Türkiye’de bu laboratuvarlarla çalışmayı tercih eden doktorlardan biri olan Onkolog Doç. Dr. Mutlu Demiray, kandan yapılan testlerin hasta konforu açısından çok faydalı olduğunu belirterek, “Dördüncü evre hastaların kanlarında tümör hücreleri dolanıyor. Bu hücreler teknik olarak toplanabilir ve bunların üzerinden hangi kemoterapilerin etkili olduğu, hem genetik yöntemle hem de hücre kültürü yöntemiyle belirlenebilir. Hastanın kanda dolanan tümör hücreleri çoğaltılarak bu hücrelerin hangi ilaca hangi oranda cevap verdiği, hangi kombinasyonların daha etkili olduğu belirlenebilir” diye konuşuyor.
Kemoterapi nedir? Kanser tedavisinde nasıl uygulanır, yan etkileri nelerdir?
İlk kez kemoterapi alacak hastalarda daha rahat çalıştıklarını söyleyen Demiray, konuşmasına şöyle devam ediyor. “İlk kez kemoterapi alacak hastada dirençli bir klonla karşılaşma olasılığı düşük oluyor. Daha önce birkaç seri kemoterapi almış ve başarısız olunmuşsa bu hastaya tekrar kemoterapi uygulamak çok zor bir karar. Bu nedenle bu tür hastalara ilk önce kemosensitivite yani bir diğer deyişle antibiyogram testi öneriyorum. Çünkü evre 4 hastaların kanda dolaşan yani eyleme çıkmış hücrelerin tüm genetik özellikleri de belirleniyor. Yaklaşık 70 üzerinde genin durumu belirleniyor.”
Henüz 3-4 yıldır kullanılan bu testler yurtdışında yaptırılıyor. 2 bin – 7 bin Euro arasında değişen bir ücretle yapılan testlerle ilgili bilgi veren Doç. Dr. Demiray: şunları söylüyor: “Bu testlerin kullanım süresi daha 3-4 yıl. Net bir karar vermek için daha erken. Ancak rastgele ilaç seçmekten daha etkili olduğunu düşünüyorum. Özellikle ilk veya 2. tedaviden sonuç alınamamışsa mutlaka bu açıdan değerlendirilmelidir; genetik çalışmalar yapılmadan akciğer kanserleri tedavi edilmemeli. Kullandığınız ilaçların maliyetini düşündüğünüzde bu yöntem çok daha ekonomik. Bir seyahat planı yaparken herkes bir haritaya bakar, gideceği yerle ilgili araştırmalar yapar. Tedavide bu yöntem sizin haritanız olabilir. “
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?