Besin Desteği (Supleman); vitamin ve minerallerin (mikronutrienlerin) yüksek dozlara karşılık gelen miktarlarının hap, kapsül, şurup şeklinde kullanılabilir formları olarak tanımlanmaktadır. Vitamin ve mineral besin destekleri; tek başlarına veya kombine olarak kullanılabilen, kapsül, tablet, toz, solüsyon vb. şeklinde satılan konsantre formda kaynaklardır. Bunlar küçük birim miktarlarda alınmak üzere tasarlanmış olup, alışılmış besin şeklinde değillerdir. Bunların kullanım amacı normal diyetle alınamayan vitamin veya mineralleri takviye etmektir.
İçindekiler
Sağlıklı bir beslenmede (yeterli ve dengeli) besin desteğine ihtiyaç yoktur. Besin desteği olarak sunulan besin öğelerinin çoğu, günlük beslenmede doğal olarak bulunmaktadır. Ancak besin destekleri, besin ögelerini yüksek miktarlarda vücuda sağlayan, konsantre ve ekstrakte edilmiş bileşiklerdir. Besin destekleri genel olarak; vitaminler, mineraller, aminoasitler, esansiyel yağ asitleri, posa, çeşitli bitkiler ve bunların ekstrelerini de kapsayan geniş bir yelpazeye sahiptir. Beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi amacıyla diyetin desteklenmesi ve besinlerin zenginleştirilmesi, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılan girişimsel (müdahale) yöntemlerdir.
Yeterli ve dengeli beslenerek, vücudun gereksinimi olan tüm besin öğelerini karşılayabiliriz. Çünkü besinler, bilinçli olarak seçildiğinde sağlığı koruyucu ve geliştirici tüm besin öğelerini, vitamin ve mineralleri alınması gereken oranlarda sağlayabilirler. ADA-Amerika Diyetisyenler Derneği’nin (ADA) vitamin ve mineral besin desteklerinin kullanımına yönelik durum raporunda optimal sağlığın sürdürülmesinde ve kronik hastalık riskinin azaltılmasında besin çeşitliliğini sağlayarak yeterli besin öğelerinin alınmasının en iyi yol olduğu belirtilmektedir.
B Vitamini nedir? Hangi besinlerde bulunur? Faydaları ve eksikliği
Özellikle dört temel besin grubu bakımından zengin örüntüsü olan bir diyet ile, besin desteği kullanmadan, makro ve mikro besin ögelerini optimal düzeyde almamız olasıdır.
Okul çağı (7-9 yaş) çocuklar için 1 gün içinde dört besin grubundan tüketilmesi önerilen miktarlar
Besin Grupları | Porsiyon | Miktar |
Süt -yoğurt | 2-2,5 su bardağı (1su bardağı 200 mL | 500 mL |
Peynir çökelek | 1 kibrit kutusu | 30 g |
Et-tavuk- balık | 1 porsiyon (2 ızgara köfte kadar) | 50-60 g |
Yumurta | 1 adet | 50 g |
Kurubaklagiller | 1/3 porsiyon (1/3 çay bardağı çiğ) | 30 g |
Taze sebze meyve toplam | 4-5 porsiyon | 450 g |
Ekmek ve tahıllar | 8 porsiyon (6 ince dilim ekmek+ 1 kepçe çorba+ 2 yemek kaşığı pilav veya makarna) | 200 g |
Yetişkin bir kadın (19-50 yaş) için 1 gün içinde dört besin grubundan tüketilmesi önerilen miktarlar
Besin Grupları | Porsiyon | Miktar |
Süt -yoğurt Peynir çökelek | 2-3 su bardağı (1su bardağı 200 mL 1 kibrit kutusu | 500 mL 30 g |
Et-tavuk- balıkYumurtaKurubaklagiller | 2 porsiyon (4 ızgara köfte kadar) 1/2 adet1/3 porsiyon (1/3 çay bardağı çiğ) | 100 g 25 g30 g |
Taze sebze meyve toplam | 5-7 porsiyon | 600 g |
Ekmek ve tahıllar | 10 porsiyon (6 ince dilim ekmek+ 2 kepçe çorba+ 4 yemek kaşığı pilav veya makarna) | 250 g |
Not: Hesaplamalar, yukarıdaki önerilere yağ eklenerek yapılmıştır ve Türkiye’ye özgü beslenme rehberi önerileri kullanılmıştır. Vitamin ve mineraller için önerilen miktarları karşılama yüzdelerine bakıldığında hem çocuk, hem de yetişkin kadın için dengeli bir diyet, günlük vitamin ve mineral gereksinimini yeterli miktarlarda karşılamaktadır.
Ancak biliyoruz ki günümüzde bir çok kişi kendi kararları ile diyetlerini yeterli kılmak, daha sağlıklı olmak veya var olan hastalıklarını tedavi etmek veya önlemek amacıyla besin desteği kullanmaktadır. Yani besin desteklerinin/suplemanların denetimsiz olarak kullanımı söz konusudur. Besin desteklerinin denetimsiz olarak kullanımının güvenliği sorgulanmalıdır. Çünkü hem zenginleştirilmiş besinler hem de besin destekleri /suplemanlar, yararları etkilerine rağmen, temel besin gruplarını içeren dengeli bir diyetin yerini tutamazlar. Besin destekleri çok sınırlı enerji içeren diyetler uygulandığında, vitamin ve minerallerin yetersiz alımının söz konusu olduğu durumlarda önemli kaynaklardır.
Pharmaton ne işe yarar? Nasıl kullanılır? Çeşitleri ve faydaları
Vitamin ve minerallerin aşırı düzeyde alınması çeşitli sağlık risklerinin oluşmasına neden olur. Örneğin; yağda eriyen vitaminlerin (A ve D vitaminleri gibi) aşırı düzeyde alındığında vücutta depolandığı ve çeşitli toksik etkiler gösterdiği bilinmektedir. Suda eriyen vitaminlerin fazla alındığı durumlarda ise organ sistemlerine aşırı yük getirdiği bunun yanında bazı vitaminlerin-minerallerin, besinlerin ve kullanılmakta olan bazı ilaçların birbiriyle olumsuz etkileşime girdiğinin de bilinmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen durumlarda; kan değerleri dikkate alınarak uygun besin destekleri önerilebilir. Radyoterapi uygulanan kişiler için vitamin mineral besin desteği yapılması konusunda ortak bir görüş yoktur. Sigara kullananlar için C vitamini suplemanı önerilmektedir. Ancak besin desteklerinin kullanımı ile alkol ve sigaranın zararlı etkileri önlenememektedir.
Toplumda bazı gruplar değişik fizyolojik, psikolojik ve sosyo-ekonomik etkenler nedeni ile besin değeri düşük olan besinlerle ya da tek besine dayalı olarak beslenmek durumundadırlar. Dolayısıyla bu gruplarda bazı besin ögesi/ögelerinin yetersizliği görülebilir. Örn; düşük gelirli ailelerin beslenmesinde, demir alımının düşük olduğunu gösteren büyük çaplı araştırmalar bulunmaktadır.
Demir yetersizliği anemisinin önlenmesi: Demir vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin yapısında bulunan hemoglobin yapımı için önemlidir. Aynı zamanda demir beyin gelişimi için de gereklidir. Zamanında doğmuş bebekler ilk 4-6 ay yetecek kadar demir deposu ile doğarlar. İlk dört altı ay için anne sütündeki kolay emilebilen demir yeterlidir. Ancak altıncı aydan sonra bebeğin demir gereksinimi artar. Tüm yaş grupları için yaşamsal önem taşıyan demir eksikliği anemisi, genel olarak 0-5 yaş grubundaki çocukların ve gebelerin ortalama %50’sinde karşımıza çıkmaktadır.
