Daha önce yapılan araştırmalar, Alzheimer’ın sağlıklı beyinlerde normal olarak parçalanan amiloid proteini plaklarıyla ilgili olduğunu ortaya çıkarmıştı. Ancak amiloid düzeyini düşüren ilaçlar kullanarak Alzheimer’ı tedavi etme çabaları bugüne kadar başarısız olduğu için hastalığa başka bir şeyin neden olduğuna dair spekülasyonlar da ayyuka çıkmıştı. Brain dergisinde yeni yayımlanan bir araştırma, Cerebral quantitative susceptibility mapping predicts amyloid-β-related cognitive decline suçlunun demir olabileceği yolunda sinyaller veriyor.
Alzheimer’dan korunma ve alınacak yedi basit önlem! Öneriler ve uyarılar…
Demir, vücudumuzun oksijen ve şekerler gibi yakıtlardan enerji üretmesine izin vermek için çok önemli olan elektron değişimini sağlayan bir özelliğe sahip. Ancak aynı zamanda oksijen varlığında paslandığı için nöronlara zarar veren bir yönü de var.
Araştırmacılar, beyindeki demir seviyelerini ölçmek için manyetik rezonans görüntüleme teknikleri kullandılar. Yüksek düzeyde amiloid seviyesi ile birlikte yüksek demir seviyesine sahip kişilerin hızlı bir bilişsel düşüşe maruz kaldıklarını ama amiloid seviyesi yüksek ancak düşük demir düzeyine sahip insanlarda durumun stabil olduğunu tespit ettiler.
Araştırmacılar şimdi bir anti-demir ilacının Alzheimer’in ilerlemesini yavaşlatıp yavaşlatmayacağını test etmek için 5 yıllık bir deneme yapmaya hazırlanıyorlar. Bu da hastalığı tedavi etme yolunda önemli bir gelişme olacak.
Florey Nörobilim Enstitüsü ve Melbourne Üniversitesi’nde çalışan araştırmacı Scott Ayton, “Çalışmamızdan elde edilen veriler göz önüne alındığında, beyinde demir oranının düşürülmesinin hastalığın seyrini yavaşlatacağı hipotezi mantıklı görünüyor ancak bunu ancak test ederek öğrenebiliriz” diyor.
Ayton, bir kişinin beynindeki demir miktarının kanındaki demir seviyesi ile ilgisi bulunmadığına dikkat çekiyor: “İnsanlar bu çıkan sonuçlara tepki olarak demir alımını kesmemelidirler. Kandaki yüksek demir seviyesi, Alzheimer riskinin göstergesi olduğu anlamına gelmez. Ağız yoluyla aldığınız ya da kanda ölçülen demir miktarının beyninizdeki demir seviyesi üzerinde etkisi olduğunu gösteren herhangi bir kanıt bulunmadığından insanların yediği şeyleri değiştirmesini tavsiye etmiyoruz.”
Gerçekten de demir enerji üretmek için önemli bir element ancak Ayton, beyinde nöronlar da dahil olmak üzere hücrelerin ölümüne neden olabileceği için bunun da iki tarafı keskin bir kılıç olduğunu söylüyor. Demir ve oksijen vücuda enerji üretmek için bir araya gelirken yan ürün, metali bozan pasla benzer özellikler taşıyan “oksidatif stres” oluyor.
Ayton, “Demir metalinde gördüğünüz paslanma beyinde oluşan paslanma reaksiyonuyla aynı şey. Demir ve oksijen, biyolojinin enerjiyi verimli bir şekilde üretmek için kullandığı çok tehlikeli elementlerdir. Ancak demirin böyle kullanışlı bir unsur haline getirilmesi, onu inanılmaz derecede toksik hale getiren özelliklerden biri” diyor.
Florey Enstitüsü araştırma grubu, 2013 yılında, %30’unda hafıza kaybı ve bilişsel fonksiyon düşüşü gibi demans semptomları bulunmayan, 70’in üzerindeki bir grup katılımcıda yüksek seviyede amiloid bulunduğunu ortaya koyan bir araştırma yayınladı.
Beyindeki amiloid birikiminin Alzheimer hastalığında önemli olduğuna dikkat çeken Ayton, “Beyinde yüksek miktarda amiloid varsa, Alzheimer olmanız muhtemel ancak ne zaman ne olduğunu bilmiyoruz. Bu nedenle, bir bireyin hastalığının altında yatan patolojinin detaylarını öğrenmek zorundayız” diye konuşuyor.
Araştırma ekibi, beyin sıvısındaki yüksek düzeyde demirin demans belirtileri ile ilişkili olduğunu bulduktan sonra ölçümlere daha da odaklandı. Yüksek düzeyde amiloid bulunan 117 katılımcının 56’sının PET cihazıyla taramaları yapıldı.
Daha sonra demir seviyelerini ölçmek için MR teknikleri kullanıldı. Araştırmacılar, 6 yıl boyunca bu insanların bilişsel işlevlerini izlediler. Artmış amiloid ile birlikte yüksek demirin, hızlı bilişsel düşüş ile güçlü bir ilgisi olduğunu buldular.
Bilişsel seviyedeki düşüş beyindeki demir oluşumuyla ilintiliydi. Kısa süreli hafızayı depolayan hipokampusta yüksek seviyedeki demir, hafızada azalmayla doğru orantılıydı. Benzer şekilde, dilden sorumlu olan temporal ve frontal loblardaki yüksek demir seviyeleri, konuşma görevinde kötü performans ile ilişkilendirildi.
Araştırmacılar şimdi bir grup Alzheimer hastasında anti-demir ilacı Deferiprone’u test etmeyi planlıyorlar. Deferiprone’un beyne ulaştığı biliniyor ve beyin demiriyle ilişkili olan nörolojik bir hastalık olan Parkinson’un yavaşlatılmasında etkili olduğunu gösteren erken klinik kanıtlar da bulunuyor. Ayton, “Parkinson’da Deferiprone için yapılan bu sonuçlar, bizi aynı ilacı Alzheimer’da test etmeye teşvik etti” diyor.
Kıdemli araştırmacı Ashley Bush da, beyin demirinin azaltılmasının etkili olduğu kanıtlanırsa, Alzheimer için rutin bir tedavi bulunmasına öncülük edebileceğini söylüyor: “Eğer araştırma sonuçları düşük beyin demirinin hastalığın ilerlemesini yavaşlattığını kanıtlarsa, doktorunuz 60 yaş check-up’ına hızlı, ucuz ve ağrısız bir beyin demir MRI taramasını da ilave edebilir. Eğer beyninizde yüksek oranda demir çıkarsa ilave olarak amiloid için PET taraması isteyeceğiz. Bu iki ölçümümüz yapıldıktan sonra, Alzheimer’in başlangıcını tahmin edebilir ve demiri azaltmak için tedaviye başlayarak hastalığın başlamasını geciktirebiliriz.”
Kaynak:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?