Aspartam, binlerce farklı gıda ürününde ve ilaçlarda bulunan düşük kalorili yapay bir tatlandırıcıdır. Yaygın olarak hazır yiyecek ve içeceklerde, diyet olarak etiketlenmiş ürünlerde, ısı gerektirmeyen tariflerde kullanılan, piyasadaki en popüler tatlandırıcılardan biridir. 1980’lerin başında ABD’de onaylanmasından bu yana, popüler kültürün ve bazı bilimsel toplulukların tartışmalarına maruz kalmıştır. Yaygın kullanımlarına rağmen, bazı bilim adamları beyin hasarına yol açabileceğinden endişe duymaktadır. Alerjilerden prematüre doğumlara, karaciğer hasarından kansere kadar birçok hastalığı tetiklediğine dair araştırmalar yayınlanmıştır. Aspartam üzerinde kapsamlı testler yapılmaya devam ederken, zararları konusunda henüz bir fikir birliğine varılamamıştır.
İçindekiler
Aspartamın bileşenleri aspartik asit ve fenilalanindir. Aspartik asit; (yüzde 40) insan vücudunda doğal olarak bulunmayan, vücut tarafından üretilen bir aminoasittir. Vücut hormonları oluşturmak ve sinir sisteminin normal işlevini desteklemek için kullanılır. Bakliyat, kabuklu yemişler, et, yumurta ve somonda bulunur. Fenilalanin; (yüzde 50) vücutta doğal olarak üretilmeyen, yiyeceklerden alınan önemli bir aminoasittir. Vücut proteinleri, beyin kimyasallarını ve hormonları yapmak için kullanır. Et, balık, yumurta, süt ürünleri ve fındıkta bulunur.
Diyabet (şeker hastalığı) nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Vücudunuz aspartamı işlediğinde, bir kısmı metanole (yüzde 10) ayrılır. Metanol yüksek miktarlarda alındığında toksik olabilir. Alkol problemi olanlarda körlük veya ölüme neden olan zehir olarak bilinir. Düzenli olarak tüketilen serbest metanol bir problem olabilir çünkü vücutta karsinojen ve nörotoksin olan formaldehide ayrılır.
İnsanlar metanolün toksik etkilerine hayvanlardan daha fazla duyarlıdırlar. Bu nedenle, hayvanlar üzerinde yapılan aspartam veya metanol testleri insanlar için tehlikeyi tam olarak yansıtmayabilir. Ayrıca içeriklerinde metanolle birlikte, genellikle daha yüksek miktarlarda etanol de bulunur. Etanol, insanlarda metanol toksisitesi için bir panzehirdir.
Aspartam düşük kaloridir ve sofra şekerinden yaklaşık 200 kat daha tatlıdır. Bu nedenle, yiyecek ve içeceklere tat vermek için çok küçük bir miktar yeterlidir. Dünyanın her yerinde tahıllar, sakızlar, diyet ürünler ve masa üstü tatlandırıcılar dahil binlerce gıdada şeker yerine kullanılır.
Mevcut kanıtlar uzun vadede olumsuz etkiler yaratmadığını söylesede de aspartamla ilgili tartışmalar ve araştırmalar devam ediyor. Bu süreçte aspartam alımını sınırlamak isteyenler alternatif bir doğal tatlandırıcı kullanmayı düşünebilirler.
Bu seçenekler aspartam gibi yapay modellere göre daha doğal olsa da, sınırlı miktarlarda tüketilmelidir. Şeker gibi fazla kalori içerebilir.
Fruktoz nedir? Hangi besinlerde bulunur? Zararları ve intoleransı
Aspartik asit (aspartat) beyinde nöronlar arası bilgi aktarımını kolaylaştıran önemli bir aminoasittir. Aspartat birikmesi, hücrelere fazla kalsiyum girmesine neden olarak belirli nöronları öldürür ve aşırı miktarda serbest radikali tetikler.