Bebeklerde aneminin önlenmesi amacıyla, ülkemizde 2004 yılından beri Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından 4. aydan itibaren bebeklere demir supleman desteği programı “Demir gibi Türkiye” adıyla başlatılmıştır. Bu proje kapsamında 4-12 ay arası her bebeğe proflaktik amaçlı ücretsiz demir desteği sağlanması, uygun tamamlayıcı besinlerin eğitiminin verilmesi, 13-24 ay anemisi olan bebeklere demir tedavisi önerilmesi amaçlanmaktadır.
D vitamini yetersizliğinin önlenmesi, kemik sağlığının korunması: Bebeğin yeterince anne sütünden vücuduna D vitamini alamaması, güneşe çıkarılmaması, deri renginin koyu olması ile annenin kapalı giyinmesi ve güneşten yararlanmaması ve yetersiz beslen-meşine bağlı olarak sorun görülmektedir. D vitamini yetersizliği kalsiyum emiliminin azalmasına ve kemikleşmenin (minerali-zasyonun) bozulmasına ve raşitizme neden olmaktadır. Raşitizmde kan kalsiyum ve D vitamini düzeyi düşer, alkalen fosfataz düzeyi ise yükselir. Çocuk kalsiyumu yeterli olsa bile eğer D vitamini yetersizse kalsiyum bağırsaklardan emilemez. Deride güneş ışığı etkisi ile D vitamini sentez edilir. Zenginleştirme yapılmadığı takdirde besinlerde bulunan D vitamini miktarı yetersizdir ve bu durumda tek ve en önemli kaynak güneş ışığıdır. Aileler bu konuda eğitilmelidir.
Her gün düzenli olarak 15-20 dakika, güneş ışınlarının dik gelmediği saatlerde (kuşluk ve ikindi) başlık takılarak, kol ve bacaklar açıkta olacak şekilde güneşlenme sağlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü tarafından ülkemizde görülen D vitamini yetersizliği ve raşitizmi önlemek için “Bebeklerde D vitamini Yetersizliğinin Önlenmesi ve Kemik Sağlığının Korunması Projesi” başlatılmıştır.
Bu proje ile bebeklere 400 IU D (10 //g) vitamininin 1 yıl süre ile verilmesi amaçlanmaktadır. Riskler dikkate alınarak profilaktik D vitamini uygulaması uzun süreli 400 lU’den fazla, D vitamini verilmesinden kaçınılması gerektiği bildirilmiştir. Bu konuda ailelerin bilinçli olması çok önemlidir.
Flor uygulaması: Bebeklik döneminde diş gelişimi, daha sonraki diş çürüklerinin ölenmesi için önemlidir. Diş gelişiminde rolü olan minerallerden biri de flordur. Anne sütünde de flor içeriği yeterli değildir. Florun esas kaynağı sudur. İçme sularında florid yoğunluğu 0.7-1.2 mg/lt olduğu zaman florid yetersizliğine bağlı diş çürümeleri ve kemik bozukluğunun görülme sıklıkları azalmaktadır. Altıncı aydan sonra, içme sularında yeterli miktarda (en az 0,3 ppm) flor bulunmuyorsa flor suplemanı kullanılabilir.
Ergenlik, çocukluktan sonra büyümenin en hızlı olduğu dönemdir. Bu hızlı büyüme ergenlerin enerji ve besin öğelerine olan gereksinimlerini arttırmaktadır. Adolesanlarda gereksinimlerin artması iştahı uyarıcı bir etmendir. Günümüzde adolesanların beslenme davranışında; gazlı içecekler, patates kızartması, hamburger ve pizza gibi besinlerin ağırlıkla tercih edildiği, bunun yanında sebze, meyve, süt ve süt ürünleri ve balık gibi besinlerin tüketiminin az olduğu görülmektedir. Beslenme davranışındaki bu olumsuz eğilim toplam yağ, doymuş yağ ve şeker alımını arttırırken kalsiyum, demir, çinko, potasyum, A, D, C vitaminleri ve folik asit alımının yetersizliğine neden olmaktadır.
Gereksinimin artmasına ek olarak besinlerle vitamin ve mineral alımının yetersiz olması durumunda besin desteklerinin kullanılması gerekli olabilir. Özellikle kızlarda mensturasyonun (adet kanaması) başlaması ay rıca kızlar ve erkeklerde kas gelişimini artmasına bağlı olarak demir gereksinimi artmaktadır.
Ülkemizde, 5 yaş altı çocuklarda, üreme çağındaki kadınlarda ve adolesanlarda D vitamini yetersizliğine bağlı problemler karşımıza çıkmaktadır. Adolesanlarda D vitamini yetersizliği oranının %80 olduğu bildirilmektedir. Yetişkinlikteki kemik yoğunluğunun yarısına yakın bir kısmı gençlik yıllarında oluşur ve yapılanma 30’lu yaşlara kadar devam eder. Süt, yoğurt, peynir gibi iyi kalsiyum kaynağı besinlerin günlük 3-4 porsiyon tüketilmesi gereksinimi karşılamaktadır. Özellikle genç kızlar kilo alma korkusuyla yeterli düzeyde kalsiyum kaynağı besinleri tüketmemektedirler.
Bunun yanında, yeterince (günde 10-15 dakika direk güneş ışığı) güneş ışığından yaralanamama, D vitamininin aktive olamaması gibi nedenler ile gençlerin uzun dönemde kemik gelişimleri risk altındadır. Yetişkinlik dönemine eksik kemik mineralizasyonu ile başlanmaktadır. Yaşlanma ile doğal olarak oluşan kemik kayıpları ile osteoporoz riski de artmaktadır. Gerekli görüldüğü dönemlerde kalsiyum ve D vitamini suplemantasyonu önlem olabilir.
Doğurganlık çağındaki kadınlar, gebeler ve emziklilerin; folik asit, demir ve kalsiyum gibi besin öğelerine gereksinimleri artmaktadır.
Araştırmalar doğurganlık çağındaki yetişkin (günlük 400 //g) ve gebe kadınların (günlük 600 //g) çoğunluğunun besinlerle folik asit gereksinimlerini karşılayamadıklarını göstermektedir. Bu nedenle gebelikte folat yetersizliğinin önlenmesi amacıyla günlük alınması önerilen 600 /g folik asit; folattan zengin besinlerin tüketiminin arttırılması, diyete folik asit eklenmesi ve besinlerin folik asit ile zenginleştirilmesi sonucu sağlanabilir.
Ancak NTD’inin önlenmesinde etkin olabilmek için hedef tüm doğurganlık çağındaki kadınlarda gebelik öncesine yönelik olmalıdır. Ancak günde 1000 mg’ın üzerinde uzun süre folat suplemantasyonu yapıldığında B12 vitamini yetersizliğini gölgeler ve pernisiyöz anemiye bağlı sinir sistemi hasarlarına yol açabilir.
Besin desteği ürünlerinin kullanımında etkinlik;
1) Diyetin bileşimine,
2) Demir emilimini ve kaybını etkileyen fizyolojik veya patolojik koşullara,
3) Suplemanın bileşimine,
4) Demir yetersizliğinin düzeyine,
5) Müdahalenin süresi gibi koşullara bağlıdır .
