Sonbahar – kış aylarında bebeklerin ve çocukların sıklıkla hasta olmalarına neden olan Respiratuar sinsityal virüs (RSV) çocuklarda ve yetişkinlerde solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan en yaygın ve bulaşıcı virüslerden biri. Her yerde bulunabilen bu virüs iki yaşına kadar hemen hemen tüm çocukların hastalanmasına neden oluyor. RSV, bebeklerde bronşiolit (küçük hava yolları enfeksiyonu) ve pnömoni (zatürre) gibi yaşamı tehdit eden ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabiliyor. RSV virüsü hakkında bilgi veren Okan Üniversitesi Hastanesi Yeni Doğan Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Şenol Bozdağ, virüsün özellikle yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde ciddi salgınlara neden olabildiğine dikkat çekiyor.
Prematüre bebekler, kalbinde, akciğerin sağlık sorunu olan ve savunma sistemi zayıf olan çocuklar yüksek riskli grupta yer alıyor. Yrd. Doç. Dr. Şenol Bozdağ, virüsün bu grupta ciddi hastalıklara hatta ölümlere yol açtığını ifade ediyor. Dr. Bozdağ “Ayrıca bebeklikte geçirilen RSV enfeksiyonları daha sonraki yıllarda reaktif hava yolu hastalığı gelişimine yol açabilir” diyor.
RSV çok bulaşıcı bir enfeksiyon etkeni olup, insandan insana temasla, eşyalarla veya damlacık yoluyla bulaşıyor. Kuluçka süresinin birkaç gün ile bir hafta arasında değişiklik gösterdiğini belirten Dr. Bozdağ şöyle devam ediyor: “Viral çoğalma bebeklerde ve bağışıklık sitemi (immünitesi) yetersiz kişilerde fazla ve uzun sürelidir. Doğal bağışıklık yetersiz olup tekrarlayan enfeksiyonlar sıktır. Hastalık ülkemizde sıklıkla sonbahar-kış mevsiminde görülür. Bebeklerin yarısı kış aylarında RSV bulaşıcılığı ile karşılaşır. İki yaşına kadar hemen her çocuk enfeksiyona yakalanarak 2 yaşına kadar yüzde 95 kan pozitifliğine ulaşır.”
Özellikle bir yaşın altındaki küçük çocuklarda RSV çok daha şiddetli olabiliyor, bronşiolit ve pnömoniye yol açabiliyor. Böyle hastaların hastaneye yatırılması gerektiğini vurgulayan, Okan Üniversitesi Hastanesi Yeni Doğan Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bozdağ, “Damardan sıvılar, oksijen ve nemlendirilmiş hava ile tedavi gerekli olabilir ve daha ciddi vakalarda solunum cihazlarıyla solunum destek ihtiyacı oluşabilir” diyor.
Bebeklerin yaşı ne kadar küçük ise hastalığa yakalanma riski o kadar artıyor. Altı ayın altındaki prematürede, oksijen ihtiyacı olan kronik akciğer hastalıklı bebekler, bağışıklık sistemi yetersizliği ve doğumsal kalp hastalıklı çocuklar şiddetli enfeksiyon için en riskli grupta yer alıyor.
Virüsün tanısı burun-boğaz salgılarında viral RNA saptanması ile konuyor. RSV enfeksiyonu çocukluk çağında en sık burun akıntısı, öksürük ve ateş ile birlikte üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde görülüyor. Daha sonra, zorlu nefes alma, orta kulak iltihabı, broşiolit ve zatürreye yol açıyor. Küçük yaşlarda geçirilen RSV alt solunum yolu enfeksiyonu ile ileri yaşlarda reaktif hava yolu hastalığı gelişimi arasında bağlantı olduğu bildiriliyor.
Çocuklara evde ilaç tedavisi uygulanabileceği gibi bazı durumlarda hastaneye yatırılmaları da gerekebiliyor. Apne (nefes durması), siyanoz (morarma), taşipne (solunum sayısının artışı), oksijen satürasyonun düşük olması, solunum güçlüğüne bağlı beslenme güçlüğü, kardiyak hastalıkların eşlik etmesi hastaneye yatırma kriterleri arasında yer alıyor.
Alınacak önlemlerle bebeklerin ve çocukların RSV ile karşılaşma oranları azaltılabiliyor. Dr. Bozdağ, “RSV damlacık yolu ve eşyaları temas aracılığıyla bulaştığından bebeğin, nezle benzeri şikâyetleri olan kişilerle (kardeş, akraba, komşu vb) temasının engellenmesi gerekir” diyor. Yrd. Doç. Dr. Şenol Bozdağ, alınabilecek önlemleri şöyle sıralıyor;
RSV’nin tam bir tedavisi olmasa da destekleyici tedavi uygulanabiliyor. Oksijensizliği önlemek, sıvı alımı düzenlemek, bronş kasılmalarını ve alevlenmeleri azaltmak tedavinin ana hatlarını oluşturuyor. Düzenli olarak ilaç kullanımı da hastalığın etkilerini hafifletiyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?