Borderline bozukluğu, kişinin düşünme ve hissetme şeklini etkileyen, günlük hayatında sorunlara neden olan ruhsal bir sağlık sorunudur. Bu kişiler, ilişkilerinde süreklilik sağlayamazlar, kimlik karmaşası yaşayabilir, iş seçimi, arkadaş seçimi gibi konularda sorunlar yaşarlar. Terk edilmekten korkar ve yalnız kalmaya tahammül edemezler. Gereksiz ve çok para harcama, rastgele cinsel ilişki, uyuşturucu kullanımı, tehlikeli araba kullanma, tıkınırcasına yemek yeme, borderline hastalarında görülebilen bazı belirtilerdir. Tekrarlayan intihar tehditleri ve hatta girişimleri, kendine zarar verici davranışlar da diğer önemli belirtilerdir. Borderline hastalığı, genellikle ergenlik sonrası başlar ve erişkinlikte şiddetlenir ancak yaş ilerledikçe etkileri azalır. Günümüzde kesin tedavisi vardır.
İçindekiler
Borderline Kişilik Bozukluğu (Sınır Kişilik Bozukluğu) günümüzde yaygın görülen ruhsal bozukluklardan birisidir. Duygu, düşünce ve davranışlardaki gelgitlerle kendisini gösteren bozukluk, kişinin özel, iş ve sosyal hayatında sorun yaşamasına, uyum bozukluğu göstermesine neden olur. Toplum tarafından çok bilinmese de, depresyon, intihar, kendini yaralama ve madde kullanımı gibi sonuçları nedeniyle giderek daha fazla gündeme gelmektedir.
Borderline kişilik bozukluğunun tek bir nedeni yoktur. Hastalık çoğunlukla birkaç faktörün kombinasyonundan kaynaklanır. Borderline hastalığına neden olabilecek faktörler:
Ebeveynlerinizden miras aldığınız genler sizi borderline geliştirmeye karşı daha savunmasız hale getirebilir. İkizlerle yapılan bir çalışmaya göre ikizlerden birinde borderline teşhis edildiyse, diğerinde de 2/3 oranında görülme olasılığı olduğu saptanmıştır. Ancak yine de henüz borderline ve genler arasındaki ilişki tam olarak kanıtlanamamıştır.
Birçok borderline hastasının beynindeki nörotransmiterlerde, özellikle serotonin seviyelerinde yanlış bir şey olduğu düşünülmektedir. Nörotransmiterler, beyin hücreleri arasında sinyal iletimi için kullanılan “haberci kimyasallar”dır. Değişen serotonin seviyeleri, depresyon, saldırganlık ve yıkıcı dürtüyü kontrol etmenin zorluğu ile ilişkilendirilmiştir.
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Borderline hastalarının beyinleri MRG ile incelendiğinde birçok hastada beynin üç bölümünün beklenenden daha küçük olduğu veya olağandışı aktivite seviyelerine sahip olduğu görülmüştür. Bu parçalar:
Beynin bu kısımlarındaki problemler borderline semptomlarına ve kişinin yakın ilişkilerinde ciddi sorunlar yaşamasına neden olabilir.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde bazı çevresel faktörler yaygın olarak görülmektedir:
Bir kişinin ebeveynleri ve ailesiyle olan ilişkisi, o kişinin dünyayı nasıl gördüğü ve diğer insanlar hakkında neye inandığı üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Çözülmemiş korku, öfke ve çocukluktan kaynaklanan problemler, çeşitli çarpık yetişkin düşünce kalıplarına neden olabilir. Örneğin:
Paranoya nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Borderline kişilik bozukluğu çoğunlukla başka akıl hastalıkları ile birlikte görülür. Bu hastalıkların semptomları borderline kişilik bozukluğu semptomlarıyla örtüşüyorsa, teşhis ve dolasıyla tedavi zorlaşabilir. Örneğin, borderline kişilik bozukluğu olan bir kişinin ayrıca depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete bozuklukları, madde kullanım bozuklukları veya yeme bozuklukları belirtileri yaşama olasılığı daha yüksektir. Bu sebeple teşhis yapılırken semptomları doğru ayırdetmek çok önemlidir.
Tanı genellikle 40 yaşından önce hastalar iş, evlilik ve diğer seçimler için girişimde bulundukları zaman konur ve yaşam döngülerinin normal dönemlerinde anlamak mümkün olmaz.