WHO/Dünya Bankası Hastalık Yükü (Global Burden of Disease) analizlerine göre demir yetersizliği anemisi 15-44 yaş kadınlarda Sağlıklı Yaşam Yılı Kaybı (Disability-Adjusted Life Years-DALY) nedeni olarak üçüncü sırada yer almaktadır. Diyetin düzeltilmesi; biyoyararlılığı yüksek demir içeren besinlerin diyette arttırılması ve bitkisel kaynaklarla biyoyararlılığı düşük olan demirin emilimini arttıran C vitamininin her öğünde tüketilmesi, emzirmenin desteklenmesi, demir emilimini azaltan etmenlerin (fitat, tanen, okzalat, çay, kahve) ortadan kaldırılması, demir kaybına neden olan enfeksiyonların kontrol altına alınması, ekonomik, eğitim ve sosyal yapı koşullarının düzeltilmesi, besinlerin demirle zenginleştirilmesi, gerektiğinde demir desteği (suplementasyonu) anemiyi önleyebilir ve tedavi edebilir. Demir desteği (suplemantasyon) terapatik bir uygulamadır.
Gebelik öncesi demir depoları yetersiz olan kadınlara gebelik döneminde demir verilmesinin demir yetersizliğini önleyemediği, demir depolarını dolduramadığı konusunda tartışmalar halen sürmektedir. Gebeliğin üreme döngüsünün bir parçası olduğu düşünüldüğünde, eğer demir suplemantasyonu yapılacaksa, bunun gebelik öncesi dönemde başlamasının gerekliliği de tartışılan konulardır.
Ancak gebelikte annenin hemoglobin düzeyi ile bebeklerin ferritin düzeyleri arasındaki doğrusal bir ilişki olduğu bilinmektedir. Demir suplemantasyonu yapıldığı dönemde çinko ile etkileşimi de göz ardı edilmemelidir. Sağlık Bakanlığı Anne-Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğünün programına göre her gebeye 2. trimesterden itibaren demir desteği başlanmaktadır.
Çinko düzeyi de gebe kadınlarda yetersiz olduğu için yaklaşık günde 25 mg çinko suplemanı verilmesi önerilmektedir. Gelişmekte olan ülkeler için bu 60-120 mg/gündür. Çinko demir desteği olmadan tek başına uygulanmamalıdır.
Yaşlılarda özellikle günlük enerji alımı 1500 kal altına düştüğünde; optimal beslenmenin karşılanamaması riski oluşmaktadır. Ayrıca yaşlılığa bağlı gastrointestinal sistem ve böbrek fonksiyonlarından sorunlar nedeniyle, yeterli besin alınmasına rağmen, besinler yeterince vücutta kullanılamayacaktır. Ayrıca mikro besin ögeleri (vitamin-mineraller) emilimi ve kullanımı olumsuz etkilenebilir.
Bu nedenlerle yurt dışında özellikle 50 yaş üstü kişilerde ve B12 vitamini yetersizliğinin önlenmesi amacıyla bu vitaminin suplemantasyonu uygun görülmektedir.
Ayrıca yaşlandıkça kalsiyum gereksinimi artar. Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberinde 65 yaş üstü kadın ve erkekler için 1200 mg kalsiyum almaları önerilmektedir. Ancak yaşlılarda kalsiyum alımını olumsuz yönde etkileyen bazı etmenler vardır.
Yaşlılarda Kalsiyum Alımını Etkileyen Etmenler
Özellikle kadınların menapoz dönemi ve sonrasında hormonal nedenlerle oluşan kemik kaybını yavaşlatabilmek için kalsiyum suplemanları önerilmektedir. Kalsiyum suplemanları 500 mg ve altındaki dozlarda, besinlerle birlikte tüketildiğinde en iyi şekilde emilir.
Eğer yaşlı birey; eve bağımlı, güneş ışınlarının az görüldüğü bir coğrafyada yaşıyor veya aşırı kapalı kıyafetler giyiyor ise yeterince güneş ışınlarından faydalanamıyordur. Yaşlılığın da etkisi ile zaten vücutta D vitamini sentezi de azalmaktadır. Bu durumlarda doktor önerisi ile kalsiyum yanında D vitaminini de içeren suplemanların kullanımı uygun olacaktır.
Ancak diğer vitamin, mineral veya vitamin mineral karışımı besin desteklerinin kullanımı için diğer etmenler (beslenme şekli, var olan sağlık sorunları, ilaç kullanımı vb.) değerlendirilerek bireyin durumuna göre öneride bulunulmalıdır.
Sporcular; performanslarını arttıracağı düşüncesi ile değişik maddeler kullanmaktadır. Antrenman veriminin yanı sıra spor performansı artmasını desteklemek amacıyla doping sayılmayan besin ögelerinin kullanılması sporcular arasında yaygın uygulamalardır. Bunlara be-sinsel ergojenik yardım denir. Bu tür besin destekleri 3 grupta sınıflanabilir;
Çalışmalar sporcuların çoğunluğunun vitamin/mineral kullanmakta olduğunu göstermektedir. Vitaminleri ayrı ayrı kullanmak yerine multivitamin olarak kullanımı tercih edilmektedir. Aşırı egzersizin serbest radikalleri arttırması nedeniyle antioksidan vitaminlerin (A, C, E) ve enerji metabolizmasında rolü olan B grubu vitaminlerin, artan gereksinimi karşılayabilmek amacıyla normalde günlük önerilen miktardan biraz daha fazla kullanımı önerilebilmektedir.
Vitamin ve minerallerin, sporcularda dayanıklılığı arttırma gibi yararlı etkileri olsa da gereksinimin üzerinde alınmasının performansı arttırdığı saptanmamıştır. Bununla beraber A ve D vitaminlerinin aşırı alımı tok-sik etki yapabilir. Sporcunun çalıştığı spor dalı ve fizyolojik gereksinmesini karşılayacak şekilde planlanmış bir diyet enerji ve besin ögelerine olan gereksinmesini ve gereksinim duyulan vitamin ve mineralleri karşılar.
Vitamin ve mineraller doğrudan enerji sağlamayan ancak organizmanın enerji üreten yaşamsal reaksiyonlarına katkıda bulunan dolayısıyla metabolik işlevlerin sürdürülmesi, büyüme ve genel sağlık için elzem olan organik yapıda mikrobe-sin öğeleridir. Ayrıca bazıları (A, E, C vitaminleri) antioksidan özelliklerinden dolayı doku ve organları oksidatif strese karşı korurlar. Dolayısıyla birçok dejeneratif hastalıktan korunmada ve tedavi aşamasında koruyucu rolleri vardır.
Folik asit nedir? Folat vitaminin faydaları ve gebelikte kullanımı
Kronik hastalıklar dünyada ölüm nedenlerin büyük çoğunluğundan sorumludur (yaklaşık 35 milyon). Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde görülen kronik hastalıkların başında kardiyovasküler hastalıklar ve kanserler gelmektedir. Bunlardan başka obezite ve buna bağlı oluşan tip 2 diyabet, böbrek hastalıkları, osteoartritler de önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Kronik hastalıkların çoğunluğunun, risk etmenleri ve tetikleyici etmenleri benzerdir ve beslenmenin düzeltilmesi ile büyük çapta önlenebilirler.
Vitamin ve minerallerin bu özellikleri bunları içeren besin desteklerinin kullanımını arttırmaktadır. Son yıllarda özellikle hastalıklardan korunmak ve hastalıkların etkilerini hafifletmek amacıyla vitamin mineral besin desteklerinin bireysel kullanımı artmıştır.
Kardiyovaskuler Hastalıklar ve Kanser Hastalıklarında Besin Desteklerinin Kullanımı: Özellikle antioksidan vitaminler A, E, C vitaminleri, beta karoten, folik asit ve beraberinde B12 vitamininin supleman olarak kullanılmasının, kardiyovasküler hastalıklar ve kanser mortalitesi ve mor-biditesi üzerinde etkili olabileceğini bildiren çalışmalar bulunmaktadır.
