Antidepresanların etki mekanizmaları bugün tam olarak aydınlatılamasa da günümüz artık “antidepresan çağı” olarak tanımlanmaktadır. Çünkü neredeyse antidepresan ilaç kullananlar değil, kullanmayanlar sayılır olmuştur günümüzde. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz; henüz okul hayatına yeni adım atmış bir çocuk, ergenlik çağında dalgalanmalar yaşayan ya da hiç bitmeyen sınavlarla mücadele eden bir genç, yaşadığı sorunlarla başa çıkmakta zorlanan bir yetişkin ya da son dönemde COVİD-19 salgınının getirdiği kısıtlamalar ve sorunlarla mücadele eden bir yaşlı.
Sokaktaki pek çok insanın sorunlarıyla başa çıkabilecek güçleri varken bile antidepresan ilaçlara mürâcaat ettikleri bilinmektedir. Antidepresan ilaç kullanımının uzun vadede insanlar üzerindeki etkileri henüz çok iyi biçimde anlaşılmamışken ve son zamanlarda bu konuda yapılan bazı araştırmalar kafa karıştırırken bu ilaçları kullanmaya yönelik inanılmaz artış dikkat çekicidir.
Antidepresan nedir? Ne işe yarar? Yan etkileri ve depresyon tedavisi
Giderek artan yalnızlaşmamızdan mıdır yoksa giderek artan bağımlılıklarımızdan mıdır bilinmez ama gerekli gereksiz demeden antidepresan ilaçlara sıklıkla başvurulduğu ve bu ilaçların da çok kolay ulaşılabilir olduğu bilinen bir gerçektir.
CDC ye göre (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) antidepresanlar, Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan ilk üç ilaçtan biridir. Yeni bir rapora göre COVİD-19 salgını sırasında, antidepresanlar için düzenlenen yeni reçete sayısı bir önceki yıla göre %19’a yakın bir artış göstermiştir. Beyin görüntülemesinden elde edilen bulgulara göre uygun şekilde reçete edildiğinde, bu ilaçlar depresyondan muzdarip bazı insanlar için kapsamlı bir tedavi programının bir parçası olarak yardımcı olabilmektedir.
Ancak antidepresan reçetelerinin çoğu, çok kısa muayene sürelerinden sonra yeterince inceleme yapılmadan, beyin görüntülemesine bakılmadan veya herhangi bir biyolojik bilgiyi dikkate almadan verilmektedir. Ne yazık ki bu durum da, teşhis ve tedavi paradigmasının doğru çalışmadığını göstermektedir. Dolayısıyla kullanılması zorunlu hallerin dışında antidepresanların çok yaygın olarak insan kitleleri tarafından kullanılıyor olması endişe vericidir.
Bu ilaçları kullanmaktan başka seçeneklerimiz yok mu gerçekten? Ruhsal yaralarımıza süreceğimiz ilk merhem antidepresanlar mı olmalıdır?
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Dengeli ve yeterli beslenmek; egzersiz yapmak (çok sayıda araştırma, fiziksel aktivitenin antidepresan etkileri olduğunu göstermektedir); bol güneşli ve aydınlık ortamlarda bulunmak; düzenli uykuyu öncelikli hale getirmek; olumsuz düşünme alışkanlıkları ile mücadele etmek ve en önemlisi de kendi hikayemizi anlamaya, anlatmaya çalışmak, bir başkasının hikayesini yargılamak için değil anlamak için dinlemek gibi seçenekler psikolojik iyi oluş halimize katkıda bulunmaz mı?
Mesela bizler ruhsal yaralarımıza merhem ararken kendi hikayelerimizi yeterince anlatabiliyor muyuz? Ya da hikayelerimiz yeterince dinleniyor, yeterince anlaşılıyor mu? Bizlere hikâyelerimizi doya doya konuşacağımız bir ortam sunulduğunda ya da bizlerle ortak bir konuşma zemini yaratıldığında yaralarımızın iyileşmesi antidepresan kullanmadan mümkün olmaz mı? Üstelik bu ortamın sadece hasta ve psikiyatrın buluştuğu mekanda değil, evde, ailede, iş yerinde hatta tüm yaşam alanlarımızda sağlanması yaralarımıza merhem olmaz mı?
Depresyon tedavisi: Hangi yöntem etkili? Psikoterapi mi, ilaç tedavisi mi?
Unutmayalım ki kullanılması zorunlu hallerin dışında, başa çıkabileceğimiz güçteki sorunlarımız için gerçekten çaba harcadığımızda, çok sıklıkla başvurduğumuz ve çok kolay ulaşabildiğimiz antidepresanlar olmadan da iyileşebiliriz.
Sağlıkla ve sevgiyle kalın…
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?