Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı yıllar içinde giderek artmaktadır.
GARD Türkiye kapsamında, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Türk Toraks Derneği ve Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği işbirliği ile Dünya Astım Günü etkinlikleri kapsamında, ülkemizde 2018 yılında da toplum ve sağlık çalışanları için eğitim ve farkındalık toplantıları düzenlenmektedir. “Astımınızla Sağlıklı Yaşayabilirsiniz” teması ile bu yıl 2 Mayıs 2018 tarihinde ülkemizde de çeşitli etkinlikler yapılmaktadır. Dünya Astım günü etkinliklerinin bir parçası olarak da astım hastalığı hakkında basın mensuplarına kısa bir bilgilendirme yapmak istiyoruz!
Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesidir. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisi ile ilgili gerekli her türlü ilaç ve malzeme bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler.
Astım nedir? Nedenleri, belirtileri, tedavisi ve hastalara öneriler
Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yolu (inhalasyon) ile kullanılan ilaçlardır ve bu yolla daha az yan etki ile direk hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluştururlar. Özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara gösterilmelidir.
Astımlı hastalar, çevresel olarak yakınmalarını artıran faktörlere dikkat etmek koşulu ile günlük yaşamda diledikleri birçok şeyi yapabilirler. Astımlı hastaların günlük işlerini yapabilmesi seyahate gidebilmesi, hobileri ile uğraşması, kısaca yaşamın içinde yer almaları hekimlerin en arzu ettiği noktadır.
Astım spor yapılmasına engel değildir. Astımlı hastalar doktorlarıyla paylaşarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyebilirler, hafif koşu yapabilirler, yüzebilirler. Birçok astımlı hasta performans sporlarını yapabilir.
Astımda özellikle çocukluk yaş grubunda fiziksel aktivitenin artırılmasının, mümkünse düzenli sporun hastalığın seyrine olumlu katkıları olduğu gösterilmiştir. Bu sayede günlük kullanılan ilaç dozları, randevusuz hekim başvuruları ve astım nedeniyle hastaneye yatışlar, acile başvuruların azaltılabildiği saptanmıştır.
Astımlı hastaların doktor tanılı besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek yoktur. Sağlıklı beslenmenin temel ilkeleri astımlı hastalar için de geçerlidir. Obesitesi olan astımlı hastalarda doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri hastalıkların seyrini olumlu etkileyecektir. Ülkemizde astımlı hastaların %10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve %30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırmaktadır.
Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra, sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir. Yapılan araştırmalarda hastaların ilaçlarını doktorunun önerdiği şekilde kullanmasının, sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli egzersiz yapmanın, solunan ortam havasını temiz tutmanın astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir.
Türk Toraks Derneği adına,
Prof. Dr. A. Fuat Kalyoncu / Başkan
T.C. Sağlık Bakanlığı ve Türk Toraks Derneği ve Türkiye Ulusal Allerji ve Klinik İmmünoloji Derneği olarak, GARD Türkiye (Kronik Havayolu Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı) çerçevesinde, tüm hekimleri, kamu yetkililerini, Ulusal örgütleri ve Ulusal ve yerel medyayı birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?