Ancak geniş örneklemli prospektif araştırmalar; p karoten suplemanlarının kardiyovasküler hastalıklar ve kanser insidansı üzerinde orta düzeyde, E vitaminlerinin çok az düzeyde olumlu etkileri olduğu göstermiştir. Bununla beraber C vitaminin ateroskleroz üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir. Kanser hastalarında C vitamini suplemantasyonu yaşam kalitesini düzeltmekte ve yaşam süresini uzatmaktadır.
Solunum Yolu Hastalıkları ve Soğuk Algınlığında Besin Desteklerinin Kullanımı: En çok tartışılan C vitamininin soğuk algınlığı üzerine olan etkisidir. Bu konuda C vitamininin yüksek dozlarda suplemantasyonu ile yapılan çalışmaların bir çoğu, soğuk algınlığını önlemede rolü olmadığını, fakat soğuk algınlığı semptomlarını azaltmada, az da olsa olumlu etkisi olduğunu belirtilmektedir. Ancak solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesinde ve otitis media gibi hastalıklar üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir. Ülkemiz, C vitamini içeren besinler açısından zengin bir ülkedir. Dolayısıyla C vitamini gereksinimimizi besinlerden karşılama yoluna gidilmelidir.
Bazı vitaminlerin kullanımı hastalıkların oluşmasında veya seyrinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Örneğin: Asbest maruziyetinde veya sigara kullananlarda p karoten ve A vitamini suplemantasyonu akciğer kanseri insidansını arttırmıştır. Ayrıca A vitamini suplemanı kullanımı serum trigliserit düzeyinde orta derecede artışa neden olmuştur. Kalsiyum suplemantasyonunun böbrek taşı oluşma riskini arttırdığı, E vitamini kullanımının burun kanamalarındaki insidansı arttırdığı ancak daha ciddi kanamalardan ( hemorajik şok gibi ) sorumlu olmadığı belirtilmiştir.
Besin öğelerinin biyolojik etkileri, onların biyoyararlılıklarıyla yakından ilişkilidir. Biyoyararlılığı etkileyen ana faktörler; mikronutrienlerin kimyasal yapısı, barsak lümeninde emilim için yarışan diğer kimyasal bileşikler, besinin yapısında bulunan diğer ögeler (örn. Fitatlar…), diğer besinlerin bağlayıcılıkları, barsaktan geçiş süresi ve enzim aktivitesidir. Besin öğeleri de birbirlerini etkileyebilir, bu etki sinerjik antagonistik veya eşik düzeyde olabilir.
Mikronutrienleri besinlerden sağlamak ile supleman şeklinde almak aynı etkileri göstermeyebilir. Çünkü vitamin ve mineral besin desteklerinde, vitamin ve mineral kaynakları doğal veya sentetik yapıda olabilir. Dolayısı ile doğal (besinlerle) alındığında bir çok hastalığın önlenmesinde rolü olan vitamin ve minerallerin supleman olarak kullanıldığında ne kadar etkili olduğu yani biyoyararlılığı önemlidir. Suplemanla alınan vitamin ve minerallerin biyoyararlılığı, kullanılan etken maddeye bağlı olarak besinlerden alınan besin öğelerininki kadar yüksek olmayabilir.
Bazı vitamin suplemanlarının, kronik hastalıklardan korunmada etkinliğini belirlemek için yapılan çalışmalarda hastalıkların oluşum riskini azaltmada, yada bazı hastalıklardan ölüm oranlarını düşürmede etkili oldukları gösterilmiş olsa da, önerilmeleri konusunda halen soru işaretleri mevcuttur. Çünkü bu etkilerin daha net olarak saptanmasını etkileyen çok sayıda bireysel ve çevresel etmen vardır (Şekil 3). Tek bir sağlık sorununa yönelerek supleman kullanmak, bazen yan etkiler nedeni ile yeni sorunları doğurabilmektedir.
Bitkisel Besin Destekleri Dablosu
Sağlık iddiaları | Olası mekanizma | Etkinlik klinik kanıtlar | Yan etkiler | |
Echinesia | Bağışıklık sistemini uyarır, yaraların iyileşmesi ve soğuk algınlığının tedavisinde | Lökositleri uyarır, t hücrelerinin işlevini arttırır | Klinik çalışmalar soğuk algınlığının önlenmesinden çok iyileşme süresini azalttığını belirtiyor. | Cerrahi müdahalelerde bağışıklık sistemini baskılayıcı olabilir. |
Ephedra çalısı | Nasal akıntının atımını sağlar,astımda rahatlatıcı, kilo vermeye yardımcı olur ve atletik performansı arttırır. | Efedrinin aktif etkisi, sempatik sinir sistemini uyarıcı etki | Çintıbbında2000 yıldır bronkospazmın tedavisi için kullanılıyor | Kan basıncını arttırır, kalp atımını hızlandırır, baş ağrısı, uykusuzluk, artmi, denge bozukluğu, konvülzyon nöbeti, bağımlılık yapıcı ve ölümcül olabilir. |
Sarımsak | Kardiovasküler hastalık riskini azaltır ve antiin-flamatuar etki gösterir | Platelet aggregasyo-nunu engeller, kolesterolün düşmensine yardımcı olur, antioksi-dan özellik gösterir | LDLkollesterol ve trigliserolü düşürür, antibakteriyal etki | Kanamaya neden olabilir |
Ginkgo | Hafızayı ve bilinci güçlendirir, vertigo, tinnutus tedavisinde ve seksüel perfor-mansda etkili | Damar gevşetici etki, nörotransmitter ak-tivitesini düzenleyici ve platelet agregas-yonunu engelleyici etki | Klinik çalışmalar bilişsel performansı arttırdığı ve kısa süreli belleği güçlendirdiği ve bu etkiler sayesinde alzeimer hastalığı için olumlu olduğunu belirtiyor. | ishal, bulantı, kusma, kafa içi kanamalar rapor edilmiştir. |
Ginseng | Fiziksel performansı arttırır Kanserden korunmada, Kan şekerinin düzenlenmesinde. | Farmakolojik etki bilinmiyor, etkinin yapısındaki steroidal saponinlerle ilgili olduğu düşünülüyor. | Kanserden koruyuculuğu ve kan şekerini düzenlemesi konusunda karışık veriler bulunmaktadır. | ishal, hiperaktivite, uykusuzluk |
Kava-kava | Anksyete ve menapozal sendromun düzeltilmesine yardımcı | Beyinde aminobütirik asit reseptörlerini etkileyebilir | Klinik araştırmalar olumlu | Alerji, güçsüzlük, benzo-diazepinlerle etkileşim. |
Yohimbin | Afrodizyak, atletik performans arttırıcı | Damar genişletici etki | Afrodizyak etki araştırmalarla desteklenmektedir. | Aktif MAO inhibitörüdür, anksiyeteyi arttırır, pisikozları aktive edebilir, kan basıncı artar taşikardi, titreme uykusuzluk ve kusmaya neden olabilir. |
Omega-3 yağ asitleri, vücutta sentezlenemeyen elzem yağ asitleridir. Bu nedenlerle besinlerle alınmalıdırlar. Hayvansal kaynaklı Omega 3 yağ asitleri eikosapantaenoik asit (EPA) ve dekosaheksoenoik asit (DHA), bitkisel kaynaklı olanı ise alfa linoleik asittir (ALA). Omega 3 yağ asitlerinden zengin besin kaynakları; balık (uskumru, somon, ringa balığı ve sardalya), ceviz, koyu yeşil yapraklı sebzeler (keten tohumu, semizotu, brokoli…) dir. Bu nedenle düzenli olarak haftada 2-3 kez 150g kadar balık tüketilmesi önerilmektedir.
