Spinal stabilizasyon ameliyatlarında hastalara genel anestezi uygulanmayarak, hasta bunun getirdiği risklerden korunduğunu, aynı zamanda hasta yatışının kısa tutularak hastane enfeksiyonlarından korunmuş olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdoğan; “Spinal ameliyatlarda, yani bel ameliyatlarında belde özellikle stabilizasyon dediğimiz halk arasında platin ameliyatları dediğimiz ameliyatları spinal anesteziyle, yani belden uyuşturarak yapılan bir anestezi yöntemiyle yaptığımız sistemi belirtmek istiyorum. Biz bu konuyla ilgili yaklaşık olarak 10 yıldır uğraşıyoruz. En son ’Turkish Neurosurgery’ dergisinde yayınlanan yayında da yaklaşık 500 vaka yayınlandı, spinal füzyon yapılan 500 vaka” diye konuştu.
Spinal füzyon ameliyatının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Erdoğan, şunları kaydetti: “Spinal füzyon ameliyatları genellikle ileri yaş grubundaki belde kireçlenmelerin çok aşırı olduğu, dar kanalın olduğu olgularda yapılıyor. Bu olgularda sabitleme dediğimiz platin işlemi genellikle dünyanın her yerinde genel anestezi altında yapılıyor. Genel anestezinin kendine has riskleri bulunuyor. Özellikle genel anestezinin risklerini sınıflandırırken 1’den 4’e kadar ayırabiliyoruz. Bu 3 ve 4 grubundaki büyük riskli hastalar genel anesteziyle yaparken hastalarda problem olabiliyor. Bu nedenle spinal anestezi kullanılması, ki spinal anestezi birçok ameliyatta kullanılıyor, diz ameliyatlarında ve bazı karın ameliyatlarında da kullanılıyor. Bizde bunu bel ameliyatlarında kullanmaya başladık.
İlaca dirençli epilepsi tedavisinde yeni bir seçenek: Epilepsi cerrahisi
Öncelikle daha kısa süren bel fıtığı ameliyatlarında kullandık. Daha sonraki dönemde de platin denilen sabitleme yöntemi için kullanılan çiviyle ve rotla sabitleme yöntemiyle kullanılan yöntemde de kullanmaya başladık. Bu yöntemde çok kısa sürede yapmak gerekiyor ameliyatı. Yaklaşık olarak 2-3 saat içinde ameliyatı bitirmek gerekiyor. Çünkü spinal anestezinin belli bir süresi var. Buda tecrübeyi gerektiriyor,belli bir senenin üzerinde tecrübe olunca bunlar çok daha kolay olarak yapılıyor. Birde hastanın anestezi sonrasında ağrısının hemen gelmesi söz konusu değil.
Belli bir süre sonra hastanın ağrısı tekrar gelmeye başlıyor. Bu arada da ilaçlarla bunu dengeleyip hastanın ağrısını daha minimalize etmeyi sağlıyor bu yöntem. Genel anestezinin risklerinden kesinlikle uzaklaştırılmış oluyor hasta. Yaptığımız çalışmada da 500’e yakın vakada herhangi bir anesteziyle ilgili bir risk görmedik. Hastanın ağrısının gelmesi de çok olmadı. O yüzden hasta açısından ve hekim açısından da oldukça konforlu. Solunum cihazına bağlı olmadığı için onun risklerinden, anestezi madde risklerinden hasta uzaklaşmış oluyor. Bu çok önemli.”
Bel ameliyatlarında belde yapılan platin ameliyatlarından sonra bir miktar ağrı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erdoğan, “Hastayı aynı akşam ya da daha sonraki gün mobilize ediyoruz. Hasta erken dönemde ayağa kalkıyor. Özellikle bu hastalar belli yaşın üzerinde ve belli yaşın üzerindeki hastaların uzun süre yatması uygun değil. O nedenle hastayı biran evvel hareketlendirmek gerekiyor. Genellikle ameliyattan 5 saat sonra hareket başlıyor. Tuvalete gidebiliyor, yatak içerisinde hareket edebiliyorlar.
Ama genellikle ertesi gün yürümeye başlıyorlar. İlk bir hafta yaranın iyileşmesi, toparlamasıyla ilgili süreç oluyor. Bu dönemde de hastanın ağrıları daha az olsun diye istirahatı biraz daha ağırlıklı tutuyoruz. Ama mutlaka hareket oluyor” ifadelerini kullandı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?