Borderline kişilik bozukluğu tedavisi, hastanın durumu ve hastalığın düzeyine göre belirlenir. Günümüzde etkili ve kanıtlanmış pek çok terapi yöntemi vardır.
Marsha Linehan tarafından, Borderline Kişilik Bozukluğu tanısı olan hastaların tedavisi için 1980’li yıllarda geliştirilen Diyalektik Davranış Terapisi kişilere problemlerini çözmeyi öğreterek yaşamlarındaki gündelik sorunları ele almanın ve duygularını kontrol etmenin daha etkili ve sosyal olarak daha kabul edilebilir yollarını kazandırarak onlara yardım etmeyi içerir. Kişilerarası becerilerinin iyileştirilmesi ve kaygılarının kontrol edilmesi üzerine de çalışır. Temel odağında da empatik kabul edici dinleme tekniği vardır.
Şema terapisi bireysel olarak veya grup hâlinde yapılabilmektedir. Hayatınızda olumsuz etkilere yol açan alışkanlıkları ve moralinizi bozan durumları ortaya çıkarmanızı ve daha sağlıklı alışkanlıklar edinmenizi sağlamaktadır. Bu yöntem, duygu ve düşüncelerinizi tanımlamanızı ve olaylara farklı perspektiften bakmanızı hedeflemektedir.
Sınır kişilikler tedaviye karşı dirençlidir. Bu hastalarla güven ilişkisi olağandışı zordur. Terapotik ilişki için de bu durum bir zorluktur. Hasta terapisti bir idealleştirir bir kötüler. Bazen destek için ve anlaşılmak için yalvarır bazen de zaman kaybıymış gibi yaşar. Ebeveynler ve erken çocukluk yaşantıları odaklı terapide terapist danışanla olan ilişkisini güçlendirerek duygularını ve ilişkilerinde yaşadığı sorunları daha iyi anlamasını sağlar.
Antidepresan nedir? Ne işe yarar? Yan etkileri ve depresyon tedavisi
Borderline kişilik bozukluğu tedavisi için özel bir ilaç bulunmasa da depresyon, dürtü kontrol sorunları, öfke ve anksiyete gibi semptomların tedavisinde antidepresan ve duygudurum dengeleyiciler kullanılabilmektedir.
Doktorunuz, semptomların şiddetlenmesi durumunda psikiyatrik hastane veya klinikte tedavi görmenizi önerebilmektedir.
Omega-3 yağ asidi, borderline kişilik bozukluğu hastalarında depresyon ve aşırı öfkelilik gibi semptomları hafifletebilmektedir ancak bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
Omega 3 nedir, ne işe yarar? Faydaları nelerdir, hangi gıdalarda bulunur?
Sınır kişilikler insan ilişkilerinde tartışmacı, huzursuz ve iğneleyicidirler. İlişki içinde oldukları insanlarla yükseklere çıkarma ve yerin dibine batırma duyguları arasında değişen genellikle fırtınalı ve geçici bir dizi yoğun bire bir ilişkiler kurma eğilimindedirler.
Zorlayıcı bir tarzda sosyal olma ihtiyacı hissederler. Her zaman özel bir ilgi ve dikkat isterler. Terkedilmekten korktukları için genellikle terk ederler. Bazen de aksine yakın ilişki içinde oldukları insanların gözündeki değerlerini anlamak için çılgınca denilebilecek riskli davranışlar gösterebilirler.
Tüm bu belirtiler arasında durağan olmayan ve yoğun yakın ilişkiler kritik bir özellik olarak görülür. Çocukluk dönemlerinde yaşadıkları cinsel ve duygusal kötü muamelenin ilerleyen yaşlarda da tekrar etmesi, korunmasız ve sadece karşı tarafın isteklerine tabi olan bir cinsel davranış göstermeleri olasıdır.
Sınır kişilik bozukluğu ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda erkeklerden daha çok görülür. Bu hastalara aynı zamanda depresyon gibi duygudurum hastalıkları da eşlik edebilir. Sınır durum hastalığına sahip kişilerin depresyonu klasik duygu durum hastalığından farklıdır. Bu hastalarda somatik şikayetler, suçluluk, umutsuzluk ve sıkıntı daha az görülür.
