Her koroner kalp hastasının bu bypass ameliyatından yararlanamadığını belirten Prof. Dr. Avcı, şu bilgileri verdi: “Koroner bypass ameliyatı sırasında göğüs kemiğine bir kesi yapılarak, göğüs kafesi açılmakta, dolaşım kalp-akciğer makinasına bağlanarak kalp durdurulmakta, yeni damar parçalarının kalp damarlarındaki darlıkların ilerisine eklenmesi ile, darlıkları atlayan köprü niteliğinde yeni damar yolları oluşturulmaktadır.
Böylece, damarlardaki darlıklar nedeni ile yeterli kan alamayan kalp bölgelerinin kanlanması sağlanmaktadır. Oldukça büyük ve riskleri de olan bypass ameliyatları, ülkemizde, ustalaşmış cerrahlar tarafından başarı ile uygulansa da, hastanın damarlarına bağlı nedenlerden dolayı, bazen beklenen yarar elde edilememektedir”
Koroner bypass ameliyatından yarar göremeyenlerin özellikle kalp damarları ince olan hastalar olduğunu belirten Prof. Dr. Avcı, “Kalp damarlarının çapı 2 mm’den daha ince olanlarda, ameliyat ne kadar ustalıkla yapılsa da, bazen 3-4 ay gibi kısa süre içince şikayetler geri dönmekte ya da damarın tamamen tıkanması sonucu kalp krizi ile hasta ameliyat öncesinden daha kötü duruma gelmektedir.
Bu olumsuz sonuç genellikle kalp damarları nispeten ince yapıda olan şeker hastaları, kadın hastalar ve düzenli spor yapmamış olanlarda görülüyor” diye konuştu.
Bu olumsuzluğu yaşamamak için, bypass ameliyatı öncesi, hastanın koroner anjiyografisinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Avcı, “Ne yazık ki, anjiyografi raporlarında, damarlardaki darlıkların % (yüzde) oranları belirtilmekle birlikte, genellikle damarların çapları hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Ve çoğunlukla birkaç damarda %70’den fazla darlık saptanması ile bypass ameliyatı kararı önerilir” diyor.
Bypass olan hastalar stentli hastalara oranla daha az kalp krizi riski taşıyor!
Her hastaya kendi koroner anjiyografi CD’sinin verildiğini söyleyen Prof. Avcı, “Aslında, hasta ve yakınları, kendilerine verilen koroner anjiyografi CD’lerini evlerinde kendileri de inceliyorlar. Bu incelemeyi biraz bilinçli yaparlarsa, kendileri de kalp damarları hakkında bilgi sahibi olabilirler. Örneğin, anjiyografide kullanılan kateterin çapı 2mm olup, anjiyo görüntülerinde düzgün hat şeklinde görünmektedir.
Aynı görüntüde görülen kalp damarlarının çapı, kateterin çapından daha ince görünüyor ise, kalp damarları ince yapıda demektir. Bu durumda, ameliyat kararı vermeden önce, ameliyattan ne derecede ve ne kadar süreli yarar sağlanabileceği konusu, doktor ile ayrıntılı olarak tartışılmalıdır” diye konuştu.
Kalp damarları ince olan koroner kalp hastaları için en uygun tedavi seçeneğinin ‘EECP ile Doğal Bypass’ tedavisi olduğunu belirten Prof. Günsel Şurdum Avcı, “ Kansız, ameliyatsız ve risksiz bir tedavi olan “EECP ile Doğal Bypass” tedavisi, kalp damarlarını genişleterek, küçük damar ağını zenginleştirip doğal bypasslar oluşturarak ve damar sertliği plaklarının küçülmesini sağlayarak, kalpteki kanlanma bozukluğunu düzeltir.
Koroner arter hastalığı nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Hastanın yakınmaları kaybolur. İnce damarlı hastalarda, bypass ameliyatından elde edilemeyecek yarar, ameliyatsız olarak, doğal bypass tedavisi ile elde edilmiş olur” dedi.
Prof. Avcı, eğer damar çapları küçük olan hastaya bypass ameliyatı yapılmış ise, o zaman ameliyattan 2 ay kadar sonra 35 saatlik EECP tedavisi uygulanması ile, kalp damarlarının genişleyeceğini, böylece bypass ameliyatından kısa süre sonra yeniden darlıkların ortaya çıkmasının önlenebileceğini belirterek, “Özellikle şeker hastalığı olanlara bypass ameliyatından sonra EECP tedavisi uygulanmalıdır” dedi
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?