Aşılama programları durdurulacak olursa aşılanma ile engellenen hastalıkların yeniden karşımıza çıkabileceği bir gerçek. Daha iyi hijyen, el yıkama ve temiz su kaynakları insanların enfeksiyon hastalıklarından korunmasına yardımcı olmasına rağmen pek çok enfeksiyon yine de yayılabiliyor.
Bir yanlış inanış da aşıların ciddi zararlar verebileceği ve uzun dönem yan etkilerinin henüz bilinmediğine yönelik. Hatta aşıların ölümcül dahi olabileceğine inananlar da var. Uzmanlar bu inanışların son derece yanlış olduğunu aksine aşıların çok güvenli olduğunu belirtiyor. Pek çok aşı reaksiyonunun genellikle geçici ve küçük çaplı olduğunun altı çiziliyor. Üstüne üstlük ölümcül bir çok hastalık da aşı ile engellenebiliyor.
Araştırmalar, aşılar ve ani bebek ölümü arasında hiçbir nedensel ilişki bulunmadığını gösteriyor. Bu aşıların uygulanma zamanı ile ani bebek ölümlerinin görülme zamanları birbirine benzemekle beraber aşı olmamış bebeklerde de ani bebek ölümleri gözleniyor. Bu aşılar uygulanmazsa bu enfeksiyonlar bebekler için ciddi ölüm riski ve ciddi sakatlanma riski oluşturuyor.
Aşı ile ilgili efsanelerden birini de “Aşı ile önlenebilir hastalıklar benim ülkemde zaten yok oldu” düşüncesi oluşturuyor. Bu nedenle aşılanmaya gerek olmadığı düşünülüyor. Oysa bu düşünce yanlış. Pek çok ülkede aşı ile önlenebilir hastalıklar artık görülmese de dünyanın bazı bölgelerinde hastalık etkeninin ülkeler arası turizm nedeniyle riski her zaman var. Zira tüm dünyada insan hareketlerinin artması nedeniyle sınırlar artık kayboldu.
Bazı kişilerde de aşı ile önlenebilir çocukluk dönemi hastalıklarının hayatın kaçınılmaz gerçeği olduğu düşüncesi hakim. Ancak uzmanlar, bu düşüncenin son derece yanlış olduğunu belirtiyor. Aşılamalar sayesinde pek çok hastalık önlenebilir olmuş, insanlar sakat kalmaktan kurtulmuş, çiçek hastalığı tüm dünyada ortadan kalkmış, çocuk felci hastalığından ölebilecek pek çok insanın hayatı kurtulmuş. Kızamık, kızamıkçık, kabakulak çok ciddi hastalıklar ve bu hastalıklara bağlı olarak gelişen zatürre, menenjit, körlük, sağırlık, doğumsal anormallikler hem çocukluk hem de erişkinlik döneminin ağır sonuçları olarak karşımıza geçmiş dönemlerde fazlasıyla çıkmış!
Çocuklara aynı anda birden fazla aşı uygulamanın immün yani bağışıklık sistemine aşırı yüklenerek tehlikeli yan etkileri artırabileceğine inananlar da var. Oysa uzmanlar bunun hiçbir geçerliliği bulunmadığını vurguluyor. 2014 yılına gelindiğinde bağışıklamanın dünya için önemi tartışılamayacak boyutlarda. Amaç, dünyadaki her bireyin öncelikle de çocukların var olan tüm bağışıklama fırsatlarını en yüksek oranda kullanmalarını sağlamak.
Grip sanıldığının aksine ciddi bir hastalık. Kişiyi ölüme bile götürebiliyor. Dünyada her yıl yaklaşık 500 bin kişi influenzadan hayatını kaybediyor. Grip tablosu oluşturan çok farklı virüs var ancak şu anda mevcut grip aşısı bir ya da iki ataktan koruyor. Koruduğu grup influenza virüslerine karşı oluyor. Oysa insanlar hepsinden koruyacağını zannettikleri için, grip aşısının gribi önlemede etkili olmadığına inanıyorlar. Uzmanlar özellikle risk altındaki kişilere, kronik (süregen) hastalığı olanlara ve 65 yaş üzerindekilere mutlaka grip aşısı yapılması gerektiğini vurguluyor.
Hastalık yolu ile bağışıklanmanın aşı ile bağışıklanmaktan iyi olduğu da yanlış inanışlardan biri. Doğal enfeksiyonun sonucunda gelişebilecek zararlar ve sonuçlar sakat kalmaktan ölüme kadar varan tahmin edilemeyecek riskler taşıyor. Kızamıkçık ile doğumsal anomaliler, Hepatit B ile karaciğer kanseri, kızamık enfeksiyonu ile ölümler sadece birkaçını oluşturuyor.
Tiomersal, bazı aşılara koruyucu olarak ilave edilen civa içeren organik bir bileşen. Çoklu doz aşılarda koruyucu olarak çok geniş kullanıma sahip. Tiomersal ile ilgili sağlık riski kanıtı bulunmuyor.
Aşıların otizm nedeni olduğu inanışı da yaygın. Oysa bu yanlış bir inanınş. Kızamık-Kızamıkçık-Kabakulak aşısı ve otistik hastalık tabloları arasında bağlantı olduğunu ispat eden bilimsel bir kanıt bulunmuyor. Bu konuda 1998 yılında yayınlanan makale daha sonra yayından çekilmesine rağmen yaratmış olduğu panik hala akıllarda.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
Ararat doktor hanım yazıda sürekli ispatlanmış elle tutulur kanıt yok diyor. Bu aşılar bir şekilde with edilecek tabi ki. Yayınlanan tüm makaleler ve çalışmalar da ABD kaynaklı sonuç olarak aşıdan tutun cerrahi tekniklere kadar bir çok çalışmayı yurt dışı makaleleri ile öğreniyoruz. Bu gayet normal.
Çocukluğumuzdan bu yana bizlere makul nedenlerle olsun olmasın enjekte edilen ve hala enjekte edilegelen aşılar hangi ülkeden ithal ediliyor . ?Kontrolünü yapamadığımız üretimini yapamadığımız onay ve zararsızlığını dahi onlardan talimatla aldığımız bir kimyasal terkibe neden nasıl güvenelim ?