Bu hastalar kronik depresif ve azimli birer bağımlıdırlar. Sürekli olarak bir duygusal hastalıktan diğerine geçerler. Daima huzursuz bir heyecan hissederler. İçlerinde dayanılmaz bir boşluk duyguları vardır.
Sınır kişilik bozukluğu olan kişiler ilişkilerinde ve duygu durumlarında durağan olmayış sergilerler, Duyguları kararsızdır ve beklenmedik biçimde oynayabilir. Özellikle de öfkeye dönüşebilir. Sınır kişiliklerin iyi ve kötü olarak iki kutuplu bir bakış açıları vardır. İnsanlar ya iyi ya da kötüdürler ya da öyle duygusal iniş çıkışlar yaşarlar ki aynı gün içinde bile aynı insanı bir iyi bir kötü olarak niteleyebilirler.
İnsanların iyi ve kötü özelliklerini bir araya getirmede başarısız olurlar. Sınır kişilikler kendilerini de dünyayı da siyah-beyaz olarak tanımladıklarından diğer kişilerin ve kendi benliklerinin birbirine zıt özelliklerini anlamada yetersiz kalırlar.
Yapılan vak’a incelemeleri sınır kişiliklerin genel olarak annelerinden çok az düzeyde bakım aldıklarını göstermektedir. Ayrıca çocukluktaki şiddetli, travmatize edici istismar yaşantıları da ilişkilerini zorlaştırmakta sağlıklı güvene dayalı ilişki geliştirmelerini engellemektedir.
Borderline hastalığının teşhisindeki zorluklardan biri de şizofreni ile benzer belirtiler göstermesidir. Ancak, şizofreni hastalarının psikolojik ve ilişkisel deneyimleri, borderline hastalarınınkinden farklıdır. Genel olarak, şizofreni hastalarının öz benlik duygusuyla daha fazla problemi vardır. Borderline hastalarına göre daha sık çoklu kişilik ve geri çekilme sorunu yaşarlar. Şizofreni hastalarının çoğunda halüsinasyon atakları görülür. İşitsel halüsinasyon atakları nedeniyle gerçek insanlardan uzaklaşırlar.
Borderline hastaları da aralıklı olarak halüsinasyonlar yaşayabilir. Ancak, bu halüsilasyonlar genellikle şizofreni hastalarının yaşadığı kadar etkili ve müdahaleci değildir. Borderline hastalarının duygusal deneyimleri şizofreni hastalarınınki kadar yıkıcı derecede acı verici değildir.
Borderline ve şizofreni hastalarının genel duygusal ve psikolojik deneyimlerindeki farklılıklar, tedavide de farklılık oluşmasına neden olur.
Şizofreni nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Bazen borderline ile bipolar bozukluk birbirine karışabilir çünkü yoğun duygusal tepkiler, depresyon ve dürtüsel davranış gibi benzer semptomlara sahiptirler. Bununla birlikte, aslında farklı tedavi seçenekleri olan iki farklı durumdur.
Borderline kişilik bozukluğu, hastanın koşulsuz olarak insanlardan farklı hissetmesini, düşünmesini, ilişki kurmasını ve davranmasını sağlayan bir tür kişilik bozukluğudur. Bipolar bozukluk ise, ciddi duygudurum değişikliklerine neden olabilecek bir hastalık kategorisi olan bir tür duygudurum bozukluğudur.
Borderline kişilik bozukluğunun tedavisi zor olabilir. En iyi ilacı ve doğru terapisti bulmak zaman alabilir, bu yüzden denemeye devam etmek çok önemlidir. Bipolar bozukluk tedavisinde ise genel olarak, ilaç ve psikoterapi kombinasyonu son derece etkili olmaktadır. Kendi kendine hastalık yönetimi ve tamamlayıcı tıp teknikleri gibi ek araçlar da semptomları azaltmaya ve genel ruh sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Etkili tedavi ile, bipolar kişiler sıklıkla herhangi bir semptom yaşamadan hayatlarına devam edebilirler.
Borderline hastaları ve bipolar bozukluğu olan kişiler genel popülasyona göre daha fazla intihar riski taşır.
Referanslar: 1- Borderline Personality Disorder, 2- Symptoms of Borderline Personality Disorder, 3- Causes of BPD
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?