Omega 3 yağ asitleri içeriği bakımından balığın türü önemlidir. Özellikle EPA ve DHA’lar, pıhtılaşmayı önleyici, kan yağlarını düzenleyici ve damar koruyucu etki leri nedeniyle kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkilidir. Hücre zarlarını kuvvetlendirir. Retina ve beyinin gelişimi ve sağlığı için gereklidir. Anti-inflamatuar etkileri vardır.
Yeterli miktarda balık tüketildiğinde omega 3 desteği kullanmaya gerek yoktur. Aşırı tüketimi yada farklı ilaç ve besin etkileşimleri nedeniyle tehlikeli olabilir. Özellikle balık yağı olarak alınmamalıdır. Balık yağı ile birlikte A vitamini de bulunduğu için, A vitamininin aşırı alımına neden olabilir.
Bazı sağlık sorunları olan kişilerin, zenginleştirilmiş besinler veya besin destekleri tüketmeleri olumsuz etkilere neden olabilir. Aynı anda kullanılmakta olan ilaçlar da bu ürünlerle etkileşime girebilirler. Bu etkileşim bir ilacın etkisini arttırma, azaltma veya beklenmeyen yan etkiler şeklinde olabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, vitamin veya minerallere olan gereksinini arttırırken, bazları da vitamin minerallerin etkinliğini azaltabilir.
Örneğin;
Vitamin ve mineral besin destekleri; vitamin veya vitaminlerin ön maddesi olan provitamin ve/veya mineralleri içerirler. Vitamin ve mineral kaynakları doğal veya sentetik olabilir. Bunların seçiminde güvenilirlik ve biyoyararlılıkları göz önünde tutulmalıdır. Ayrıca saflık kriteri olarak da FAO ve WHO standartları dikkate alınmalı, bu kurumların kriterlerinin bulunmadığı hallerde ulusal tüzükler kullanılmalıdır. Ülkemizde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı onayı ile satış izni alınmış ürünlerin satışına izin verilmektedir.
FAO ve WHO tarafından belirlendiği gibi bir vitamin veya mineral besin desteği için, günlük alım dozunun içermesi gereken minimum vitamin veya mineral seviyesi günlük önerilen besin öğesi alım miktarının (RDA) en az %15’ini karşılayacak şekilde olmalıdır.
Vitamin ve mineral yetersizlikleri (VMY) (mikronutrien malnutrisyonu) dünyada, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu kadar, gelişmiş ülkelerde de yaygın olarak görülmektedir. Ülkemizde de vitamin ve mineral yetersizlikleri önemli halk sağlığı sorunlarındandır. Vitamin ve mineral yetersizlikleri insan sağlığını olumsuz etkileyerek önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Vitamin mineral yetersizliklerine, tüm yaş gruplarında rastlanabilir. Ancak küçük çocuklar ve doğurganlık çağındaki kadınlar vitamin mineral yetersizliklerinin görülmesi açısından daha fazla risk taşımaktadırlar.
Günümüzde fetal dönemdeki (anne karnındaki) beslenmenin etkilerinin yetişkinlik çağı hastalıklarının gelişimindeki rolü kanıtlanmıştır. Gebe kadının ve bebeğin sağlığı beslenmenin yanı sıra, sosyo-kültürel ve davranışsal özelliklerle de etkilenmektedir. Vitamin ve mineral yetersizliğine bağlı sorunların temelinde yatan nedenler şöyle sıralanabilir ;
Bebek, okul öncesi çağdaki çocuklarda vitamin ve mineral yetersizliklerinin görülme nedenleri ise;
Bebek ve okul öncesi çağdaki çocuklarda vitamin ve mineral yetersizliklerinin nedenleri:
Demir yetersizliği okul öncesi çocukların, gençlerin ve doğurganlık çağındaki kadınların önemli bir sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü, gelişmekte olan ülkelerde gebe kadınların ortalama %56’sının, gelişmiş ülkelerde ise %18’inin anemik olduğunu bildirmektedir. Kadınların birçoğu gebelik öncesinde anemiktir ve bu oran gelişmekte olan ülkelerde %43 ve gelişmiş ülkelerde %12 olarak belirtilmiştir. Ülkemizde yapılan araştırma sonuçlarına göre okul öncesi çocukların, gebe ve emzikli kadınların yarısında, okul çağı çocukların ise üçte birinde demir yetersizliğine bağlı anemi saptanmıştır. Kırsal kesimde kentsel kesimden daha sık görülmektedir.
Bebeklerde demir yetersizliğinin görülme nedenleri;
Tüm bunlara ek olarak
Toprakta ve suda iyot yetersizliği sonucu sorun ortaya çıkmaktadır. Dünyada 1.5 milyar insan risk altındadır. Sorun sadece gözle görülen bir guatr olgusundan çok iyot yetersizliğine bağlı fiziksel ve mental gelişme geriliğine neden olmasıdır. IYH önlenebilir mental geriliğin nedenidir. Ağır durumlarda sağırlık ve dilsizlik, kretinizm ve düşük, erken doğum, ölü doğum ve doğumsal bozuklukların artmasında etkendir.
Dünyada 200 milyon insanda guatr ve 20 milyon kişide mental gerilik ve 6 milyon kişide de iyot yetersizliğine bağlı kretinizm olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde iyot yetersizliğine bağlı bozuklukların önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu bölgesel ve ulusal düzeyde yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. Ülkemizde her 100 çocuktan 30’unda guatr sorunu görülmektedir. Sorunun çözümü iyotlu tuz kullanılması ile mümkündür.
Folat besinlerde doğal olarak bulunan B grubu bir vitamindir. Sentetik şekline folik asit denilmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller ve kurubaklagiller folatın zengin kaynaklarıdır. Folik asit suplemanlarda bulunmakta ve besin zenginleştirmede kullanılmaktadır. Yeterli folat alımı nöral tüp defekti ve diğer doğumsal bozuklukların, kardiyovasküler hastalıkların ve bazı kanser türlerinin oluşumunun önlenmesinde yardımcıdır. Ülkemizde folik asit yetersizliğine bağlı nöral tüp defekti (NTD) prevalansı 10 bin doğumda 30.1 (erkek:%43.9, kız: %56.1, Kız/Erkek: 1.27) olarak belirlenmiştir.
Folik asit yetersizliği 15-49 yaş grubu kadınlar için önemli bir halk sağlığı sorunu olarak görülmektedir. Ayrıca folat alımının yetersizliğine bağlı kanda homosistein aminoasidi düzeyinin artması kardiyovaskular hastalıklar için risk oluşturmaktadır. Diyetle folik asit alımının arttırılması ise kan homosis-tein düzeyini düşürmektedir. Ancak doğurganlık çağındaki yetişkin 1130 kadın ile yapılan bir çalışmada, kadınların % 69.2′ sinin besinlerle folat alımını yetersiz düzeyde olduğu saptanmıştır.
