Taşın bulunduğu taraftaki yan ağrısı en önemli belirtidir. Ağrı şiddetli, bıçak saplanır tarzda olabildiği gibi; uzun sürebilen ve dayanılabilen yan ağrıları şeklinde olabilir. Klinik olarak hastalarda ikinci sıklıkta görülen bulgu idrarda kan görülmesidir. Ayrıca bulantı ve kusma da görülebilir. Taş hastalarında, tıkanıklığa bağlı olarak enfeksiyonlar da sık görülür. Enfeksiyon çok basit formda olabileceği gibi, böbrek iltihabına da yol açabilir. Bu durumlarda hasta yüksek ateş ve şiddetli yan ağrısından şikayetçi olur.
Taş şüphesi olan hastalarda, direkt karın grafisi, ultrasonografi ve spiral bilgisayarlı tomografi gibi radyolojik yöntemlerle rahatlıkla teşhis konulabilir. Spiral bilgisayarlı tomografi milimetrik boyuttaki taşları dahi tespit edebilen en gelişmiş tanı yöntemidir.
Teşhis edildiği halde tedavi edilmezse taşın boyutu, bulunduğu yer, tıkanıklığa neden olup olmadığına göre değişen düzeylerde böbrek, mesane ve idrar yollarında geri dönüşümü olmayan hasarlar, hatta böbrek yetmezliğine ve enfeksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle taş küçük iken, herhangi bir kalıcı hasara neden olmadan teşhis edilir ve hızlı bir tedavi süreciyle etkili bir sonuç alınırsa böbrekler başta olmak üzere idrar yolları korunmuş olur.
Taş hastalığında tedavi yaklaşımı hastaya göre ”kişiselleştirilmiş tedavi” olmalıdır. Bazı hastalarda taşın büyüklüğüne ve bulunduğu yere göre sadece konservatif izlem yöntemiyle taşın kendiliğinden düşmesi sağlanabilmekteyken, diğer hastalara acil olarak aktif tedavi uygulamak gerekir. Tedavi planı, taşların üriner sistemde bulundukları yere, sayısına ve boyutuna bağlı olarak değişir.
Böbrek taşi tedavisinde yeni bir teknoloji: Endoskopik lazer cerrahisi
Teknolojik gelişmeler ve modern yaklaşımlar sayesinde, günümüzde böbrek taşlarının %99’u kapalı (endoskopik) yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Böylece hastalar uzun süre hastanede kalmadan, iş ve günlük aktivitelerine kısa süre içinde dönebilirler.
Böbrek yetmezliği nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?