Devletimiz, hem maddi destek hemde sosyal yönden iyileştirme çalışmaları ile bu bireyler için eğitici ve rehabilite edici önlemler, çeşitli tedbirler alarak desteklenmesi sayesinde görme engellilik artık toplumun kanayan bir yarası olmaktan çıkmıştır.
Görme engelli kişiler kısmen yâda tamamen göme işlevini yitirdikleri için özel eğitime ve destek eğitime ihtiyaçları vardır. Yasal olarak görme gücünün onda birine 20/200 olan veya görme acısı 20 dereceyi aşmayan kişilere kör olarak nitelendirilmektedir. Görme engeline sahip bireyler kabartmalı alfabe (Braille) öğrenip kullanması bunu yanında sesli kitaplardan faydalanması eğitim açısından önemlidir.
Körlük yâda az görme düşük zekâ ile bağlantısı bulunmamakla birlikte eğitimden geri kalan kişilerin akademik açıdan diğer akranlarına göre geriden gelmesidir. Akademik açıdan geriden gelen bireylerin özel eğitim yoluyla eksik kaldıkları bilgileri iyi bir eğitim ile kapatmaları mümkündür. Böylelikle eğim yönüyle de görme engelliler görme engeli olmayan akranları ile aynı seviyeye ulaşacaklar hatta çok daha fazla özveri ve çalışma ile akranlarını geçmeleri başarılarını arttırmaları onların hem sosyal hemde psikolojik olarak kendilerini iyi hissetmeklerini sağlayacaktır.
Bu bireyler kavram karmaşası yaşayabilmektedir. Özellikle soyut kavramlarda başarı oranları oldukça düşüktür. Bunu nedeni öğrenme imkânlarının çok sınırlı olmasıdır gören çocuk hızlı bir şekilde kavrarken bu durum göremeyen kişide kavrama süresi ya çok uzun yâda hiç gerçekleşememektedir.
Görme yetersizliği olan bireylerin bulundukları sosyal ve kültürel çevresi eğitim, aile ve iş yaşamlarının onların her türlü problemlerini danışacakları, sıkıntılarının giderebileceği birilerinin yanında olması yaşam kalitelerini olumlu olarak etkilemiştir.
Görme yetersizliği olan bireyleri fark etmek hiç zor değildir, karşısında bulunan ve ilginç nesneleri takip edememe, uzun süre sabit noktaya bakamama, gözlerini farklı şekillerde çevirme, çeşitli aralıklarla gözlerini ovuşturma veya kaşıma, gözlerinde titreme ve ışıktan rahatsız olma ışığa doğru bakamama, sık sık düşme ve herhangi bir sebep olmaksızın yatma, uzanma girişimleri, renkleri birbirinden ayıramama, gözlerinde kızarma ve yaşarmanın olması, gözlerinin orta kısımları bulanıktır ve ışık geldiği zaman orta kısmın parlaması.
Sağlık açısından hasta, hekim ilişkisi ve aydınlatılmış onam
Görme engelli çocuklara yaklaşırken onları korkutmadan sakin bir ses tonuyla konuşulmalı ve duyma duyu organı çok geliştiğinden yüksek ses tonundan irkilip, korkabilmektedirler. Görme engelli bireyler hayatları boyunca öğrenme kapasiteleri her zaman vardır unutmayınız ki birey görme engellidir zihinsel engelli değildir. Çocuklar büyüdükçe görme unsuru, dış çevreyle etkileşim çok fazla olacağı yaşın ilerlemesi ile görme gücünün önemi artmakta ve birçok şeyin görme olmadan çok zor olacağının farkına varmaktadırlar.
Ülkemizde okul öncesi ile ilgili özellikle görme engelliler için bir eğitim sistemi bulunmamaktadır. Okul çağına gelmiş görme engellilere ise üç çeşit eğitim imkânı sunulmaktadır. Bunlar;
Yatılı görme engelli sınıflar; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından programı oluşturulmuş yatı ve sadece tam kör tanısı koyulmuş öğrencilerin alındığı okul türüdür. Bu okullarda eğitim dokunma ve işitme duyuları üzerine yapılmaktadır. eğitim/öğretim programları da bu iki noktaya göre oluşturulmuştur.
Özel Sınıflar; Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve gündüz eğitim/öğretim yapan normal okulların içinde bulunan görme engelli öğrencilerin oluşturduğu özel sınıflar ve az görenlerin devam ettiği görme engelliler ilköğretim okullarında tercih ettikleri eğitim materyalleri ile eğitimlerine devam etmektedirler. Özellikle duyma duyu organı, basılı kabartmalı kitaplar, sesli kitap ve Braille alfabesiyle okuma yazma öğrenmektedirler.
Birlikte Eğitim; Az gören yâda görmeyen bu bireyler herhangi bir zekâ geriliğinin olmaması neticesinde Milli Eğitime bağlı okullarda normal öğrenciler ile sistemsiz olarak kaynaştırma öğrencisi programında eğitim/öğretim görmektedirler.