Bebekler, çocuklar ve adolesanlar hızlı büyümeye bağlı olarak D vitamini gereksinmesindeki artış nedeniyle D vitamini yetersizliği riski taşımaktadır. D vitamini yetersizliği çocuklarda kan kalsiyum düzeyindeki azalmaya (hipokalsemi) neden olarak; raşitizme neden olmaktadır . Bebeğin yeterince anne sütünden vücuduna D vitamini alamaması ( annede D vitamini yetersizliği-giyim tarzı, yaşam şekli, güneşe çıkmaması) , güneşe çıkarılmaması, deri renginin koyu olması ile annenin kapalı giyinmesi ve güneşten yararlanmaması ile yetersiz beslenmesine bağlı olarak sorun görülmektedir. D vitamini yetersizliği kalsiyum emiliminin azalmasına ve kemikleşmenin (mineralizasyonun) bozulmasına neden olmaktadır.
Vitamin-mineral yetersizlikleri açısından ülkemizde düzeyi yansıtan veriler sınırlıdır. Beslenme sorunlarının çözümü, besin ve beslenme plan, politikalarının oluşturulabilmesi için, beslenme araştırmalarının yapılarak ülke durumun saptanması gerekmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda yukarıda bahsedilenler dışında, riboflavin, B6 vitamini, B12 vitamini, folik asit, A vitamini, E vitamini ve çinko vb vitamin ve mineral yetersizlikleri değişik yaş gruplarında görülmektedir.
Yetersizliklerin önlenebilmesi, uygulanacak programların ve politikaların başarıya ulaşabilmesi için toplumun beslenme yetersizliklerinin ve sosyo-kültürel gereksinmelerinin iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle belirli sıklıkta yapılacak, ulusal düzeyde çalışmalara önemle gerek duyulmaktadır.
Besinlerin kalori, protein, yağ, karbonhidrat,kolestrol, kalsiyum, demir, A-C vitamini değerleri tablosu:
Yiyecek Maddesi (100gr.) | Kalori | Protein (gr.) | Yağ Toplam (gr.) | Yağ Doyma mış (gr.) | Karbon hidrat (gr.) | Koles terol (mg.) | Kals. (mg.) | Demir (mg.) | A (mg.) | C (mg.) |
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERi | ||||||||||
İnek sütü (yağlı normal süt) | 64 | 3.2 | 3.5 | . | 4.7 | . | 120 | 0.1 | 30 | 2 |
İnek sütü (yağsız) | 34 | 3.5 | 0.1 | . | 4.8 | . | 123 | – | – | – |
Yoğurt (yağlı) | 68 | 3.9 | 3.8 | 0.1 | 4.6 | 10 | 120 | 0.1 | 32 | 1 |
Yoğurt (yağsız) | 38 | 4.4 | 0.1 | + | 4.9 | + | 143 | 0.1 | 1 | 2 |
PEYNİR | ||||||||||
Beyaz peynir (yağlı) | 289 | 22.5 | 21.6 | . | 0,0 | |||||
Beyaz peynir (yağsız) | 99 | 19,0 | 0,7 | 3,8 | ||||||
Dil peyniri (%20 yağlı) | 110 | 11,9 | 5 | . | + | |||||
Kaşar peyniri | 404 | 27,0 | 31,7 | 1,4 | ||||||
Taze kaşar peyniri (%30 yağlı) | 265 | 26,4 | 16,2 | . | + | |||||
YUMURTA | ||||||||||
1 yumurta (57 gr. büyük boy) | 82 | 7,0 | 6,0 | 1,2 | + | 270 | 30 | 1,0 | 150 | + |
1 yumurta sarısı (orta büyük.) | 60 | 2,8 | 5,4 | 1,1 | 0,1 | 5 | 21 | 3 | . | 0 |
YAĞLAR | ||||||||||
Ayçiçek yağı | 898 | 0 | 99,8 | 63,0 | . | 0 | . | . | 4 | . |
Margarin | 729 | 0,5 | 80,5 | 24,8 | 0,5 | 0 | 10 | + | 588 | + |
Mısırözü yağı | 899 | 0 | 99,9 | 56,0 | 0 | 0 | 15 | 1,3 | 23 | . |
Soya yağı | 899 | 0 | 99,9 | 60,0 | 0 | 0 | . | . | . | . |
Zeytin yağı | 897 | 0 | 99,6 | 8,0 | 0,2 | 0 | 1 | 0 | . | . |
Tereyağı | 754 | 0,7 | 83,2 | 2,7 | 0,7 | 240 | 13 | 0,1 | 653 | + |
BALIK VE DENİZ ÜRÜNLERİ | ||||||||||
Alabalık | 102 | 19,5 | 2,7 | 0,4 | + | 55 | 18 | 1,0 | 45 | . |
Dil balığı | 83 | 17,5 | 1,4 | . | . | 60 | 24 | 0,8 | 10 | 0 |
Kalkan | 82 | 16,7 | 1,7 | . | . | . | 17 | 0,5 | + | + |
Karides | 80 | 16,8 | 1,4 | . | . | 138 | 92 | 1,8 | 141 | 2 |
Lüfer | 117 | 20,5 | 3,5 | . | 0 | |||||
Levrek | 93 | 19,2 | 1,2 | . | 0 | |||||
Palamut | 168 | 24,0 | 7,3 | . | 0 | |||||
Sardalya | 124 | 19,4 | 5,2 | . | 0 | . | 85 | 2,5 | . | . |
Uskumru | 180 | 18,8 | 11,6 | . | 0 | 36 | 5 | 1,2 | + | . |
Ton balığı | 283 | 23,8 | 20,9 | . | . | 42 | 7 | 1,2 | 370 | . |
KÜMES HAYVANLARI | ||||||||||
Tavuk | 133 | 20,6 | 5,6 | 1,2 | . | 75 | 12 | 1,8 | 10 | 2 |
Tavuk (göğüs) | 99 | 22,8 | 0,9 | 0,2 | . | 75 | 14 | 1,1 | . | . |
Tavuk (but) | 110 | 20,6 | 3,1 | 0,6 | . | 75 | 15 | 1,8 | . | . |
Tavuk (ciğeri) | 135 | 22,1 | 4,7 | . | 1,2 | 185 | 18 | 7,4 | 2 mgr. | 28 |
Hindi | 249 | 19,2 | 19,1 | 4,4 | . | . | 25 | 1,4 | . | . |
Hindi (göğüs) | 105 | 24,1 | 1,0 | 0,3 | . | 60 | . | 1,0 | . | . |
Hindi (but) | 114 | 20,5 | 3,6 | 0,9 | . | 75 | 19 | 3,1 | + | . |
KOYUN KUZU | ||||||||||
Yağsız et | 112 | 20,4 | 3,4 | 0,1 | . | 70 | 12 | 1,8 | . | . |
