Beta-blokerler, akciğer kanseri hastalarında sağkalımı 5 ay arttırıyor!

Yazan Hüseyin Kandemir
Kategori: Güncel / Literatür, ONCOLife, Onkoloji Print

akciger-insan-grafikAnnals of Oncology dergisinin yeni sayısında yayınlanan ve 722 hastanın katılımıyla yapılan çalışmanın verilerine göre, küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastaları, radyoterapi alırken beta-blokerler kullanırsa ortalama 5 ay daha uzun yaşıyorlar. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, kanser tedavisinden bağımsız olarak hipertansiyon için beta-bloker almakta olan hastalar, beta-bloker almayan hastalara göre, ortalama 5 aylık daha uzun sağkalım oranlarına sahiptiler.

oncolife-logo3Texas Üniversitesi MD Anderson Kancer Merkezi’nden araştırmacılar, kanser için ana tedavi veya birinci basamak tedavi olarak radyoterapi (definitif radyoterapi 60 Gy veya üzeri dozlar) alan hastaların sonuçlarını faklı bir açıdan inceledi. Hipertansiyon ve kalp hastalığı gibi diğer rahatsızlıkları için beta-bloker alan 155 hastanın, beta-bloker almayan hastalardaki ortalama 18.6 aylık sağkalıma kıyasla ortalama 23.7 aylık sağkalım gösterdiği tespit edildi. Bu, yaş, hastalığın evresi, kemoterapinin aynı anda verilip verilmemesi, kronik obstrüktif pulmoner hastalık ve asprin kullanımı gibi diğer faktörlere göre ayarlama yapıldıktan sonra sağkalımda %22’lik bir iyileşme demektir.

Çalışmanın verileri ayrıca Beta-bloker kullanımı ile hastalığın vücudun diğer bölgelerine yayılmadığı (uzak metastazsız sağkalım) ve hastalığın nüksetmediği (hastalıksız sağkalım) sağkalımda iyileşmeler ile ilişkilendirildi. Ancak Beta-blokerlerin, hastanın, akciğerlerde hastalığın ilk meydana geldiği kısımda ilerleme olmadan geçirdiği sağkalım (lokorejyonel ilerlemesiz sağkalım) süresinde hiçbir farklılık yaratmadığı saptandı.

Çalışmanın sonuçlarını değerlendiren MD Anderson Kanser Merkezi Radyasyon Onkolojisi uzmanı Doç. Dr. Daniel Gomez, şu bilgileri verdi: “Radyoterapi ve kemoterapide küçük hücreli olmayan akciğer kanseri için görülen son ilerlemelere karşın, bu hastalığın prognozu kötüdür- hastaların %15’inden azı, tanı aldıktan sonra beş yıl yaşamaktadır. Esas ölüm nedeni, kanser hücrelerinin orjinal tümörden vücudun diğer bölgelerine seyahat ettiği metastaz sürecidir.

daniel-gomezBu nedenle, bu hastalarda, acilen, metastazın gelişimini engellemenin yeni yollarını bulmamız gerekmektedir. Sonuçlarımız, radyoterapi boyunca beta-blokerlerin kullanımının metastaz oluşumunun önlenmesine yardımcı olabileceğini ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastaları için doğrudan veya dolaylı olarak daha iyi iyileşme sağlayabildiğini göstermektedir. Bildiğimiz kadarıyla çalışmamız, NSCLC hastalarında definitif radyoterapi boyunca beta-blokerlerinin kullanımı ile ilişkili sağkalım yararı gösteren ilk analizdir.

Ancak, bu bulguların daha kapsamlı olarak araştırılması ve sağkalımda görülen iyileşmenin hastaların beta blokerleri ne zaman ve ne kadar süre boyunca aldıklarından etkilenip etkilenmediğinin keşfedilmesi için prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır. Çalışmamızın sonraki araştırmalar için başlangıç noktası olarak kullanılması konusunda heyecanlıyız.”

ilac-yesil-hapÇalışmanın analiz bölümünde şu bilgilere yer verildi: “Metastaz gelişiminin altında yatan mekanizma karmaşıktır, ancak kronik stres koşulları ve stres hormonlarına uzun süreli maruziyeti kapsayabilir. Bu hormonlardan birisi olan norepinefrinin tümör hücrelerinin vücudun diğer bölgelerine migrasyonunu stimule ettiği gösterilmiştir. Beta-blokerlerin inhibe etmek üzere tasarlandığı hücrelerin yüzeyindeki reseptörler bu sürece dahildir.”

zhongxing-liaoÇalışmanın diğer yazarı MD Anderson Kanser Merkezinde Radyoloji Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Zhongxing Liao, ise “Bulgularımız, beta-blokerlerin metastaza neden olan olaylar dizisi üzerinde spesifik bir etkisinin olduğunu ileri süren önceki çalışmalardan edinilen sonuçlar ile uyumludur. Kullanımlarının lokorejyonel ilerlemesiz sağkalımı etkilememesi, ilacın primer tümörden ziyade bu metastatik kaskadı etkilediğini göstermektedir” dedi.

