SSRI selektif çalışma şekline ilişkin yeni teori
Prozac, Lexapro ve Paxil gibi sıkça kullanılan antidepresanlar, serotonin taşıyıcısını bloke ederek etki gösterir. Serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI) selektif çalışma şekline ilişkin teori, Vanderbilt Üniversitesi nörobilimcileri tarafından geliştirilen yeni bir fare modelinde test edildi. Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yayımlanan teori, yeni bir antidepresan ilaç sınıfının geliştirilmesine de olanak sağlayabilir.
Proceedings of the National Academy of Sciences’ta yeni yayımlanan çalışmaya göre araştırmada fareler, genetik açıdan değişen bir serotonin taşıyıcısını eksprese eder ve bunun sonucunda birçok SSRI veya kokaine karşı yanıt alınamaz. Vanderbilt Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Randy Blakely, birçok antidepresanın serotonin taşıyıcılarının yanı sıra diğer proteinleri de hedef aldığını ve depresyon tedavisinde birkaç hafta içerisinde etki gösterebildiğini belirtti. Bilim adamları, bu ilaçların çalışma mekanizmalarını kesin olarak bilmediklerini açıkladı.
Fare modeli geliştirirken Dr. Blakely ve Vanderbilt Üniversitesi ve San Antonio Texas Üniversitesi Sağlık Bilim Merkezi’nde çalışan bilim adamları, öncelikle serotonin taşıyıcısının hangi kısmının SSRI’lar ile etkileşim içine girdiğini araştırmaya başladı. Sirke sineğinin ilaçlara nispeten duyarsız olan serotonin taşıyıcısını ekspre ettiği gerçeği de göz önünde bulunduruldu. Araştırmacılar, proteinin amino asit inşa eden bloklarını değiştirerek, insan serotonin taşıyıcısının bir kısmını sirke sineğine dönüştürdü ve birçok SSRI’ya ve kokaine bağlanması için gerekli olan tek amino asidi buldu.
Öngörüldüğü üzere, genetik olarak değiştirilmiş farelerin serotonin taşıyıcı düzeyleri ve sinir hücreleri arasındaki sinapslardan serotonini kaldırmak için sergiledikleri aktivasyon normaldi. Ancak fareler Prozac veya Lexapro’ya yanıt vermedi. Bu da, taşıyıcının serotonin inaktivasyonunu bloke etmek için bu ilaçların spesifik hedefi olduğunu gösterdi.
Daha da ilginci, bir SSRI olan paroksetin (Paxil), taşıyıcı üzerinde normal güçlü etkisini gösteriyordu. Bu da, moleküler düzeyde farklı antidepresanların taşıyıcı ile farklı şekillerde etkileşime girdiğini ortaya koyuyordu. Araştırmacılar şimdi taşıyıcının bu ilaçların daha klinik ilişkili ve gecikmiş etkilerine ne denli katkıda bulunduğunu belirlemek için SSRI’nın kronik kullanımını değerlendiriyor. Farelerdeki serotonin taşıyıcısında da kokain duyarlılığı mevcut olmadığı için, bu model araştırmacıların kokainin beyinde nasıl bir etki sergilediğini anlamalarına yardımcı olabilir.
KAYNAK: Transgenic elimination of high-affinity antidepressant and cocaine sensitivity in the presynaptic serotonin transporter. B. Thompson, T. Jessen, L. Henry, R. Field, K. Gamble, P. Gresch, Y. Belova, L. Daws, R. Blakely. Proceedings of the National Academy of Sciences, 2011; DOI: 10.1073/pnas.1011920108
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?