Dünyanın her yerinde ve her iklimde gelişebilir. Ancak ülkemizin özellikle güney kesimlerinde olduğu gibi sıcak iklimlerde ve yaz aylarında (terleme ve yetersiz sıvı alımına bağlı olarak) daha sık gelişir. Alınan yiyecek ve içeceklerin de taş oluşumu üzerinde önemli etkileri olabilir. Özellikle bünyesi taş oluşturmaya yatkın kişilerin günde en az 2-2,5 litre su içmeleri gerekir” diye konuştu.
Böbrek taşı belirtileri, tedavisi ve hastalara uzman önerileri
Böbrek taşlarının tedavi edilse bile tekrar edebilen bir rahatsızlık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sarıca, şu bilgileri verdi: “Taş hastalığının oluşumuna yol açan kişinin bünyesine ve dış çevresine ait çok önemli bir takım faktörler bulunmaktadır. Bazı ailelerde yaygın olarak gözlenen taş hastalığı, bu durumun belli oranda ırsi geçiş gösterebileceğine işaret edip, bu gibi ailelerde özellikle tüm çocuklar olmak üzere diğer aile fertlerinin de detaylı olarak incelenmesini gerektirmektedir.
Böbrek ve idrar yollarında bulunan taşların büyümesini veya yeniden taş oluşmasını engelleyecek en etkili ve ilk önlem gün içerisinde yeteri kadar su içilmesidir. Her sağlıklı insan gibi taş hastaları da günde en az 2.5 litre. su içmelidir. Yine tüketilen gıdaları değerlendirilerek, iyi bir diyet planı yapılması da taşların oluşum ve büyümesi üzerine etkili olabilmektedir.”
En önemli belirtileri arasında çok şiddetli, bıçak keser tarzda ağrılar bulunan böbrek taşları, günlük aktivitelerin daha yapılmasını zorluyor. Sıklıkla sağ veya sol yan bel bölgesinde oluşan ağrılar taş(ların) bulunduğu yere göre ( idrar kanalı, idrar torbası vs.) karın alt kısmına veya kasıklara doğru yayılabiliyor.
Ani ve şiddetli karın ağrısı safra taşı ve safra yolu hastalığı belirtisi olabilir
Ağrının yanı sıra idrarda taze kanama diğer önemli bir belirti olup, yine ağrıya bulantı hissi ve zaman zaman kusmanın eşlik etmesi de mümkündür. Taşlar idrar yollarında sıklıkla enfeksiyon sebebi de olabilmektedir. Prof. Dr. Kemal Sarıca, böbrek taşlarının teşhisinde en sık uygulanan inceleme yönteminin ultrasonografi olduğunu söylerken, Teşhiste hastanın şikayetleri yol gösterici olsa da, taşların belirlenmesinde zaman zaman ilaçlı böbrek filmi (IVP) yöntemine de başvurduklarını belirtiyor.
Böbrek taşlarının tedavisinde ise tedavi planının taşların böbrek, idrar kanalı, idrar torbası gibi bulundukları yere göre, sayısına veya çapına göre değişebildiğini belirten Prof Dr. Sarıca, yakın zamana kadar açık ameliyatların yaygın olarak uygulanırken, teknolojideki gelişmeler sayesinde taş kırma işleminin yanı sıra hastanın vücudunda herhangi bir kesi yapılmasına izin vermeyen modern kapalı ameliyatlarının hızla geliştiğini ifade ediyor.
Büyük vücut kesileri nedeniyle açık ameliyatlar hastanın uzun süre hastanede kalmasına, iş ve günlük aktivitelerini bırakmasına sebep olup, bu tedaviler sonrasında ameliyat yarasının iyileşmesi ve hastanın ayağa kalkması uzun zaman alırken, kapalı ameliyatlar bu sorunu ortadan kaldırıyor.
Safra kanalı hastalıkları yeterince bilinmiyor! Pankreas tümörleri saldırgandır
Prof. Dr. Sarıca, kapalı ameliyatlar için “Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisi olarak isimlendirilen bu işlem sırasında ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek, böbrek içinde ki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net bir şekilde değerlendirebilmektedir. Küçük olan taşlar kolaylıkla dışarı alınabilirken, büyük taşlar olduğu yerde kırılarak küçük parçalar halinde temizlenebilmektedir. Sadece tek bir kanaldan girildiği için bu yöntemin böbrek fonksiyonları üzerinde ciddi hiçbir etkisi olmayıp hayat kalitesi açısından da hastaya çok az zarar veren bir yöntemdir.” diyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?