Çalışmadaki hastalar, 1998 ile 2010 yılları arasında MD Anderson Merkezinde definitif radyoterapi ile tedavi edilmişti. Beta bloker uygulanan 155 hasta, medikasyona ve ihtiyaçlarına bağlı dozlam aralıklarında ilacın çeşitli farklı türlerini alıyordu. Araştırmacılar, beta bloker seçiminin önemli olup olmadığını anlamak için çalışmada yeterli hasta olmadığını, ancak iyi yönde ilerleme gösteren çalışma hastalarının çoğunun selektif beta-bloker kullandığını söyledi.

akciger-sembol-resimÇalışmadan elde edilen bulguların daha fazla araştırma yapılmasını gerekli kıldığını söyleyen Prof. Liao, “Uygulamadaki sınırlamalar nedeniyle, hastaların radyoterapi alırken kullandıkları diğer medikasyonların sonuçları etkilemiş olup olmadığını değerlendirememekteyiz. Bu, ideal olarak klinik çalışmalar olmak üzere ileriki analizlerin konusu olmalıdır” dedi.

Doç. Dr. Gomez, araştırmacıların, bir klinik çalışmanın akciğer kanseri için beta-blokerler gibi yeni tedavilerin etkililiğini araştırma olasılığını tartışmakta olduğunu, ancak bunun dış bir fon desteği gerektireceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Gelecekteki bir diğer yön gösterici kılavuz, sağkalımda görülen bu açık klinik ilerlemeyi sağlayan moleküler karakteristiklerin daha kapsamlı olarak incelenmesi olacaktır. Örneğin, beta-bloker kullanımının yararlı olduğu hastalarda hangi selüler yolaklar etkili olmaktadır ve bu mekanizmalar, aynı yararı elde etmek için başka bir şekilde değiştirilebilir mi?”

Kaynak: Improved survival outcomes with the incidental use of beta-blockers among patients with non-small-cell lung cancer treated with definitive radiation therapy. H.M. Wang, Z.X. Liao, R. Komaki, J. Welsh, M.S. O’Reilly, J. Chang, Y. Zhuang, L. Levy, C. Lu and D.R. Gomez. Annals of Oncology, January, 2013 DOI: 10.1093/annonc/mds616

Makalenin tam metnine aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir:
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23300016

Abstract
BACKGROUND: Preclinical studies have shown that norepinephrine can directly stimulate tumor cell migration and that this effect is mediated by the beta-adrenergic receptor.

PATIENTS AND METHODS: We retrospectively reviewed 722 patients with non-small-cell lung cancer (NSCLC) who received definitive radiotherapy (RT). A Cox proportional hazard model was utilized to determine the association between beta-blocker intake and locoregional progression-free survival (LRPFS), distant metastasis-free survival (DMFS), disease-free survival (DFS), and overall survival (OS).

RESULTS: In univariate analysis, patients taking beta-blockers (n = 155) had improved DMFS (P < 0.01), DFS (P < 0.01), and OS (P = 0.01), but not LRPFS (P = 0.33) compared with patients not taking beta-blockers (n = 567). In multivariate analysis, beta-blocker intake was associated with a significantly better DMFS [hazard ratio (HR), 0.67; P = 0.01], DFS (HR, 0.74; P = 0.02), and OS (HR, 0.78; P = 0.02) with adjustment for age, Karnofsky performance score, stage, histology type, concurrent chemotherapy, radiation dose, gross tumor volume, hypertension, chronic obstructive pulmonary disease and the use of aspirin. There was no association of beta-blocker use with LRPFS (HR = 0.91, P = 0.63).

CONCLUSION: Beta-blocker use is associated with improved DMFS, DFS, and OS in this large cohort of NSCLC patients. Future prospective trials can validate these retrospective findings and determine whether the length and timing of beta-blocker use influence survival outcomes.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla