Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) tarafından düzenlenen ASCO 2020 Kongresinde, metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanserinde birinci basamak tedavide immüno-onkolojik kombinasyon tedavilerinin sağ kalımı uzattığı açıklandı. 29-31 Mayıs 2020 günleri arasında düzenlenen, tüm dünyadan onkoloji uzmanları ve kanser tedavisi sürecine dahil olan diğer branşlardan doktorların katıldığı ve kanser klinik çalışmalarının ilk kez açıklandığı ASCO Kongresi’nde çeşitli kanser türlerinde uygulanan yenilikçi yaklaşımlar ve tedavi olanakları onkologlara sunuldu. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Aydıner, oturumları uzaktan erişimle takip etti.
Prof. Dr. Adnan Aydıner, kongrede immüno-onkolojik kombinasyon tedavilerine yönelik paylaşılan çalışmaların dikkat çekici olduğunu vurgulayarak, metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanserinde immüno-onkolojik tedavi ve sınırlı kemoterapi kullanımının birlikte uygulandığı tedavi ile sadece kemoterapi uygulanan tedavinin sonuçlarının karşılaştırıldığı çalışma hakkında bilgi verdi.
Prof. Dr. Aydıner, “Metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde immüno-onkolojik kombinasyonlar ile birlikte sınırlı kemoterapi uygulamasının sadece kemoterapiye kıyasla total sağkalımda kayda değer iyileşme sağladığı görüldü. Akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde immüno-onkolojik tedavi ve 2 kür kemoterapi kombinasyonunun minimum 8,1 aylık takipte sadece kemoterapiye kıyasla ölüm riskini yüzde 31 azalttığı sonuçlar elde edildi” dedi.
Erken aşamada gözlemlenen bu faydanın, ana hasta alt gruplarının bir yıllık takibinde de sürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Adnan Aydıner, zaman içinde veriler daha çok olgunlaştıkça sağkalım faydasını geliştirme potansiyeli gördüğü söyledi.
ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA), metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanseri hastalarının birinci basamak tedavisinde immüno-onkolojik kombinasyonu kullanımını onayladığını hatırlatan Prof. Dr. Aydıner, immüno-onkolojik tedavi kombinasyonlarının tedavi seçeneklerine eklenmesiyle küçük hücreli dışı akciğer kanseri olan hastalarda yeni bir alternatifin oluştuğunu belirtti.
Ayrıca immüno-onkolojik tedaviler ile iki kür kemoterapi güvenlik profilinin, küçük hücreli dışı akciğer kanserinin birinci basamak tedavisinde immünoterapi ve kemoterapi komponentlerinin bilinen güvenlik profillerini yansıttığını, daha önce yapılmış klinik çalışmalardan farklı yeni bir yan etki gözlemlenmediğini ifade etti.
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Aydıner, akciğer kanserinin dünyada kansere bağlı ölümlerde ön sıralarda yer aldığını belirterek, küçük hücreli dışı akciğer kanserinin en yaygın akciğer kanseri tiplerinden biri olup tanıların yüzde 84’ünü oluşturduğuna dikkat çekti.
Metastatik akciğer kanseri tanısı alan hastalarda beş yıllık sağkalım oranının yaklaşık yüzde 5 olduğunu söyleyen Prof. Dr. Adnan Aydıner, tedavi seçeneklerinin sınırlı ve karşılanmayan tıbbi ihtiyacın yüksek olduğu akciğer kanserinde immüno-onkolojik tedavi kombinasyonlarının ön plana çıktığını belirtti.
Kanser, halen en ciddi halk sağlığı sorunlarından birisi olup, tüm dünyada görülen en yaygın ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. 2015 yılı DSÖ verilerine göre, her yıl kanser nedeniyle yaklaşık 8,8 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. İmmüno-onkoloji, üzerinde çok büyük Ar-Ge araştırmaları yapılan kansere karşı geliştirilen yeni bir tedavi yöntemidir. Kelime anlamı olarak, “immüno” bağışıklık sistemini, “onkoloji” ise kanseri temsil etmektedir. Geleneksel tedavi yöntemlerinde süreç, doğrudan kanserli bölge üzerine odaklanmaktadır.
İmmüno-onkolojide ise tedavi, vücudun doğal savunma sistemi olan bağışıklık sisteminin kanserle mücadele etmesi prensibi üzerine kuruludur. Farkındalığı artmış bağışıklık sistemi, kanser hücrelerinin yok edilmesinde daha etkili bir rol oynayarak iyileşme sürecini destekler. Gerçekleştirilen klinik araştırmaların sonuçlarına göre, kanser tedavisinde immüno-onkolojik tedaviler kullanıldığında uzun dönem sağkalım oranları artmaktadır. Bununla birlikte bu tedavilerin yan etkileri de diğer kanser tedavilerine göre daha yönetilebilir olduğundan hastaların tedavi sürecindeki yaşam kalitesi de artmaktadır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
İlginize şimdiden teşekkür ederim
Afedersiniz tomografi raporumdaki sonuç: periventriküler beyaz cevherde kronik iskemik değişiklikler ile uyumlu dansite azalması. Şeklinde yazıyor doktorum bir kaza mı geçirdin dedi ama ben kaza falan geçirmedim Hastaneye gitme sebebin ise 6 ila 7 saat süren bir baş ağrısı ile hastanenin acil bölümüne gitmiştim. Doktorun bu söylemi beni tedirgin etti… Devamını oku »