Biyolojik saat, insan vücudundaki neredeyse her hücrede bulunan ve günlük ritimleri düzenleyen hayati bir mekanizmadır. Cancer Cell dergisinde yeni yayımlanan bir araştırmaya göre, bu mekanizma sadece vücudun düzenini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda agresif bir beyin tümörü olan glioblastomanın büyüme hızını da belirliyor. Çalışmada glioblastomanın, beynin biyolojik saatine uyumlu şekilde büyüdüğü saptandı. Yaptıkları keşfi yorumlayan araştırmacılar mevcut tedavilerin uygulama zamanlarının bile tedavi başarısını etkileyebildiğini ve hormon sinyallerinin engellenmesiyle tümör büyümesinin ciddi şekilde yavaşlatılabileceğini belirtiyor.
Washington Üniversitesi’nde yapılan araştırmada bu durumun glukokortikoid hormonlarıyla bağlantılı olduğu öne sürüyor. Çalışmanın sonuçlarına göre özellikle sabah saatlerinde verilen bazı tedaviler tümör büyümesini arttırabiliyor, diğer yandan akşam saatlerinde verildiğinde ise tümör büyümesi baskılanabiliyor. Bu bulgular, kanser tedavisinde zamanlamanın önemini vurguluyor ve daha etkili tedavi yöntemleri geliştirmeye ışık tutuyor.
Kanser hücrelerini öldüren yeni virüs tedavisi hastalarda olumlu sonuçlar verdi
Biyolojik saat, canlıların içsel zamanlayıcısı olarak işlev gören ve günlük ritimleri düzenleyen bir mekanizmadır. İnsanlarda biyolojik saat, beyindeki hipotalamus bölgesinde yer alan suprakiazmatik çekirdek tarafından kontrol edilir. Bu mekanizma, uyku-uyanıklık döngüsü, hormon salınımı, vücut sıcaklığı ve metabolizma gibi pek çok hayati süreci düzenler. Biyolojik saatin en önemli özelliği, çevresel ipuçlarına (örneğin ışık ve karanlık) uyum sağlayarak vücudun dış zamanla senkronize olmasını sağlamasıdır. Günlük glukokortikoid hormon salınımı gibi birçok süreç, biyolojik saat tarafından belirlenen bu ritmik düzenin bir parçasıdır.
Araştırmaya göre agresif bir beyin tümörü olan glioblastoma, insan biyolojik saatinin işleyişinden faydalanarak büyümesini artırıyor. Araştırmacılar, fareler üzerinde yaptıkları deneylerde, biyolojik saatle senkronize olan tümörlerin, glukokortikoid hormonlarına bağlı olarak büyüme gösterdiğini buldu. Glukokortikoidler, bağışıklık ve metabolizma gibi hayati işlevleri düzenleyen hormonlardır. Araştırma ekibi, bu hormon sinyallerinin engellenmesiyle tümör büyümesinin ciddi şekilde yavaşlatılabileceğini keşfetti.
Çalışmanının sonuçları ile ilgili bir değerlendirme yapan araştırmanın baş yazarı Prof. Maria F. Gonzalez-Aponte, “Beyin tümör hücrelerinin vücudun zaman mekanizmasını bildiğini ve bu bilgiyi büyüme için kullandığını tespit ettik. Bu durum, glioblastomanın biyolojik saatimize nasıl entegre olduğunu anlamamızda önemli bir adım oldu. Artık elimizde tedavi başarısını etkileyebilecek çok etkili bir mekanizma daha bulunuyor” dedi.
Kanser tedavisinde tarihi dönemeç: İlk kez onkolitik bir ilaç FDA’dan onay aldı
Çalışma, glioblastoma tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan deksametazonun (DEX), uygulanma saatine bağlı olarak farklı etkiler gösterdiğini ortaya koydu. Farelerde yapılan deneyler, DEX’in sabah uygulandığında tümör büyümesini artırdığını, akşam ise tümör büyümesini baskıladığını gösterdi. Çalışmanın kıdemli yazarı Prof. Erik D. Herzog, şunları söylüyor: “Tümör biyolojisini hücre ve doku bağlamında incelemek, kanser tedavisinde zamanlamanın ne kadar kritik olduğunu bir kez daha kanıtladı.”
Araştırmacılar, hastaların günlük biyolojik ritimlerine göre tedavi planlarının kişiselleştirilmesinin, glioblastoma gibi kanser türlerinde hayatta kalma oranlarını artırabileceğini belirtiyor. Araştırmanın ileri aşamaları, bu bulguların klinik pratikte nasıl uygulanabileceğini test etmeyi hedefliyor.
Washington Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, glioblastoma adı verilen agresif beyin tümörlerinin insan vücudunun biyolojik saatine senkronize olarak büyüdüğünü ortaya koydu. Glioblastomanın, merkezi biyolojik saatimizin kontrol ettiği günlük glukokortikoid hormon salınımlarına tepki verdiği ve bu ritimle uyum içinde büyüdüğü tespit edildi. Araştırmacılar, sabah saatlerinde verilen glukokortikoid bazlı ilaçların tümör büyümesini teşvik ederken, akşam saatlerinde verilen aynı ilaçların büyümeyi baskıladığını keşfetti. Bu bulgular, glioblastoma tedavisinde ilaçların uygulanma zamanlamasının tümör büyümesini nasıl etkilediğini gösteriyor.
Araştırmada, fare modellerinde ve insan hücrelerinde tümörlerin günlük ritimlere nasıl uyum sağladığı incelendi ve bu durumun tümör gelişimini doğrudan etkilediği kanıtlandı. Çalışma ayrıca, glioblastomanın büyümesini yavaşlatmak için günlük ritimleri bozmanın veya zamanlamayı optimize etmenin yeni tedavi stratejileri sağlayabileceğini öne sürüyor. Glukokortikoid reseptörlerinin düşük düzeyde ifade edildiği hastaların yüzde 60 daha uzun süre yaşadığı da rapor edildi. Bu bulgular, kanser tedavisinde zamanlamanın hayati önem taşıdığına ve bireysel biyolojik ritimlerin dikkate alınması gerektiğine işaret ediyor. Araştırma, bu bulguların klinik uygulamalara aktarılmasını hedefleyen yeni çalışmalar için bir temel oluşturuyor.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Daily glucocorticoids promote glioblastoma growth and circadian synchrony to the host, Cancer Cell (2024). DOI: 10.1016/j.ccell.2024.11.012YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?