Doğuştan kalça çıkıklığı; kız çocuklarda, birinci doğumlarda, ailede kalça çıkığı olanlarda, akraba evliliklerinde, ters geliş (makat gelişi) doğan bebeklerde, boyunda eğrilik, başında yassılık ve ayakta eğrilik gibi görünen problemler ile birlikte doğan bebeklerde daha sık görülüyor. Bu özelliklerden herhangi birini taşıyan bebeklerin riskli grupta yer aldığını belirten Uz. Dr. Nazan Cihan, riskli gruptakilerin bu özelliklere sahip olmayan bebeklere göre 2 ila 8 kat daha fazla kalça çıkığı ve gelişim problemleri ile karşılaştıklarını söylüyor.
Çoğu zaman bebeğin anne karnında iken kalçanın çıkık ya da yetersiz gelişebildiğini dile getiren Uz. Dr. Nazan Cihan, şu bilgiler iverdi: “Doğumdan sonra yapılacaklar, bu problemin iyi veya kötü yönde gelişmesine sebep olabilir. Bu anlamda kalça çıkığı önlenebilir bir sakatlıktır. Farklı bir deyişle ailenin bebeğe yapacağı yanlış uygulamalar bebeğin sakat kalmasına yol açabileceği gibi, doğru eylemler iyileşmesini sağlayabilir.”
Bebeğin bacak uzunlukları farklıysa dikkat! Gelişimsel kalça displazisi olabilir
Sorunun erken tanısının tedavi için çok önemli olduğuna işaret eden Uz. Dr. Nazan Cihan, “Erken tanı için uygulanan radyolojik inceleme Kalça USG bebek 1-1.5 aylıkken yaptırılmalıdır ve 3 ayı geçirmemek gerekir. USG ses dalgalarıyla çalışan bir yöntemdir ve zararsızdır. Oldukça ekonomik olan bu yöntem ortalama 5-15 dakika kadar sürer. Bebek sırtüstü sedyeye altı çıplak şekilde yatırılır.
Kalça eklemi üzerine jel sürülüp USG probu eklem üzerinde gezdirilerek değerlendirme yapılır. Ekleme belli pozisyonlar verilir ve bazı açı ölçümleri yapılır. Daha sonra bunlar bir rapor hâlinde getirilip ebeveynlere sunulur ve durum çocuk hekiminin muayenesine yönlendirilir. Her bin doğumdan 15’inde ortaya çıkan bu hastalık için ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor” dedi.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?