Aşırı aspartatın neden olabileceği nöral hücre hasarı sonucu hücrelerin büyük çoğunluğu bir hastalığın semptomları fark edilmeden önce öldürülmüş olur. FDA (Amerikan Sağlık Bakanlığı’na bağlı Gıda ve İlaç Dairesi) ve EFSA’nın (Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu) kabul edilebilir günlük alım (ADI) önerileri şunlardır:
FDA, 1981 yılında yiyecek ve içeceklerde kullanılmak üzere aspartamı onayladı. 2013 yılında EFSA, yüzlerce çalışmayı gözden geçirdi ve aspartamı piyasadan çıkarmak için bir sebep bulamadı. Avrupa ve bazı ülkelerdeki kurumlar kullanımını onaylıyor. Bazı bilim adamları aspartamın onayına itiraz ettiler çünkü aminoasitlerin zeka geriliği, beyin hasarı ve potansiyel beyin tümörlerine neden olabileceğinden endişe ediyorlardı.
Laktoz nedir, intoleransı neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Bu çalışmaları takiben, 2006 yılında ABD Ulusal Kanser Enstitüsü, yarım milyon insan üzerinde karşılaştırmalı bir çalışma yürütmüştür. Aspartamın lösemi, lenfoma veya beyin kanseri ile ilişkisinin olmadığı belirtilmiştir. 2007 tarihli bir araştırmada aspartamın nöbet tetikleyicisi olabileceğini ve nöbet yönetiminde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak bazı araştırmalar, aspartamın nöbetler, MS, lupus veya başka hastalıklarla hiçbir bağlantısı olmadığını iddia eder. FDA’nın internet sitesi, 100’den fazla araştırmanın aspartamın güvenliğini desteklediğini belirtiyor.
Aspartam üzerindeki kamu kaygısı devam ederken bazı üreticiler aspartamdan kaçınmayı seçmiştir. Aspartam alımını sınırlamanın en kolay yolu, yiyecekleri veya içecekleri satın almadan önce etiketleri kontrol etmektir. Aspartam içerikte E951 kodu ile listelenecektir. Ürün etiketi “Fenilketonürikler: fenilalanin içerir” uyarısını da içerecektir.
Piyasaya çıkmasından bu yana anti-aspartam aktivistleri kanser de dahil olmak üzere, aspartam ile çok sayıda hastalık arasında bağlantı olduğunu iddia ediyorlar.
Fenilketonüri, nadir bir genetik bozukluktur. Aspartamın içeriğinde olan fenilalanin metabolize edilemediği için, kanda birikmeye başlayan bu madde beyinde tahribata neden olur ve en ciddi sonuçlarından biri de zeka geriliğinin oluşmasıdır. PKU’lu kişilerin aspartam alımını sınırlamaları önemlidir.
Yüz ve vücutta ani, kontrol edilemeyen hareketlere neden olan nörolojik bir hastalıktır. Bazı şizofreni ilaçlarının yan etkisi olduğu düşünülmektedir. Aspartamdaki fenilalanin, TD’nin kontrolsüz kas hareketlerini hızlandırabilir.
Lupus hastalığı, bağışıklık sisteminin bozulmasıyla birlikte eklem ağrıları, deride kızarıklıklar, ateş, kilo kaybı gibi belirtiler gösteren bir hastalıktır. Ancak mevcut çalışmalar çelişkili sonuçlar göstermektedir.
Lupus hastalığı nedir? Kimlerde görülür? Belirtileri ve tedavisi
2010 tarihli küçük bir çalışmanın raporunda hastalar diyetlerinden aspartamı çıkardıklarında fibromiyalji ağrısının hafiflediği belirtildi. Fakat başka bir çalışmada bağlantıyı destekleyen hiçbir kanıt bulunamadı.
Uzun süre büyük miktarlarda aspartam tüketen birçok kişinin kanında aşırı miktarda fenilalanin gözlenmiştir. Bu da beyindeki serotonin düzeylerinin azalmasına ve depresyon, sinirlilik gibi duygusal rahatsızlıklara neden olabilir. Şizofreni için ilaç kullanan kişiler aspartamdan kaçınmalıdır. Depresyon öyküsü olan hastalarda aşırı aspartamın semptomları arttırdığı görülmüştür.
10 yıl boyunca izlenen yaklaşık 60 bin menopoz sonrası kadına ilişkin çalışma, günde iki diyet içeceğinin kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde artırabildiğini göstermiştir.