Göğüs eti | 381 | 12,0 | 37,0 | . | . | . | 9 | 2,3 | . | . |
Bonfile | 112 | 20,4 | 3,4 | 0,1 | . | 70 | 12 | 1,8 | . | . |
But (normal yağlı) | 234 | 18,0 | 18,0 | 0,7 | . | 70 | 10 | 2,7 | . | . |
Pirzola | 348 | 14,9 | 32,0 | 0,7 | . | 70 | 9 | 2,2 | . | . |
Yiyecek Maddesi (100gr.) | Kalori | Protein (gr.) | Yağ Toplam (gr.) | Yağ Doyma mış (gr.) | Karbon hidrat (gr.) | Koles terol (mg.) | Kals. (mg.) | Demir (mg.) | A (mg.) | C (mg.) |
Yürek | 157 | 16,8 | 10,0 | 0,4 | . | 140 | 1 | . | . | . |
Beyin | 125 | 10,9 | 9,1 | . | . | 3150 | 5 | 3,8 | . | 15 |
Karaci€er | 121 | 21,2 | 4,0 | . | . | 120 | 4 | 12,4 | 9,5 mgr. | 31 |
Dil | 187 | 13,5 | 14,8 | . | . | . | 19 | 3,1 | + | 7 |
DANA ETİ | ||||||||||
Yapğsız et | 101 | 21,9 | 1,5 | . | . | . | . | . | . | . |
Bonfile | 95 | 20,6 | 1,4 | . | . | 90 | 12 | . | . | 1 |
Göğüs eti | 131 | 18,6 | 6,3 | . | . | . | 11 | 3,0 | . | 1 |
But | 97 | 20,7 | 1,6 | 0,1 | . | 90 | 13 | 2,3 | + | + |
Pirzola | 112 | 21,1 | 3,1 | 0,2 | . | 90 | 13 | 2,1 | + | + |
Yürek | 121 | 12,2 | 7,6 | 0,5 | 1,0 | 140 | 16 | 2,2 | 9 | 5 |
Beyin | 110 | 10,1 | 7,6 | 0,3 | 0,5 | 3150 | 12 | 2,5 | 0 | 23 |
Karaciğer | 124 | 18,0 | 4,0 | 0,6 | 4,0 | 250 | 4 | 10,2 | 4mgr | 39 |
Böbrek | 128 | 16,7 | 6,4 | 0,2 | 0,8 | 350 | 10 | 3,4 | 21 | 13 |
Dil | 128 | 17,1 | 6,2 | . | 0,9 | 140 | 9 | 3,0 | 0 | . |
ŞAKUTERİ | ||||||||||
Salam | 518 | 17,8 | 49,7 | 5,0 | . | 85 | 35 | . | . | . |
Sosis | 240 | 13,1 | 20,8 | 2,0 | 0 | 100 | 8 | 1,8 | 0 | . |
Jambon | 182 | 17,6 | 10,6 | 3,1 | ||||||
Kavurma | 670 | 20,0 | 65,5 | 0,2 | ||||||
Past›rma (orta yağlı›) | 250 | 29,5 | 13,9 | 0 | ||||||
Sucuk | 450 | 21,4 | 40,8 | 0 | ||||||
Et tableti (kuru) | 350 | 22,0 | 26,5 | 6,0 | . | 175 | . | . | 0 | |
TAHIL ÜRÜNLERİ | ||||||||||
Kepekli un (kabuklu buğday) | 351 | 11,7 | 2,7 | . | 70,0 | . | 33 | 2,0 | . | . |
Beyaz un | 349 | 5,5 | 0,8 | 0,3 | 80,2 | . | 11 | 1,0 | . | . |
Arpa | 340 | 11,0 | 2,1 | 0,8 | 72,0 | . | 38 | 2,8 | 0,25 | 0 |
Yulaf | 364 | 12,6 | 7,1 | 3,0 | 63 | . | 79 | . | . | + |
Mısır (tane) | 355 | 9,2 | 3,8 | 1,6 | 71,0 | . | 15 | 1,5 | 90 | 0 |
Patlamış mısır | 403 | 12,7 | 5,0 | 2,0 | 76,7 | . | 11 | 1,7 | . | 0 |
Mısır unu (doğal) | 368 | 9,0 | 4,0 | 2,2 | 74,0 | . | 19 | 2,3 | 150 | 0 |
Pişmiş sütlü mısır (1 koçan) | 65 | 2 | 1 | . | 16 | |||||
Pirinç (tane doğal) | 371 | 7,4 | 2,2 | 0,4 | 75,4 | . | 23 | 2,6 | 0 | 0 |
Pirinç unu | 351 | 7,2 | 0,7 | 0,1 | 79,0 | . | 7 | 0,4 | 0 | 0 |
Çavdar unu | 343 | 8,0 | 1,1 | . | 74,6 | . | 20 | 2,2 | . | . |
Buğday unu | 347 | 10,9 | 1,1 | . | 72,6 | . | 16 | 2,0 | 25 | 0 |
Buğday kepek unu | 323 | 11,7 | 2,0 | . | 60,4 | . | 40 | 3,0 | 50 | 0 |
EKMEK | ||||||||||
Beyaz ekmek | 258 | 7,5 | 1,8 | . | 51,0 | . | 25 | 0,9 | . | 0 |
Kepekli ekmek | 236 | 7,5 | 1,5 | . | 46,8 | . | 26 | 1,7 | . | 0 |
Kepek ekmeği | 213 | 7,2 | 1,2 | . | 40,6 | . | 95 | 2,0 | . | 0 |
Beyaz tost ekmeği | 268 | 8,5 | 3,9 | . | 49,2 | . | 25 | 0,9 | . | 0 |
Çavdar ekmeği | 216 | 7,5 | 1,4 | . | 45,0 | . | 20 | 1,9 | 0 | 0 |
Diyet etimek (1 dilim kepekli) | 24 | |||||||||
Beyaz ekmek (1 dilim) | 65 | |||||||||
Susamlı kraker (2 ince çubuk) | 35 |
Yiyecek Maddesi (100gr.) | Kalori | Protein (gr.) | Yağ Toplam (gr.) | Yağ Doyma mış (gr.) | Karbon hidrat (gr.) | Koles terol (mg.) | Kals. (mg.) | Demir (mg.) | A (mg.) | C (mg.) |
Çubuk kraker (2 tane orta boy) | 45 | |||||||||
Corn-flakes | 377 | 7,6 | 0,7 | . | 85,0 | . | . | . | . | . |
Kraker | 450 | 11,0 | 14,0 | . | 70 | . | . | . | . | . |
Çikolatalı bisküvi | 545 | 7,5 | 33,5 | . | 53,5 | . | . | . | . | . |
Makarna | 367 | 13,0 | 3,0 | 0,6 | 72,0 | 94 | 20 | 2,1 | 60 | . |
KURUYEMİŞ | ||||||||||
Ayçiçeği (iç) | 524 | 27,0 | 36,0 | . | 23,0 | . | 100 | 7,0 | . | . |
Badem (iç) | 640 | 19,0 | 54,0 | 11,0 | 19,5 | . | 234 | 4,7 | 23 | + |
Ceviz (iç) | 690 | 15,0 | 64,0 | 48,0 | 13,5 | . | 70 | 2,1 | 10 | 15 |
F›nd›k (iç) | 656 | 13,0 | 61,0 | 23,0 | 13,7 | . | 225 | 3,8 | 4 | 3,0 |
Fıstık (iç-kavrulmuş) | 629 | 26,0 | 49,0 | 15,0 | 21,0 | . | 75 | 2,3 | 110 | . |
Şamfıstığı (iç) | 638 | 19,0 | 54,0 | 10,0 | 19,0 | . | 130 | 7,3 | 70 | |
KURUBAKLAGİLLER | ||||||||||
Bakla (iç) | 309 | 23,9 | 2,0 | . | 48,9 | . | . | . | . | . |
Bezelye (iç) | 347 | 23,0 | 1,4 | . | 60,7 | . | 45 | 5,2 | 26 | 1,10 |
