Akciğer nakli dünyada ilk olarak 1963 yılında ABD’de gerçekleştirildi. Hasta 18 gün yaşadı. Bu operasyon, kişinin sinir iletimi olmadan yeni takılmış bir akciğerle nefes alabildiğini göstermesi açısından son derece önemlidir. Sonraki yıllarda tüm dünyada toplam 44 adet daha akciğer nakli yapıldı ama gerçek bir başarı elde edilemedi. Uzun araştırmalardan sonra 1983 yılında Kanada’da yapılan 45’inci ameliyat, dünya tıp tarihine ilk başarılı akciğer nakli olarak geçti. Bu hasta son derece sağlıklı bir şekilde beş yıl yaşadı. Günümüzde ise her yıl 4 binin üzerinde akciğer nakli operasyonu yapılıyor.
Ülkemizde ilk ameliyat 1999 yılında yapıldı. Ardından üç hastaya daha akciğer nakli yapıldı ama hiçbiri solunum cihazından ayrılamadı. Beşinci nakil 2009 tarihinde Süreyyapaşa Göğüs Cerrahisi Merkezi’nde yapıldı ve bu hasta da Türk tıp tarihine ilk başarılı akciğer nakli olarak geçti. Bu hasta da toplam 3.5 yıl yaşadı ve organ reddine bağlı ortaya çıkan sorunlar nedeniyle hayatını kaybetti.
Kyoto Üniversitesi’ni ziyaret ettikten sonra alt yapı olarak hiçbir eksiğimiz olmadığını gördük. Elbette Japonların organizasyonel yeteneklerine ve çalışma düzenlerine hayran olmamak mümkün değil ama bizim de ülke olarak bu konuda geldiğimiz noktanın değerini bilmemiz lazım. Biz; bu ameliyata ekip olarak hazırız ve uygun bir hastamızda bu ameliyatı gerçekleştireceğiz.
Ekip olarak bir yer değiştirme söz konusu olduğu için sonuçlanması gereken bazı idari süreçler var. Bu süreçlerin kısa zamanda biteceğini, kısa sürede tekrar nakillere başlayacağımızı düşünüyorum. Elbette ilk fırsatta uygun olan bir hastamızda da ilk canlıdan nakil işlemini gerçekleştireceğiz.
Karaciğer ve kalp nakillerinin 1970’den önce yapıldığı düşünülürse, akciğer naklinin ne kadar geciktiği ortaya çıkar. Yurdumuzda da ilk başarılı kalp nakli ile ilk başarılı akciğer nakli arasında tam 20 yıl vardır. Sanırım bunun en önemli nedeni; dış ortamlara bağlantılı olan akciğerin sahip olduğu yoğun savunma sistemleridir. Bu savunma sistemleri nakledilen organla birlikte alıcıya geçip alıcının bağışıklık sistemini şiddetle uyarır. Bu uyarıyı baskılamak ve vücudun bağışıklık sistemini fırsatçı bakteriler karşısında zayıf bırakmadan süreci yönetmek; akciğer naklini diğer organ nakillerinden farklılaştırır.
Zorluk deyince akla ilk cerrahi zorluklar geliyor. Akciğerler, diğer organlarımızdan farklı olarak kendi başlarına çalışmazlar. Yani ameliyattan sonra kapasitelerini büyük ölçüde kaybetmiş yeni akciğerler eski durumlarına bir süre sonra gelirler. Bu sürede de akciğerlerin çalıştırılması gerekir. Bu yoğun bir destek ve uzman bir kadronun yönetiminde üstesinden gelinebilecek bir süreçtir. Vücudun genel anlamda belli bir oranda kas gücü olmalı; bu yoğun destekle ameliyatın ertesi gününden itibaren artırılmaya çalışılmalıdır.
Evet. Ancak sadece fiziki açıdan değil. Akciğerlerin nakil gerektirecek kadar kötü duruma gelmiş olması gerekirken, diğer sistemlerin de böylesi bir cerrahi girişimi tolere edecek kadar iyi olması gerekir. Nakilden önce fiziki durum mümkün olan en üst seviyeye çıkartılmış olmalı ve en uygun zamanda da nakil işlemi gerçekleştirilmeli. Hastalarımızda; ekip ile birlikte çalışmaya hazır zihinsel düzey ve güçlü bir motivasyon, bu işin olmazsa olmazlarındandır.
Bir açıdan çok karmaşık, diğer açıdan da son derece kolay. Başvuran hastalar içinden en uygunlarının seçilmesi, o hastaların en iyi performans düzeylerine çıkartılması ve doğru zamanda nakil listesine alınması, bekleme süresince en iyi düzeyde tutulması ve uygun bir organın sorunsuz bir cerrahi girişimle nakledilmesi gerekir.
Kadavradan akciğer nakli için yeni yöntem: Akciğeri ısıt, yıka naklet
Ayrıca ameliyat sonrasında hem tıbbi, hem fiziki, hem de psikolojik desteklerin verilmesi gibi başlıkların tümü geniş ve eşgüdümle çalışan deneyimli bir ekibin birlikteliğiyle mümkün olabilir. Burada anestezi ve yoğun bakım süreçlerinden söz etmiyorum bile. Dolayısıyla bu süreçlere alışık deneyimli ve sorumluluk alabilen kişilerden oluşmuş bir ekiple çalışıldığında bu süreçler son derece kolaydır.
AKCİĞER NAKİL SAYISI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Özellikle böbrek ve karaciğer nakillerinde, Avrupa standartlarının üstünde demesek de en önlerinde olduğumuzu biliyoruz. İlk başarılı akciğer naklinden sonraki sekizinci yılımızda henüz bu seviyeye geldiğimizi söyleyemeyiz. Ancak aramızdaki farkı dev adımlarla kapatıyoruz. Bizim de oturmuş merkezlerimiz, deneyimli ekiplerimiz var. Akciğer nakil sayılarımız her yıl artıyor. (Sabah)
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?