Aspartam ve metabolik hastalık arasındaki bağlantıyı ayrıntılı olarak inceleyen 2016 tarihli bir araştırma uzun süreli tatlandırıcı alımının, bağırsak içinde yaşayan bakteri dengesini ve çeşitliliğini bozabileceğini düşündürmektedir. Böyle bir bozulma, tip 2 diyabet için bir risk faktörü olan glikoz intoleransı ile sonuçlanabilir.
Bu hastalıklar ve aspartam arasındaki bağlantıları doğrulamak veya geçersiz kılmak için araştırmalar devam etmektedir, ancak halen çalışmalarda tutarsız sonuçlar bulunmaktadır. Bazı araştırma raporları risk, semptom veya hastalık hızlanmasını artırırken, diğerleri aspartam alımıyla olumsuz sonuç bildirmemiştir.
Bazı çalışmalar, yüksek dozda aspartamla kanser arasında bir bağlantı bulmuştur:
Bununla birlikte, FDA ve EFSA araştırmalardan elde edilen verilerin zayıf olduğunu belirttiler. Aspartam ve kanser arasında olası bir bağlantıya ilişkin araştırmalar devam ederken FDA, EFSA, Amerikan Kanser Derneği ve aspartam değerlendiren başka ajanslar şimdiye kadar yapılan çalışmaların böyle bir bağlantıya sahip olmadığını düşünüyor.
Aspartam sofra şekerinden yaklaşık 200 kat daha tatlı olduğu ve kalori içermediği için kilo kaybını teşvik etmek için yaygın olarak düşünülmektedir. Ancak bazı araştırmalar iştahı artırabileceğini ve gıda tüketiminde artışa neden olabileceğini düşündürmektedir. Tatlandırıcılar, fazla kalori içeren yiyecekler yenildiğinde ortaya çıkan sinyalleme sürecini bozarak, doluluk hissini tetiklemediği için aşırı yemeğe neden olabiliyor.
Yapay tatlandırıcılarla ilgili problem, sundukları tatlı tadın gıdaların sağladığı enerji ile uyuşmamasıdır. İkisini ilişkilendirmek için tasarlanan vücut nasıl metabolize edilmesi gerektiğini belirlemek için gıdanın tatlılığını kullanır. Tat kalorilerle eşleştiğinde, beynin ödül devreleri tatmin olur. Aksi durumda beyniniz aynı mesajı almaz. Yapay tatlandırıcılar temel olarak, kalori alacağını düşünerek vücudunuzu kandırırlar. Ancak şeker gelmediğinde, vücudunuz daha fazla ihtiyaç duyduğuna işaret eder, bu da karbonhidrat istekleri ile sonuçlanır. Son zamanlardaki bilimsel kanıtlar, aspartamın düzenli, uzun süreli alımının kilo yönetimi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini, ancak bu bulguları doğrulamak için daha titiz bir araştırmaya ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
“Şekersiz” olarak etiketlenen bir ürün, genellikle şeker yerine yapay bir tatlandırıcı içerir. Aspartam (E951) çok sayıda ambalajlanmış üründe mevcuttur. Dünya pazarında Equal, Spoonful, NutraSweet, Canderel ve AminoSweet isimleriyle ve üretilen yaklaşık 6.000 gıda ve içecek maddesinde bulunmaktadır. Türkiye’de Aspartil, Diyet-Tat, Nutra-Tat ve Sanpa ticari adlarıyla satılmaktadır.
Diyet soda ve kola, sporcu içecekleri, meşrubatlar, meyveli süt ve yoğurtlar, soğuk çaylar, hazır kahveler, dondurma, sakızlar, çikolatalar, nane şekerleri, düşük kalorili gıdalar, kahvaltılık gevrekler, konserve meyveler, dondurulmuş gıdalar, reçeller, hazır tatlılar, soslar, ketçap, diyabet hastalarının kullandıkları birçok besin, diş macunları, gargaralar
Aspartam, ilaçları daha lezzetli hale getirmek için laksatifler, vitamin takviyeleri ve çocuk şurupları dahil birçok ilaçta kullanılır:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?