Bugünkü Hürriyet Gazetesinde yer alan bir habere göre, Sağlık Bakanlığı, başarılı doktorları devlette tutabilmek için yeni çalışma başlatmış. Buna göre özel hastaneler, kadrolarına katmak istedikleri kamu doktorlarını artık bonservislerini ödeyerek transfer edebilecekmiş. Düşünülen uygulamanın hukuki çerçevesine ait bir bilgiye sahip değiliz. Fakat gerçekleştirilmesi düşünülen uygulama Gazetede yer aldığı gibiyse, bu hukuken mümkün değildir. Yazımızda bunun neden mümkün olmayacağını izaha çalışacağız.
Bazı okuyucular konuya yabancı olabilir. Bu nedenle öncelikle bonservis bedeli kavramını açıklamak yerinde olacaktır. Uygulamada futbolcuyu transfer eden bir kulübün eski kulübe ödediği parasal menfaate bonservis bedeli denilmektedir. Esasen bonservis bedeli deyimi tacirler arasında uygulanan “hava parasının” fiyakalı anlatımından başka bir şey değildir. Bonservis bedelinin futbol piyasasında uygulanması da kanaatimce kişilik haklarına aykırıdır. Ancak verili sistemde sektörün ihtiyaç ve taleplerine uygun sayılıyor.
Özel hastaneler, devletteki doktorları artık bonservis ödeyerek transfer edebilecek
Futbol piyasasında tatbik edilen bonservis bedelinin kamuoyunca pek bilinmeyen fakat son derece önemli bir özelliği daha bulunmaktadır. Buna göre, bonservis bedeli sadece devam eden bir sözleşme söz konusu ise talep edilebilmektedir. Sona ermiş sözleşmelerde zaten böyle bir uygulamanın yeri bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanlığının bünyesinde doktor tutmakta zorlandığı anlaşılmaktadır. Mecburi hizmet ve özel hastaneler için kadro sınırlaması da arzulanan ölçüde bir çözüm meydana getirmemiş olmalı ki Bakanlık maalesef çok matah birşeymiş gibi futbol alemindeki bu uygulamaya öykünmüştür. Ancak kamudan özele geçecek doktorlar için böyle bir bedelin talep edilmesinin hiçbir hukuksal dayanağı bulunmamaktadır. Bunun hukuksal nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Kamuda doktorlar “İş Kanunu” hükümlerine göre değil “Devlet Memurları Kanununa” göre çalışmaktadır. Tabi oldukları sistem sözleşme hukuku değil statü hukukudur.
- Statü hukukuna göre çalışanlar için sözleşmenin feshi değil, istifa müessesesi söz konusudur. Bu nedenle Devlet memuru bir çalışan için transfer bedeli gibi bir uygulamanın gerçekleştirilmesi zaten mümkün değildir. Zira memur yasadaki kurallara uyarak dilediği zaman istifa edebilmektedir. Neticede Anayasada zorla çalıştırma yasağı bulunmaktadır.
- Ancak Sağlık Bakanlığı bir yasa değişikliği ile isterse İş Kanunu hükümlerine göre doktor istihdam edebilir. Fakat bu durumda ücretler Bakanlar Kurulunca değil, piyasa kurallarına göre belirlenir ki bu durumu önce Bakanlığın kendisi istemeyecektir.
- Bakanlık doktorları İş Kanunu hükümlerine göre çalıştırsa bile yine de bonservis bedeli talep edemez. İş Kanunu da buna izin vermemektedir. Ancak İş Kanununa göre sözleşmenin feshi halinde taraflar için cezai şart öngörülebilir. Fakat tek taraflı cezai şart geçersizdir. Bu durumda Bakanlık da doktoru işten çıkardığında bir “ceza bedeli” ödemeyi kabul edecektir.
- Ayrıca ceza şart da doktorun çalışacağı yeni müesseseden değil doktorun kendisinden istenir. Fahiş cezai şart, insan haklarına aykırıdır ve geçersizdir. Cezai şartın ödenebilir ve makul olması gerekir.
- Özetle doktor, memur olarak değil işçi olarak çalışsa bile istediği zaman makul bir cezai şartı Bakanlığa ödeyerek işten ayrılabilir. Daha sonra işe gireceği hastanenin Bakanlığa bonservis bedeli ödemesine gerek bulunmamaktadır.
- Burada hakkaniyetin topuzunu da kaçırmamak gerekir. Şayet Bakanlık bir doktorun yurtdışında eğitim alması gibi kendisine mali yük getiren bir insani yatırımda bulunmuşsa, bu durumda doktordan belli bir süre mecburi hizmet talep edebilir. Süresinden önce işten ayrılma halinde ise tazminat isteyebilir. Ancak talep edilebilecek tazminat da kişilik haklarına aykırı ve sömürü sonucunu doğuracak nitelikte olamaz.
Özel hastanelerde tutulan tıbbi kayıtlardan kaynaklanan hukuki sorumluluk
Özetle Bakanlığın bünyesinde çalışan doktorların özele geçmelerini zorlaştıracak bir uygulamayla bonservis bedeli gibi bir para talep etmesinin hukuksal dayanağı bulunmamaktadır. Akla gelen her çözüm, “çözüm” değildir.
İletişim için: bilgi@erkingocmen.av.tr
. Av. Erkin Göçmen’i Facebook’ta takip etmek için tıklayın >
YORUMUNUZ VAR MI?