Yeni açıklanan verilerle ilgili bilgi veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Meral Kayıkçıoğlu, 12. Metabolik Sendrom Kongresi’nde, “Kötü genler mi, kötü kader mi? Genç MI-Ailevi Hiperkolesterolemi” konulu bir konuşma yaptı. Erken yaşta kalp krizinin Türkiye’de çok önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Avrupa ile karşılaştırıldığında genç yaşta kalp krizi sıklığı ülkemizde çok yüksek. Bunun yanı sıra ağır seyrediyor. Genç kalp krizlerine yol açan nedenlerin başında ailevi yüksek kolesterol geliyor” dedi.
Türkiye, kalp hastalıklarında Dünya birincisi! Kalbi korumak için ne yapmalı?
Genç kalp krizlerinin tanısı için genetik test şart değil
Ailevi yüksek kolesterol hastalığında önemli bir sorun da tanıda sıklıkla geç kalınması. Bu genetik bir hastalık olsa da tanı için genetik test şart değil. Fizik muayene, ailede genç yaşlarda kalp damar hastalığının bulunup bulunmadığının sorulması, lipit düzeylerinin değerlendirilmesiyle tanı kolayca konabiliyor. Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Hastalık özellikle heterozigotlarda belirti vermediği için tedaviye başlama ve devam konusunda sıkıntılar var” dedi.
“Ailevi yüksek kolesterol” (hiperkolesterolemi) hastalığının, yüksek kolesterolün kalp ve damar hastalıkları oluşumundaki etkisini ortaya koyan önemli bir bilimsel kanıt olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Hastalık LDL (kötü kolesterol) reseptörlerinin(almaç) genetik yetersizliği sonucu gelişiyor. Bu yetersizlik nedeniyle LDL aşırı yüksek düzeylerde üretiliyor. Bu da erken yaşta damar sertliğine yol açıyor. Hastalar aort darlığı ve kalp kriziyle kaybediliyor. Kalp yetersizliği de gelişiyor” dedi.
Ailevi yüksek kolesterolün iki tipi var:
– Heterozigot (hatalı geni tek taraflı almış taşıyıcı olarak tanımlanan) hastalarda LDL-kolesterol düzeyi 190 mg/dl üzerinde. Erkeklerde 30-50, kadınlarda ise 40-60 yaşlarında kalp ve damar hastalıkları, kalp krizleri ortaya çıkıyor.
Kalp dostu yiyecekler ve sağlıklı bir kalp için beslenme tüyoları
– Homozigot (yani hem anneden hem de babadan hatalı genleri almış) ailevi yüksek kolesterol hastalığında ise LDL-kolesterol 350 mg/dl üzerine çıkıyor. Kendi de heterozigot hasta olan ve kardeşini erken yaşta kalp krizinden kaybeden Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Homozigot hastalarda LDL düşürülemezse çocuk yaşlarda damarlarda biriken kolesterol sertleşme yapıyor ve hastalar 20-30’lu yaşlara varmadan kaybediliyor. Heterozigotlar ise sıklıkla karşımıza 30-40’lı yaşlarda genç kalp krizleriyle çıkıyor” dedi.
Yakın zamana kadar hastalığın genetik kökenli diğerleri gibi nadir görüldüğü sanılıyordu. Ancak bilhassa bizim gibi akraba evliliklerinin yaygın görüldüğü ve kapalı toplumlarda sıklık oranı çok yükseliyor. Türkiye’deki sıklığı ise net olarak bilinmiyor. Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Ancak akraba evliliklerinin yaygınlığı (Türkiye ortalaması yüzde 23) nedeniyle beklendiğinden daha yüksek oranlarda görülüyor. Hastalığı taşıyıcılık oranı tahminen 100’de 1 ile 300’de 1 arasında değişiyor” dedi.
Kolesterol yüksekliğinde kullanılan statin vb. ilaçlar ailevi yüksek kolesterolde yetersiz kalıyor ve LDL’yi düşüremiyor. Prof. Dr. Kayıkçıoğlu, “Homozigot hastalar için halen en etkin tedavi seçeneği LDL aferezi. Yani kanın, özel bir makineyle LDL’den temizlenmesi, süzülmesi. Ancak 6-7 yaşından önce afereze başlanır, düzenli haftalık uygulamalarla devam edilirse erken ölümler önlenebiliyor. Homozigotlarda, doğumdan itibaren yüksek kolesterole maruz kalındığı için kolesterol aort dahil tüm damarlarda birikiyor. Çocuk yaşta kalp ve damar hastalıkları ve aort darlığı gelişiyor. Ülkemizde halen 28 aferez merkezinde 120 hastaya aferez uygulanıyor” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?