Biocodex’in Türkiye hikayesinin, Reflor’un 20 yıl önceki lansmanı ile başladığını söyleyen Biocodex Türkiye Genel Müdürü Önder Işınay, “2009 yılında Türkiye iştirakinin kurulmasıyla da ülkemize global tecrübesini getirmiştir. Dolayısıyla, 10. yılımızı kutlamanın gururunu yaşıyoruz. Biocodex, Fransız kökenli bir aile firmasıdır. Biocodex, 100’ü aşkın ülkede bilim adamları ve sağlık mesleği mensuplarıyla birlikte daha kaliteli bir yaşam için faaliyetlerini sürdürmektedir. Uzmanlık alanı mirobiyota çalışmaları ve probiyotik üretimidir. Fransa’da çok özel bir üretim tesisine sahiptir” şeklinde konuştu.
Mikrobiyota alanının lider firması olmayı hedeflediklerini belirten Önder Işınay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu amaçla AR-GE yatırımlarının temelinde mikrobiyota olduğu gibi tüm iş geliştime ve erken evre yatırım ve iş ortaklıklarını bu çerçevede yapmaktadır. Biocodex Türkiye olarak biz de ülkemizde mikrobiyota bilinirliğinin artması ve bu alandaki klinik çalışmaların desteklenmesi için çalışmaktayız.
Mikrobiyata nedir? Sağlığa ve bağışıklık sistemine etkileri nelerdir?
Türkiye’deki 10 yıllık kurumsal hikayemizin gelişimi ise ürün portfolyomuzun gelişimine paralel olmuştur. Reflor’un gücünü arkasına alan Biocodex, hem kendi Ar-Ge’sinden gelen ürünlerle hem de iş ortaklıkları sonucu portfoyüne kattığı çeşitli ürünlerle organizasyonel gelişimini sağlamıştır. 10 yıl sonunda bugün 100’e yakın çalışanı, pazarlarında lider ürünleriyle Türkiye’de daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için paydaşlarıyla birlikte faaliyet göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Mikrobiyotanın genelde bağırsak florası yerine kullanılan ama daha geniş bir anlam içeren yeni bir terim olduğunu belirten Önder Işınay, “Mikrobiyota, 2010 yılından itibaren önce bilim dünyasının daha sonrasında ise toplumun ve medyanın gündemine girdi. Tanımlanması yeni olmakla birlikte, insanoğlu varoluşundan beri mikrobiyotası ile birlikte yaşamaktaydı. Mikrobiyota vücudumuzda başta bağırsaklarımız olmak üzere tüm organlarımızda bizimle birlikte yaşayan mikroorganizmaların (bakterileri, virüs ve mantarların) bütünüdür.
Bu alanda artan farkındalık ile geçmişte bakterilerin zararlı etkilerine odaklanılırken, günümüzde farklı mikroorganizmaların bizimle birlikte yaşadığında sağlığımıza olumlu etkileri olduklarını, birçok hastalıktan koruyabildiklerini öğrendik. Mikrobiyotayı oluşturan çeşitli mikroorganizmalar insan sağlığı ve metabolizmasını düzenler ve kontrol eder. Dolayısıyla, mikrobiyota yaşam kalitesinde stratejik bir rol oynayan ‘süper organ’ olarak görülmekte ve son yıllarda popülaritesi ve araştırma sayısı hızla artmaktadır.
Vücudumuzdaki mikroorganizma çeşitliliğinin değişmesinin taşıdığımız genetik materyali de etkileyeceğini kabul edersek, gelecekte sahip olduğumuz genetik materyali yönetebilme düşüncesi bilim dünyasını heyecanlandırmaktadır. Mikrobiyota konusunda ülkemizde farkındalık yeni yeni gelişmektedir. Biocodex’in uluslararası vizyonuna uygun olarak Türkiye’deki önceliğimiz mikrobiyota bilincinin gelişmesine liderlik yapmaktır.” dedi.
“Türkiye pazarında mikrobiyota ve probiyotik alanında daha kaliteli bir farkındalık olması gerektiğini düşünüyoruz.” diyen Işınay şöyle devam etti: “Özellikle son dönemde sayısı ve kalitesi artan bilimsel çalışmalarla, bilgi ve tecrübenin ülkemizde yayılmasına odaklanacağız. Dermatoloji, üroloji, metabolizma, bağışıklık, solunum yolları, kadın sağlığı gibi mikrobiyota çeşitliliği içeren; farklı yaş gruplarının kullanımına uygun ürünleri 2020 yılı itibariyle pazara vermek istiyoruz. Parkinson, depresyon, onkoloji gibi birçok alan ve hastalıkta etkileri üzerine yapılan çalışmalar büyük heyecan uyandırmaktadır. Yakın gelecekte bambaşka bir gündemle karşımıza çıkma potansiyeline sahip Mikrobiyota alanında lider oyuncu olacak bir Biocodex için çalışıyoruz.”
Mikrobiyota ve onun dünya sağlığı ile ilgisi konusunda gittikçe artan küresel bir ilgi söz konusu olduğunu söyleyen Işınay, “Bilim insanları, akademik çevreler, hükümetler ve genel kamuoyu mikrobiyota çalışmalarını desteklemektedir. İnsan mikrobiyatasını anlamak ve araştırmalarını geliştirmek amacıyla, dünya genelinde bağırsak florasıyla ilgili araştırma ve projelere destek için ‘Biocodex Mikrobiyota Enstitüsü (Biocodex Microbiota Institute)’ ve ‘Biocodex Mikrobiyota Vakfı (Biocodex Microbiota Foundation)’ kurulmuştur.
Paris’te kurulan Biocodex Mikrobiyota Vakfı’nın yönetim kurulunun çoğunluğu bağımsız bilim adamlarından oluşmaktadır. Vakfın amacı dünya çapında mikrobiyota alanındaki bilimsel araştırmaların desteklenmesidir. Mikrobiyota Vakfı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 11 ülkeden, her yıl 25 bin ile 200 bin avro arasında değişen miktarlarda araştırma destekleri vermektedir. Türkiye’de ilki 2018 yılında verilmiş olan 25 bin avroluk araştırma desteğinin 2019 yılı kazananı yakında açıklanacaktır. Biocodex, işletmenin tüm yönlerinin doğrulukla yürütülmesini sağlayarak mütevazi ve sorumlu bir tutumla, dünya çapındaki ortaklarımıza ve nihayetinde hastalara, kaliteli ürünler ve hizmetler sağlayan bir şirkettir. Tutkumuz, sağlık profesyonelleri için sağlığı ve yaşam kalitesini geliştiren ürünler geliştirmek ve temin etmektir. Başarımızın anahtarı en yeni sağlık trendlerini öngörmemiz, hastaların yaşamlarını iyileştiren anlamlı çözümler geliştirmemizdir” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?