Ülkemizde yeşil kart gerçeği ve güncel uygulamalarla değerlendirmesi
Görme Engelli bireyin sınıf içinde rahat edebilmesi için en önde oturması, sınıf arkadaşlarının her zaman yardımcı olmaların kullanacağı materyallerin kolay ulaşa bileceği bir yerde olması, çocuğun takılıp düşebileceği ortamların en aza indirilmesi, sınıf arkadaşların koşma, itme, zıplama hareketleri sınıf içinde yapmaması, sınıf arkadaşlarının ve öğretmenin her türlü fedakârlığı yapması gerekmektedir.
Görme engellilere verilen hizmet ve eğitim imkânları açısında yurt dışı bir örnek vermek gerekirse Hollanda bu alanda ilk akla gelen ülkelerden biridir. İlk görme engelliler kütüphanesi Hollanda da 1887 açılmış ve 1887’de adını “De Vereniging De Nederlands Braillebibliotheek” olarak verilmiştir.
Çocuk ve erişkinlerin eğitim çağında başlayıp iş yaşamına kadar her türlü yaşamsal planların ve çalışmaların belirli bir program dâhilinde Hollanda hükümetinin desteklediği Delicon Prodüksiyonun ürettiği sesli kitaplar, dergiler ve çeşitli yayınlar ile basılı kabartmalı kitaplar sayesinde yürütmekte ve bu çalışmaların temelini oluşturmaktadır.
Dünyada 2012 yılında 100 milyon engelli olduğu tespit edilmiştir. Bu sayı savaşlar, hastalıklar, yoksulluk nedeniyle giderek artmaktadır.
Türkiye’de görme engelliler için 1889 da İstanbul da Ticaret Mektebinin bir bölümünde faaliyete geçmiştir.1921 de ise İzmir de sağır, dilsiz ve körler okulu açılmış, Milli Eğitim bakanlığı tarafında 1950 yılında Ankara körler okulu ve yetiştirme yurdu faaliyete geçirilmiştir. Görme engelliler ile ilgili okulların tamamı 1951 yılında Milli Eğitim Bakanlığına devredilmiştir. 2009 verilerine göre ise devletin açtığı 16 adet görme engelliler ilköğretim okulu bulunmaktadır.
Türkiye’de görme engellilere toplumsal cinsiyet ayrımcılığı yapılmaktadır. Yapılan araştırmalar erkek görme özürlüler tek başlarına dışarı çıkabiliyorken kadın görme engelliler eve kapatılmakta, dışarı çıkmaları engellenmektedir.
Görme engelliler için Hollanda hükümeti ve Dedicon eğitim kurumu işbirliği ile görme engelliler için gazete, kitap, dergi okuya bilmeleri için özel okuma yazılımı, disleksi yazılımı ve okuma ve aynı zamanda dinleme programı hazırlayarak hizmet sunmaktadır. Bu eğitim merkezinde 60.000 kitap ve 300 gazete,dergi sesli yayın olarak üretilmiş ve bu günümüzde devam etmektedir.Hollanda hükümeti ve eğitim şirketi bu hizmetleri ücretsiz olarak okuyucu kitlesine ulaştırmaktadır.
Hollanda devleti yılda bir buçuk milyon Euro destek vererek iki işbirlikçisine Dedicon şirketine ve SIOB( Kamu Kütüphane Sektör Enstitüsü) her yıl 1.300 kitabı sesli kitaba dönüştürmekte 500 kitap, 3700 gazete ve dergiyi Braille kabartmalı yazısına çevirerek yayınlatmaktadır.
Hollanda’da birey görme ya da herhangi bir nedenden engelli doğmuşsa doğumdan sonra kayıt altına alınarak bu bireyin ilk anlarından itibaren öz güven geliştirilmesi, sosyal yaşama uyum, el-göz koordinasyonu gelişimi amacıyla eğitime başlanılmaktadır. Bu bireyler için mesleki çalışmalara öncelik verilmiş olup ileride bir mesleği iyi derecede icra etmeleri sağlanmıştır.
Dedicon, devletten yılda üç buçuk milyon Euro yardım alarak görme engellilerin her türlü araç ve gereçleri üretmekte ve bu ürünleri devlet kütüphanesine göndermektedir. Görme engelli bireyin eğitiminde yaklaşımlar nasıl olmalıdır. Görme engellilerin eğitimlerinin ilerlemesi için nasıl davranmamız gerektiği aşağıda belirtilmiştir.
Bu bireyler görerek öğrenemedikleri için bulundukları ortamı dokunarak, işiterek tanımaktadır. Varlıkları dokunarak ve sözel yöntem ile ifade edilerek tanıtılması ayrıca bunun için uygun ortamın oluşturulması gerekmektedir.
Görme engelli bireylerin ve ailelerinin sosyal, sağlık ve psikolojik yönden desteklenmesi ve onların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması için devletimiz farklı projeler, kanunlar ve koruyucu tedbirler ile bu bireyleri koruma altına almıştır.
KAYNAKÇA: Writer by Yıldırım Bayezit DELDAL
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?