Makat etrafındaki rahatsızlıklar toplumda sık gözlenmesine rağmen, hastalar bu sorunlarını konuşmaktan çekindikleri için doktora geç giderler. Oysa makattan kan gelmesi, makat etrafında ele gelen memeler, makat etrafının kaşınması, makatta yanma, ağrılı dışkılama, iç çamaşırların kirlenmesi ve kokulu akıntılar dikkate alınması gereken sorunlardır. Makat çevresindeki rahatsızlıkların belirti ve bulguları birbirine çok benzerlik gösterebilmektedir. Doğru tanı ve tedavi için doktorun muayenesi çok önemlidir.
Boğaziçi Klinik Bilimler Akademisi’nden Prof. Cem Terzi’ye, toplumda sık karşılaşılan sorunlara ilişkin sorular yönelttik. Avrupa Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve onur ödülü sahibi olan Prof. Terzi, makat apselerini ve yeni teknoloji kullanımını anlattı:
Makat bölgesinde ağrı, huzursuzluk, ateş yüksekliği sebebi anal apse veya fistüller olabilir. Bu şikâyetlere çok sık rastlanmasına karşın; nedeninin anal apse ve fistüller olabileceği çok az bilinmektedir.
Anal apse makat bölgesinde içi cerahatle dolu enfekte bir boşluktur. Anal fistül ise hemen her zaman önceden var olan bir apsenin bir tünel yoluyla makat civarındaki kasların üzerindeki cilde açılmasıdır.
Anal fistülde makatın içinde bir iç delik ve makatın dışında deride bir dış delik ve bu iki deliği birleştiren bir tünel söz konusudur. Tünelin seyrettiği yol ve uzunluğuna bağlı olarak tedavisi güçlükler arz eder. Makatta apse makadın içindeki ufak bir bezin iltihabı nedeniyle oluşur. Deri yoluyla anal beze ulaşan mikroplar apseye neden olur. Kabızlık, ishal, inflamatuar barsak hastalıkları gibi durumlar bu enfeksiyonu kolaylaştırabilir.
Anal apselerin yaklaşık yarısı tanı esnasında fistülleşmiştir. Apse boşaltıldıktan sonra anal bezden cilde açılan tünel kaybolmuyorsa, ciltte bir delik oluşmuş ve buradan sürekli iltihabi akıntı oluyorsa apse fistüle dönüşmüş demektir.
Dış delik dışkı ile tıkandığında tekrarlayan apselere yol açar. Hasta hem sürekli bir akıntıdan hem de ara ara oluşan apselerden yakınmaya başlar. Fistüller genellikle apselerin içeri ve dışarı açılmasıyla oluşur. İnflamatuvar barsak hastalıklarının, kolon divertikülitlerinin, akut apandisitin ve iç genital organlar enfeksiyonlarının da anorektal abse ve fistüllere yol açabileceği unutulmamalıdır.
Her makat apsesi fistül ile sonuçlanmaz. Fistül ancak apselerin %50 sinde gelişir ve maalesef hangi apselerde gelişeceğini önceden bilmenin bir yolu yoktur. Apse cerrahi olarak boşaltıldıktan sonra antibiyotik kullanarak fistül gelişme riskinin azaltılabileceği düşünülmüşse de yapılan çalışmalarda bunun bir yararı olmadığı görülmüştür.
Anal fistül genelde apse boşaltıldıktan 4-6 hafta sonra ortaya çıkar, ancak bu süre ayları hatta yılları bulabilmektedir.
Makatta apse oluşmuş ise mutlaka cerrahi olarak boşaltılması gerekir. Antibiyotik tedavisi ile apse düzelmez hatta zaman kaybına ve apsenin ilerlemesine yol açar, çünkü antibiyotikler vücutta kanla taşınır ve cerahatin/apsenin içine giremez.
Makat çatlağı (anal fissür) nedir? Tedavisinde en etkili yöntemler
Anal fistüller kendiliğinden iyileşmez. Cerrahi müdahale gerekir. Basit fistüllerde makat kaslarının (anal sfinkteri) küçük bir kısmının kesilerek tünelin iç ve dış ağızlarını birleştirmek böylelikle tüneli bir oluk haline getirmek ve kendiliğinden iyileşmeye bırakmak şeklinde gerçekleştirilir. Bir fistülün basit ya da karmaşık olup olmadığı fistül tünelinin makat kaslarını ne kadar içerdiği ile belli olur. Pek çok hastada tünelin seyri ve uzunluğu nedeni ile makat kaslarını içerecek biçimde kesme işlemi yapılamaz.
İşte bu hastaların tedavileri tecrübeli kolorektal cerrahlar tarafından yapılmalıdır. Makatta kalıcı bir hasar oluşursa hastada dışkısını tutamama gibi ciddi bir sorun oluşur. Yapılacak girişimin makat kaslarında güçsüzlük oluşturmaması ama fistülü de tedavi etmesi gerekir. Bu yüzyıllardır cerrahlar için büyük bir sorundur ve tüm teknolojik gelişmelere rağmen kolay bir çözüm hala bulunamamıştır.
Fistül tüneline dışarıdan bir katater sokarak iç deliğe ulaşmak bunu yakarak kapatmak, sonra bütün tüneli lazer ile yakarak kapatmak ve nihayetinde dış deliği yakarak kapatmak mümkündür. Bu işlem sırasında lazer ışını tünelin sadece 2 mm dışını etkilediğinden makat kasları zarar görmemektedir. İşlemin en büyük avantajı budur.
Anal Fissür’den botoksla kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz?
Her yenilik gibi bu yöntem de büyük başarı oranları ile piyasaya sürülmüştür. Hatta, ilke tıbbi araştırma sonuçlarında %80-90 başarı oranı bildirilmiştir. Bu yayınlardaki hasta sayısı azdır ve takip süresi kısadır.
Benim yaklaşık 150 hastada elde ettiğim sonuçlar daha mütevazidir. Hastaları 1 yıldan uzun süre takip ettiğinizde lazer ile başarı ancak %50 civarındadır. Alet SGK geri ödeme listesinde olmadığı için hastaya ek maddi külfet oluşturmaktadır. Buna rağmen kolay uygulanması, işlmden sonra yara, yara bakımı gerektirmemesi ve makat kaslarına zarar vermemesi gibi ciddi avantajları olduğunu söylemeliyim. Ama yeni teknoloji bu eski hastalığa mucize yaratmış mıdır? Hayır!
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?