Helikopter ebeveynlerin sergilediği aşırı koruyuculuk, çocukların psikolojisi açısından olumsuz bir ebeveyn tutumudur. Erişkinlerin çocuklarıyla ilgili kaygılarını azaltmak için başvurdukları yöntemler, ruhsal açıdan bazı sıkıntılar yaşayan çocuklar ortaya çıkarabilir. Çünkü çocuklar, dünyayı ilk aşamada ebeveynleri vasıtasıyla görür ve tanır. Çocuk kendisine nasıl davranılırsa doğru olanın o olduğunu, kendisinin de dünyayla aynı ilişkiyi kurması gerektiğini öğrenir. Bu tutum uzun yıllar devam ettiğinde, çocuğun kişiliği de bu yönde gelişir; talepkar, inatçı, onaylatmaya ihtiyacı olan, benmerkezci kişilik gelişme ihtimali artar.
Aşırı koruyucu ebeveynlerin çocukları sürekli birinin varlığına ihtiyaç duyan bağımlı, özgüveni az, hata yapmaktan korkan, hassas, içe kapanık, reddedilme korkusu nedeniyle kendini ifade etme zorluğu yaşayan kişilere dönüşebilir. Çocuk, hayatının tüm dönemlerinde bu çerçeveyle uyumlu davranış sergileyebilir. Okul ve arkadaş çevresinde başlayan sorunlar, ilerleyen yıllarda evlilik ve iş yaşamında da belirginleşmeye başlar.
Kişi yaşadığı sorunları bir takım baş etme yöntemleriyle çözümlemeye çalışarak, ilk dönemde öğrendiklerini telafi etmeye çalışır. Ancak bu çocukların yaşadığı bazı tekrarlayan sorunlar, geçmişte ebeveynlerle yaşadığı sorunlu ilişkiyi işaret eder. Aşırı koruyucu ebeveynlerin çocukları, kişilik özelliği haline gelmiş bazı davranışları nedeniyle sosyal, iş ve aile yaşantısında uyum sorunları yaşar. Tekrarlayan baş edememe öyküsü, psikiyatrik destek almasını gerektirecek düzeye varabilir.
Mükemmeliyetçiliğin ve aşırı beklentinin getirdiği baskı sonucunda çocuklarda kızgınlık, duygusal çökme, kendine güvensizlik, ebeveynle çatışma, ebeveyne teslimiyet ve sözünden çıkmama, kendi başına hareket etmekten ve risk almaktan korkma tutumları görülebilir. İlerleyen yıllarda bu çocuklarda kaygı bozukluğu, depresyon gibi hastalıkların görülme ihtimali artabilir.
Aşırı koruyucu ebeveynler mükemmeliyetçi, kuralcı, aşırı hassas, travma geçirmeye meyilli olabilir. Bu ebeveynlerde kontrolü artırarak çocuğunu risklerden koruyacağını düşünme, ebeveynler arası sorumluluk paylaşımının dengesiz oluşu, çocuğun ağır hastalık geçirmiş olması, ailenin diğer çocuklarının olumsuzluklar yaşaması gibi durumlar da görülebilir.
Çocuklarının her yaptığını adeta bir helikopter gibi takip eden, çocuklarının her adımını kontrol eden ebeveynler helikopter ebeveyn olarak tanımlanır. Bu ebeveynler çocuğun eğitim, sağlık, sosyal ve mesleki gelişiminde bir olumsuzluk olabileceği gerekçesiyle inisiyatifi ellerine alır ve çocuğun kendi başına kalmasına müsaade etmezler. Bunu yapma gerekçeleri çocuklarını sevmeleri ve onlar için kaygılanmalarıdır. Genel tutumları çocuğun kendi hayatını yapılandırmasının yolunu açmak yerine, ona bir hayat biçme ve bu hedefi tutturmaya çalışmaktır. Bu hedefe ulaşmak için ebeveynler olumsuzluklarla karşılaşan çocuğu yalnız bırakmak yerine ipleri ele alıp, problemi çözmeyi tercih eder. Bu durum, mükemmeliyetçi ebeveynlerde daha sık görülür.
