Hipertansiyon ve bipolar bozukluklar arasındaki ilişki kanıtlandı
Bipolar hastalıklar nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların yarısından fazlasının hipertansiyonu var. Yakın zamanda Michigan Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmaya göre, bipolar bozukluk nedeniyle hastaneye yatırılan hastaların yarıdan fazlası hipertansif. Ayrıca psikiyatrik hastalık tanısı ne kadar genç yaşta konulmuşsa, yüksek kan basıncı gelişme olasılığı da o kadar yüksek.
Çalışmayı yürüten Michigan Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı üyesi Prof. Dr. Dale D’Mello kan basıncı yüksek ve bipolar bozukluğu olan hastaların yüksek düzeyde manik olduklarını ortaya çıkardı. Dr. D’Mello, “Bipolar bozukluğun ve kardiyometabolik rahatsızlıkların arasındaki ilişkiyi bilmek, hekimlerin daha etkili tedavi seçenekleri oluşturabilmelerine yardımcı olabilir” dedi.
Prof. Dr. Dale D’Mello tarafından yapılan çalışmada depresyondan mani olarak bilinen zihinsel hiperaktiviteye kadar değişen duygudurum değişiklikleri ile karakterize bipolar bozukluk (manik depresif bozukluk) nedeniyle hastaneye yatırılan 99 hasta incelendi. Dr. D’Mello, tedaviyi iyileştirebilecek nitelikteki çalışma sonuçlarını New Orleans’ta Amerikan Psikiyatri Derneği’nin 2010 yıllık toplantısında açıkladı.
Bu tür bozukluklarla kalp hastalığı ve diyabet gibi kardiyometabolik rahatsızlıklar arasındaki ilişki bilinmekle birlikte, D’Mello kan basıncı yüksek olan bipolar bozukluğu olan hastaların yüksek düzeyde manik olduklarını ortaya çıkardı.
Dr. D’Mello, hipertansiyonun bipolar bozukluğun derecesiyle ilgili olabileceğini gösteren çok sayıda klinik bulgu olduğunu, bu iki hastalığın patolojilerinin de birbirine benzer olduğunu şu sözlerle dile getirdi: “Her iki hastalığın nedeni de stres ve her ikisi de beynin strese karşı verdiği tepkileri düzenleyen norepinefrin hormonunun atılımına bağlı. Bipolar bozukluğun ve kardiyometabolik rahatsızlıkların arasındaki ilişkiyi bilmek, hekimlerin daha etkili tedavi seçenekleri oluşturabilmelerine yardımcı olabilir”.
Uzun yıllar psikiyatrik ve tıbbi rahatsızlıklar arasındaki ilişkiyi inceleyen Dr. D’Mello, çalışma sonuçlarına göre bipolar bozukluğu olan hastalarda hipertansiyonun daha agresif tedavi edilmesi gerektiğini belirtti. Hipertansiyonun beyinde lezyonlara yol açabildiğini gösteren kanıtlar olduğunu belirten Dr. D’Mello, yüksek kan basıncının erken tanı ve tedavisinin bipolar bozukluğu olan kişilerde tıbbi sonuçları değiştirebileceğini vurguladı. Ayrıca lityum gibi birtakım ilaçların bipolar bozukluğu olan obez hastalarda işe yaramadığı gerçeğiyle birlikte, yeni ilaçların geliştirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
Prof. Dr. D’Mello, bir sonraki adımın hipertansiyon ve diğer kardiyometabolik bozuklukların uzun dönemde birbirleriyle etkileşimini araştırmak olduğunu ve hastaların yalnızca hastanede kaldıkları süre zarfında değil belirli bir süre takip edilmesi ve mani ataklarının incelenmesi gerektiğini belirtti.
Kaynak: Michigan State University (2010, June 10). Links between hypertension, bipolar disorders identified. Çalışmaya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?