Gerçekten benim şaşırdığım, Sağlık Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu’nun yaklaşımıdır. Konuya, kenardan seyirci gibi yaklaşıyor. Sanki Sağlık Bakanlığı’nın bu işte hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi. Bu tablonun baş sorumlusu, sizden önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve O’nun getirdiği sağlık sistemidir. Maşallah siz de bu berbat sağlık sistemi ile ilgili, esasta hiçbir şey yapmadınız. Aynen devam ettiriyorsunuz.
Sayenizde üniversite hastaneleri topyekün batıyorlar.
Sadece onlar değil. Onların zincirleme batırdığı firmalar var. İflas eden, intihar eden insanlar. Aç kalan, sefil olan aileler. Görüyorum ki hiç üzerinize alınmıyorsunuz.
En kötüsü, gerçek nedenleri anlamamış görünüyorsunuz. Zaten anlamadıysanız da çözme şansınız yok. Türkiye için en talihsiz olan durum da budur şu anda.
Üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devri çözüm olabilir mi?
Sadece Sağlık Bakanı Değil, O Zamanki Başbakan Erdoğan da Sorumludur
Bu tablonun oluşmasında sadece Sağlık Bakanı değil, o zamanki Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da sorumludur. Etrafına kolay inandığı ve önüne sürülen her konuya kolay kandığı için. Çok mu zordu Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi saçmasapan operasyonların düzmece olduğunu anlamak?
Çok mu zordu gerçekten Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en seçme komutanları tasfiye edilip zindana gönderilirken bu işte bir acayiplik olduğunu görmek ve bunlara el koymak?
Çok mu zordu Şike Operasyonu adı altında tezgahlanan ve Aziz Yıldırım ile arkadaşlarını hapse tıkan, 25 milyon Fenerbahçeliye 4 yıldır sistemli işkenceye dönüşen tiyatronun uydurma bir kumpas olduğunu anlamak?
O kadar güçlü bir Başbakan, bu tiyatroya zamanında müdahil olamaz mıydı?
Çok mu zordu Çözüm Süreci denilen mizansen sürerken, terörizmin şehirleri silah deposuna çevirip, daha uzun süreli bir savaşa hazırlandığını görmek ve bunları önlemek? İşte sağlık konusu da bunlardan farklı değildir.
O zamanki Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan nasıl Ergenekon, Balyoz, Şike davaları gibi konularda kolayca yanılmış ve yanıltılmışsa, sağlık politikası konusunda da yanılmış ve yanıltılmıştır.
Çözüm Süreci konusunda da Türkiye, bedeli daha ağır bir safhaya sürüklenmiştir.Sonuç olarak, çevresine kolay inanan, kolay kanan ve yanıltılan bir Cumhurbaşkanı’na sahibiz.
Sayın Erdoğan’ın bir dönem sınırsız destek verdiği, tüm bu kumpasların başrol oyuncusu Başsavcı Zekeriya Öz ve arkadaşları, bugün ülkeyi terk etmiş durumdalar.
Arkalarında o kadar enkaz ve mağduriyet bırakarak.
Hastanelerdeki yığılmaya karşı SGK ayaktan sağlık kuruluşları ile sözleşme yapmalı
Eski Sağlık Bakanı da, torba yasalarla saçma bir sağlık sistemi kurdu. Erdoğan’ı inandırıp kandırarak. Bugün üniversite iflaslarından başlayan, yarın Türkiye’nin iflasına gidecek bir sistemin tohumlarını attı ve gitti.
Hepimiz bu enkazın acısını çekiyoruz şu anda. İnsanlar sormayacaklar mı şimdi, “Kardeşim böyle kolay kanan ve yanıltılan bir Cumhurbaşkanı’na daha fazla Başkanlık yetkileri verirsek bizi daha da fazla felaketlere sürükleyebilir. O zaman bu yetkiyi vermemek en iyisi” diye? Haksızlar mı acaba?
Sağlık Sistemi Konusunda, Karşımızda Adam Gibi Bir Yönetici İstiyoruz
Sağlık sistemi çok kötü yönetiliyor. Berbattan da öte, aptalca bir sağlık sistemine sahibiz. Populist cilalarla parlatılmış, içi rant amaçlarıyla örülmüş ve çürüyen, Türkiye’nin de finansal açıdan altını oyan, gerçekten aptalca ve sürdürülemez bir sağlık sistemine sahibiz. Ben, burada ayrıntıya girmek istemiyorum.
Ne kadar anlatsak boş. Bunları çok söyledik, yazdık ve anlattık. Karşımızda adam gibi bir yönetici bulamıyoruz. Eğer bu konuları düzeltmek isteyen ve sorumluluk alan, doğru düzgün yöneticiler olursa, onlara konuların özünü aktarmaya, yapılacaklarla ilgili onlara yardımcı olmaya ve birlikte çalışmaya hazırız.
Aşağıda, üniversite hastanelerinin durumu ve çözüm önerileri konusunda 04.05.2015 tarihinde yazdığımız yazıyı tekrardan sunuyoruz. Bu linkten ulaşabilirsiniz:>>>
Saygılarımızla. 18/ 08/ 2015
Prof. Dr. Paşa Göktaş
Tıp Laboratuvarları Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
tiplab@tiplab.org
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?