Helikopter ebeveynliğin çıkış noktası, ideal çocuk oluşturma eğilimidir; sevdiği, maddi manevi yatırım yaptığı, neslini devam ettirecek çocuğunun hiçbir olumsuzlukla karşılaşmamasıdır. Önceden kendi yaptığı hataları çocuğunun yapmasını istememe, çocuklar ve ebeveynler arası rekabet, küçük yaşlardan itibaren başlayan sınavların çokluğu, başarıya odaklanma helikopter ebeveynliğinde pekiştirici bir rol oynar. Ebeveynler, yoğun kontroller sonrası çocuğun hayatında kendileri açısından olumlu olan değişmeleri ya da atlatılmış riskleri gördüklerinde bu tutumlarının ne kadar doğru olduğunu düşünür. “Devir kötü, kontrolü bırakırsak çocuğun hayatı kötü yönde seyreder.”, “Çocuk büyüsün, işi ve evi olsun, o zaman kendi düzenini kurar.” düşünceleri ebeveynin kendi hatalı tutumuyla yüzleşmesini engelleyebilir. İlerleyen yıllarda kontrolcülüğü bırakmayı düşünen ebeveynlerin unuttuğu nokta, kontrolü bıraktıklarında çocuklarının kendi hayatlarını yönetemeyebilecekleridir.
Ebeveynler çocuklarının kendini uygun bir şekilde ifade etmesini sağlamalı; çocuklarına sorumluluk almayı, insanlarla empati yapabilmeyi, istediklerini erteleyebilmeyi öğretmelidir. Ebeveynler ayrıca çocuklarını kendi kararlarını verme ve uygulama konusunda cesaretlendirmeli, takdir etmeli, çocuklarının hata yapabileceğini kabul etmeli, çocukların hataların dünyanın sonu olmadığını gösterebilmelidir. Çocuğun kendilik algısının gelişmesine yardımcı olmak için rehberlik, istişare ve sorumluluk verme en doğru tutumlar olacaktır. Çünkü çocuk, annesi ve babasından ayrıldığı (bireyselleştiği) bir dönemde, hayatını devam ettirebilecek kapasiteye ancak böyle ulaşabilir.
Çocuklara ebeveynleri tarafından, yaşlarına ve gelişme düzeylerine göre sorumluluk verilmelidir. Sorumluluğun çocuğa ait düzenli görevler olduğu unutulmamalıdır. Bu sorumluluğu yerine getirmeyen çocuğun olumsuz etkilenen yaşam alanı aile tarafından tolere edilmemelidir. Örneğin, oyuncaklarını toplama sorumluluğunun kazandırılması hedeflenen çocuğun oyuncakları, ebeveyn tarafından toplanmamalıdır. Çocuğa sorumluluk vermek için, ileri yaşların beklenmesi doğru değildir. Bu tutum, hem ailenin hem de çocuğun zorluklar yaşamasına neden olur. Bu nedenle, çocuğa 2-3 yaştan itibaren kolaydan zora doğru bir takım sorumluluklar verilmeye başlanmalıdır.
Hazırlayan: Emsey Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Orhan Karaca
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
bitmedi
yasak
yoruldum artık
beni bir adama vereceklerdi ve kararlılar tek dertleri paraydı verdilerde 1kızım oldu hep siddet gördüm kızımı öldürdü çok gençti 1 yaşındaydı ben daha 19 yaşındayım eğer baskı yapmasalardı kızım ölmezdi kızım ölünce beni bir odaya tıktı sonra aç susuz16 güne çıktım sokağa atıldım bana bi telefon verdi çok eski beni… Devamını oku »
yasakladılar
ne yasakmış be herşeyi
bıktım yasklamalarından artık
hep
sen ne kadar plan yaparsan yap hayat senin için plan yapar
geçmiş olsun elif aynısı bendede var ödev yapmassam ailem beni evlatlık verecek ve ben artık kendimi öldürmeyi düşünüyorum öyle birşey yaparlarsa intihar oranım çok çıkmıştı zaten 140/128 neyse tekrar geçmiş olsun