Çocukluk döneminde başlayan ve yıllarca devam edebilen atopik egzama kaşıntılı, tekrarlayan bir deri hastalığı. Bu nedenle küçükken ‘geçti’ diye bakılan atopik egzama, yetişkinlik ve yaşlılık döneminde de sık sık kişinin karşısına çıkabiliyor. Deriye temas eden alerjenler, deterjanlar, mantar hastalıkları ve uyuz kaşıntıya neden olabilirken, derinin kuruması da kaşıntı gelişiminde önemli bir neden. Kuru hava ve aşırı banyo yapma alışkanlığı deride kurumaya neden olabilen faktörler arasında yer alıyor.
Karaciğer hastalıkları, safra kesesi tıkanıklığı, siroz, hepatit ve pankreas hastalıkları kaşıntıya neden olabiliyor. Kronik karaciğer hastalıklarında inatçı kaşıntı yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Karaciğer hastalıklarına bağlı gelişen kaşıntıda sırt, en sık kaşınan bölge. Kaşıntının şiddeti gündüz, geceye göre daha fazla olurken, kış aylarında artıyor. Kaşıntı giderici ilaçlar etkili olamıyor. Kolestatik karaciğer hastalığında ise kaşıntı akşam saatlerinde en üst seviyeye ulaşıyor. El içi ve ayak tabanında kaşıntı temel bulgu olup, bazen tüm vücutta yaygın görülebiliyor.
Yorgunluk, lekeler ve kabızlık gibi belirtiler önemli hastalıkların habercisi de olabilir
Diyabet hastalarının önemli bir kısmı kaşıntıdan muzdarip. Çünkü diyabet deriyi kuruturken kaşıntıya neden oluyor. Bazı olgularda kaşıntı diyabet tanısı konulmadan önce başlayabiliyor. Kan şeker düzeylerinin normal sınırlara gelmesi ile kaşıntı azalıyor ya da kayboluyor. Tekrarlayan ve tedaviye dirençli mantar enfeksiyonlarında mutlaka diyabetin araştırılması gerekiyor.
Prof. Dr. Sedat Akdeniz “Tiroit antikorları kaşıntının önemli bir nedeni olduğu için, tiroit hastalığı da kaşıntıya neden olmaktadır. İster hipertiroidi ister hipotiroidi olsun tiroit hastalıklarının tedavi edilmesi ile olguların çoğunda belirgin iyileşme sağlanır” diyor.
Kronik böbrek hastalığı ve diyaliz olgularının yüzde 90’ında kaşıntı gelişiyor. Diyaliz hastalarında en önemli neden; deri kuruluğu ile birlikte kalsiyum, magnezyum ve fosfor dengesinin bozulması. Kan üre düzeyindeki artış kaşıntının önemli nedenlerinden birini oluşturuyor.
Sinir lifleri ve beyin hücrelerinde meydana gelen hasar deride kızarıklık olmadan kaşıntıya neden oluyor. Kaşıntı birden fazla sinirsel hasara neden olan hastalıklarla ilişkili olabiliyor. Bazen MS (Multiple Skleroz) ve beyin tümörü de kaşıntı oluşturabiliyor. Felç veya inme denilen beyin kanamalarından sonra nörojenik kaşıntı gelişebiliyor.
Kaşıntı birden fazla psikiyatrik hastalıkla birlikte görülüyor. Kronik kaşıntılı hastaların yüzde 70’inde demans (bunama), şizofreni, kişisel bozukluklar, primer depresif hastalık ve davranış bozuklukları gibi en az bir hastalık ile birliktelik gözleniyor. Ancak kaşıntının bu hastalıkların nedeni ya da sonucu olup olmadığı tartışılıyor.
Karaciğere zarar veren 6 yanlış alışkanlık ve korunma yöntemleri
Bazı kan hastalıklarının ilk bulgularından biri kaşıntı olabilirken, deri lenfomasının en önemli bulgularından birini oluşturuyor. Kanser hastalıkları ile ilişkili kaşıntı tedaviye dirençli oluyor veya yeterli yanıt vermiyor. Erişkin dönemde başlayan egzamalar löseminin başlangıç bulguları olabiliyor.
Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Sedat Akdeniz “Kullanılan bazı ilaçlar karaciğer, böbrek fonksiyonlarını bozarak dolaylı olarak kaşıntıya neden olurlar. Hipertansiyon tedavisinde, kalp ritim bozukluğu tedavisinde kullanılan bazı ilaçların yanı sıra, bazı antibiyotikler, pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar ve bazı antidepresanlar da kaşıntıya neden olabilmektedir” diyor
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?