Bebek kendine bakım veren kişi ile yakın ve bağımlı bir ilişki içindedir. Genellikle bebeğe ilk bakım veren kişi annedir. Bu yakın ilişki bebeğin temel güven duygusunu oluşturur. Dünyayı tanımanın ilk adımıdır. Bu yüzden bu dönemde bebekler annelerin duygusal durumunu hisseder ve durumundan etkilenirler. Annede depresyon olduğunda bebekte de; depresif belirtiler, uyku ve yeme sorunları, hırçınlık, ağlamalar ve bebeğin genel canlılığında azalma gibi belirtiler görülebilir.
Anne depresyonda olduğu, içe kapandığı ve bebekle ilişkisinde kopukluk yaşadığında, bebekte de donukluk ve çevreye ilgisizlik gibi durumlarla karşılaşılabilir. Bebeklikte görülen depresyonun en ağır biçimi ise “yuva hastalığı” olarak tanımlanan tablodur. Bu tablo, ilk kez anneden ayrılıp bakım kurumlarına bırakılan bebeklerde tanımlanmıştır. Yuvalara bırakılan bebeklerin önce durdurulamayan ağlamalar, daha sonra içe kapanma ile birlikte bir yas tepkisi geliştirdikleri ve bu tablo ilerlediğinde de hem fiziksel hem de zihinsel gelişimlerinin durakladığı bilinmektedir.
Anaklitik Depresyonda denilen bu depresyon tablosu, bebeğin sağlıklı ruhsal ve fiziksel gelişiminin anne ya da onun yerini tutan kişi ile geliştirdiği güven ilişkisine ne kadar bağlı olduğunu; bu bağ bozulduğunda ne kadar ağır biçimde etkilenebileceğini göstermektedir. Yuvaya bırakılan çocuklarda görülen bu hastalıkta evlat edinildiğinde ya da koruyucu aile yanına alınıp da sürekli belli bir erişkinle şefkatli ve güvenli bir ilişki sağlandığında, çocukların zihinsel ve fiziksel gelişiminde hızlı bir düzelme olduğu gösterilmiştir.
Hamilelikte annenin yaşadığı streslerin bebeğe hormonal yollarda aktarıldığı ve bu yolla bebeğin gelişimi etkilediği düşünülmektedir. Ancak bu konuda kesin bilgi yoktur. Bebeğin çevresinde kendini koruyan, ihtiyaçlarını anlayan ve karşılayan, bir yandan da ona çevreyi tanıması için destek ve güven veren düzenli ilişki kurduğu erişkinlere ihtiyacı vardır. Depresyonda olan anneler, bebeğin yeme içme gibi gereksinimlerini karşılasalar bile ona yaşama sevincini kazandırmakta yetersiz kalabilirler.
Çocuklarda parmak emme ve tırnak yeme alışkanlıkları nasıl tedavi edilmeli?
Çünkü anne depresyon nedeniyle kendisi bu duyguyu yitirmiş durumdadır. Bu durumda annenin kısa sürede tedavi edilmesi, böylece bebeğinin varlığından aldığı hazzı yaşayabilmesi ve bu hazzı bebeğe iletebilmesi için desteklenmesi gerekir. Bebeklerde anne depresyonunun yansıması olarak ortaya çıkan tablonun tedavisi; annenin tedavisi ve anne-baba-bebek ilişkisinin terapi seanslarında gözlemlenerek desteklenmesi esasına dayanan bebek terapisi yöntemleridir.
Okul öncesi çocuklarda depresyon genellikle; oyun oynamada isteksizlik, en küçük şeylere bile ağlama, arkadaşlardan uzaklaşma ve içe kapanma gibi belirtiler verir. Bunun dışında nedeni anlaşılmayan fiziksel belirtiler bu yaş gurubunda sıklıkla depresyon belirtisi olabilir. Yeme ve uyku uyumada sorunlar ortaya çıkabilir. Bu yaş grubu çocuklar ilk kez kendilerini güvenli hissettikleri ev ortamından dışarı çıkarlar. Bazı çocuklarda bu durum güvensizlik doğurur. Yuva çocuklarında, yuvada karşılaştıkları olumsuz davranışlar depresyona neden olabilir.
Genelde yaşadıkları zorlukları sözel olarak pek az ifade ederler. Bunun yerine çeşitli nedenlerle yuvaya gitmek istememe gibi belirtiler gösterirler. Aile içi sorunlar da bu yaş grubu çocukları etkiler. Ailede hastalık, ayrılık ve şiddet gibi durumların yaşanıyor olması çocuğun aileden uzak geçirdiği saatleri daha kaygılı geçirmesine neden olur. Kardeş doğumu, kendisinin daha az sevildiği düşüncesi de bazen çocukların benlik saygısının azalması ve depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Okul öncesi dönemde bu yaş grubu çocuklarda tedavi, altta yatan nedeni ortaya çıkarmaya ve düzeltmeye dayanır. Genellikle sorun hızla çözülür. Anne baba görüşmeleri ile ailede yapılacak düzenlemeler çocuğun duygusal izolasyonu ile nasıl baş edebilecekleri aileye anlatılır. Yuvadaki öğretmenlerin yardımı, çocuğun sosyal ilişkilerini desteklemeye ve kendini arkadaş grubu içinde rahat hissetmesini sağlamaya büyük katkı sağlar. Eğer altta yatan neden aile içi şiddet, çatışma ve ayrılık gibi sorunlarsa aile terapisine yönlendirilmelidirler.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?