Nohut | 346 | 20,0 | 5,0 | . | 57,0 | . | 140 | 6,5 | 45 | 0 |
Kurufasulye | 326 | 22,0 | 1,6 | . | 56,0 | . | 105 | 6,1 | 100 | 2,0 |
Mercimek | 331 | 23,5 | 1,4 | . | 56,2 | . | 74 | 6,9 | 25 | . |
Soya fasulyesi | 406 | 35,0 | 18,0 | 10,9 | 26,0 | . | 260 | 8,6 | 95 | 0 |
TAZE SEBZE | ||||||||||
Bezelye | 79 | 6,3 | 0,5 | + | 12,4 | 0 | 26 | 1,9 | 63 | 27 |
Domates | 21 | 1,1 | 0,2 | + | 3,7 | 0 | 13 | 0,5 | 133 | 24 |
Ispanak | 30 | 3,2 | 0,3 | + | 3,7 | 0 | 93 | 3,1 | 816 | 51 |
Havuç | 41 | 1,1 | 0,2 | + | 8,7 | 0 | 37 | 0,7 | 1100 | 8 |
Fasulye | 35 | 1,9 | 0,3 | + | 6,1 | 0 | 56 | 0,8 | 60 | 19 |
Kabak | 28 | 1,6 | 0,1 | + | 5,1 | 0 | 30 | 0,5 | 58 | 16 |
Kereviz | 40 | 1,7 | 0,3 | + | 7,4 | 0 | 55 | 0,5 | 3 | 10 |
Karnabahar | 27 | 2,4 | 0,2 | + | 4,0 | 0 | 22 | 1,1 | 21 | 69 |
Lahana | 25 | 1,3 | 0,2 | + | 4,6 | 0 | 49 | 0,4 | 10 | 47 |
Brüksel lahanas› | 52 | 4,9 | 0,6 | + | 6,7 | 0 | 36 | 1,5 | 55 | 102 |
Kuşkonmaz | 26 | 2,2 | 0,2 | + | 3,8 | 0 | 22 | 1,0 | 50 | 28 |
Maydanoz | 60 | 4,4 | 0,4 | + | 9,8 | 0 | 245 | 8,0 | 1207 | 166 |
Marul | 17 | 1,4 | 0,2 | + | 2,2 | 0 | 23 | 0,7 | 150 | 10 |
Mantar | 27 | 2,7 | 0,3 | + | 3,3 | 0 | 10 | 1,1 | . | 4 |
Mısır (taze süt mısır) | 103 | 3,0 | 1,2 | + | 20,0 | 0 | 7 | 0,5 | 120 | 12 |
Kırmızı lahana | 30 | 1,7 | 0,2 | + | 5,3 | 0 | 2 | . | . | 3 |
Patates | 72 | 2,0 | + | + | 16,0 | 0 | 15 | 1,0 | 2 | 22 |
Patl›can | 25 | 1,2 | 0,2 | + | 4,5 | 0 | 12 | 0,4 | 5 | 5 |
Salatalık (hıyar) | 13 | 0,8 | 0,2 | + | 2,0 | 0 | 15 | 0,5 | 28 | + |
Sarımsak | 136 | 6,1 | 0,1 | + | 27,5 | 0 | 38 | 1,4 | . | 14 |
Soğan | 40 | 1,5 | 0,2 | + | 8,1 | 0 | 27 | 0,5 | 33 | 10 |
Enginar | 55 | 2,4 | 0,1 | + | 3,4 | 0 | 53 | 1,5 | 17 | 8 |
Turp | 19 | 1,0 | 0,1 | + | 3,4 | 0 | 32 | 0,9 | + | 29 |
Pırasa | 27 | 1,8 | 0,4 | + | 4,0 | 0 | 120 | 2,0 | 333 | 30 |
Yeşil biber | 24 | 1,2 | 0,3 | + | 4,1 | 0 | 10 | 0,7 | 100 | 140 |
Şalgam | 46 | 1,1 | 0,2 | + | 9,9 | 0 | 66 | 0,4 | 58 | 43 |
Yiyecek Maddesi (100gr.) | Kalori | Protein (gr.) | Yağ Toplam (gr.) | Yağ Doyma mış (gr.) | Karbon hidrat (gr.) | Koles terol (mg.) | Kals. (mg.) | Demir (mg.) | A (mg.) | C (mg.) |
MEYVELER VE MEYVE SULARI | ||||||||||
Armut (1 tane orta boy) | 100 | 1 | 1 | + | 24 | 0 | ||||
Ayva | 63 | 0,4 | 0,3 | + | 14,6 | 0 | 11 | 0,7 | 10 | 14 |
çilek | 37 | 0,8 | 0,5 | + | 7,3 | 0 | 24 | 1,0 | 13 | 62 |
Erik (olgun) | 67 | 0,6 | 0,1 | + | 16,0 | 0 | 16 | 0,5 | 35 | 5 |
Greyfurt | 43 | 0,6 | 0,2 | + | 9,8 | 0 | 18 | 0,4 | 3 | 41 |
Elma | 60 | 0,2 | 0,6 | + | 13,5 | 0 | 7 | 0,3 | . | 7 |
Hurma | 300 | 2,0 | 0,5 | + | 71,9 | 0 | 61 | 2,5 | 5 | 2 |
İncir | 78 | 1,3 | 0,4 | + | 17,4 | 0 | 45 | 0,6 | 8 | 3 |
Kavun (kabuksuz) | 21 | 0,6 | . | . | 5,0 | 0 | 14 | 0,2 | 100 | 10 |
Kayısı | 55 | 1,0 | 0,2 | + | 12,3 | 0 | 17 | 0,6 | 298 | 10 |
Kiraz | 72 | 1,1 | 0,4 | + | 16,1 | 0 | 20 | 0,4 | 13 | 13 |
Limon | 38 | 0,9 | 0,5 | + | 7,4 | 0 | 19 | 0,6 | 3 | 53 |
Mandalina | 45 | 0,6 | 0,2 | + | 10,2 | 0 | 37 | 0,4 | 57 | 32 |
Muz | 96 | 1,1 | 0,2 | + | 11,9 | 0 | 8 | 0,7 | 38 | 11 |
Portakal | 53 | 1,0 | 0,2 | + | 11,9 | 0 | 42 | 0,4 | 15 | 50 |
Şeftali | 43 | 0,7 | 0,1 | + | 9,8 | 0 | 8 | 0,5 | 73 | 8 |
üzüm (tane) | 73 | 0,7 | 0,3 | + | 16,9 | 0 | 15 | 0,5 | 5 | 4 |
Vişne | 62 | 1,1 | 0,4 | + | 13,6 | 0 | 15 | 0,5 | 5 | 11 |
Elma suyu | 94 | 0,2 | + | + | 21,2 | 0 | ||||
Greyfurt suyu | 78 | 1,2 | . | . | 18 | |||||
Limon suyu | 70 | 0,66 | . | . | 15,8 | |||||
Portakal suyu | 94 | 1,33 | . | . | 21,2 | |||||
Havuç suyu | 54 | 1,26 | . | . | 12,0 | |||||
Domates suyu | 44 | 2,0 | . | . | 7,8 | |||||
ALKOLSÜZ İÇECEKLER | ||||||||||
Gazoz | 105 | 0 | 0 | 0 | 27,0 | |||||
Limonata | 105 | 0 | 0 | 0 | 27,0 | |||||
Tonik | 71 | 0 | 0 | 0 | 18,0 | |||||
Meyveli gazozlar | 105 | 0 | 0 | 0 | 27,0 | |||||
Cola | 89 | 0 | 0 | 0 | 23,0 | |||||
Diyet cola | 2 | 0 | 0 | 0 | + | |||||
Kahve (şekersiz) | 2 | 0 | 0 | 0 | 0,5 | |||||
Çay (Şekersiz 1 bardak) | 1 | 0 | 0 | 0 | + | |||||
Maden suyu | 0 | 0 | 0 | 0 | 0 |
KAYNAKLAR
Yararlanılan başlıca kaynak: Besin Desteklerinin Kullanımı Hazırlayan: Arş. Gör. Nilüfer Acar Tek, Prof. Dr. Gülden Pekcan Hacettepe Üniversitesi – Sağlık Bilimleri Fakültesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Diğer kaynaklar:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?