyice dışlayacaklar diye korkuyorlar. Onun için aile ve okul birlikte bu konuyu ele almalı.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla