Anksiyete çok yaygın görülen ve sıklığı giderek artan psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatta zaman zaman kaygı duysak da anksiyete bozukluğu, kaygının genellikle bir sebep olmadan ortaya çıkıp uzun sürmesidir. Bu nedenle de günlük hayatı olumsuz etkiler. Genetik yatkınlık, tıbbi nedenler ve stresli yaşamdan kaynaklanabilir. Anksiyete tedavisi, hem aşırı kaygı, çarpıntı, titreme ve terleme gibi belirtileri ortadan kaldırmayı hem de kaygıyla etkili biçimde baş etmeyi amaçlar. Anksiyetesi olan kişiler uzmanlardan destek almaktan çekinmemelidir. Uzmanların görüşleri doğrultusunda gerekiyorsa psikoterapi ve ilaç tedavisine başlamak ve bu tedaviyi aksatmamak anksiyete tedavisinde büyük önem taşır.
İçindekiler
Anksiyete (kaygı), vücudumuzun ve zihnimizin strese karşı verdiği doğal bir tepkidir. Herkes hayatının belirli dönemlerinde anksiyete yaşayabilir. Stres yaratan bir durumla veya bir tehditle karşılaştığımızda kalp atışlarımız ve nefes alış-verişimiz hızlanır. Durumla başa çıkıp çıkamayacağımıza göre, vücudumuz kaçmaya ya da kalıp savaşmaya hazırlanır.
Stres nedir? Stresle nasıl başa çıkılır? Neden olduğu hastalıklar…
Hızlanan kalp atışlarıyla birlikte vücuttaki kaslara daha çok oksijen pompalanır. Doğal bir tepki olmasına karşın, eğer anksiyete birden, sebepsizce ve çok sık oluşuyorsa; tehdit veya stres içeren unsur ortadan kalktığında hala sürüyorsa ve iş/okul veya sosyal hayatınızı etkiliyorsa tedavi edilmesi gereken bir durum haline gelir. Bu duruma kaygı bozukluğu da denir.
Anksiyetenin kesin nedenleri henüz bilinmemektedir. Anksiyete gelişiminde beyindeki nörotransmiter olarak bilinen serotonin ve norepinefrin kimyasallarının dengesiz halinin etkili olduğu bulunmuştur. Ancak araştırmacılar bu dengesizliğe sebep olan etkenleri de henüz tam olarak bilmemekte, birçok faktörün bir araya gelerek anksiyeteye sebep olduğunu düşünmektedir. Genetik yatkınlık gibi bazı doğuştan sebepler olduğu gibi, stresli veya travmatik yaşam olayları da anksiyete oluşumunda etkili olabilir.
Yapılan araştırmalar sonucu, bazı hastalıkların anksiyeteyle doğrudan bir ilişkisi olduğu gözlenmiştir.
Eğer;
Depresyon nedir? Neden olur? Belirtileri, türleri ve tedavisi
Kaygınız normal olmaktan çıkıp sizi rahatsız edecek, günlük hayattaki işlevlerinizi etkileyecek boyuta geldiği zaman bir uzmana görünmeniz önemlidir. Uzmanlar sizinle görüşmeler yaparak şikayetlerinize göre birtakım psikolojik testler uygular ve belirtilerinizi tanı sistemlerindeki belirtilerle karşılaştırır. Durumunuzu daha net anlayabilmek için, bu psikolojik testler ve görüşmeler sırasında sizden düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve duygularınızı tanımlamanızı isterler.
Bazı durumlarda kişiler belli fiziksel şikayetlerle doktora giderler ancak bu durumun altında da anksiyete yatıyor olabilir. Bu durumda doktorunuz, fiziksel bir hastalık ihtimalini elemek için kan testi gibi bazı tıbbi testler yaptırmanızı isteyebilir. Eğer kaygınız özel bir şeye yönelik olmaktan çok genel bir durumsa ve 6 aydan uzun süredir varlığını koruyorsa, yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almanız muhtemeldir.
Anksiyete tanısı tek bir testle belirlenemez. Fiziksel muayeneler, psikolojik testler ve ruhsal değerlendirmelerin sonucunda uzmanlar bir karara varır. En çok kullanılan ölçeklerden biri olan Beck Anksiyete Ölçeği, son bir hafta içinde hangi anksiyete belirtilerini ne sıklıkta ve/veya hangi şiddette hissettiğinizi ölçmeyi amaçlayan 21 maddelik bir testtir.
Anksiyetenin çeşitli türleri bulunmaktadır. Tüm anksiyete türlerinin ortak özelliği, algılanan veya gerçek bir tehdide yönelik aşırı korku ve kaygı içermeleridir. Bu türler şöyle sıralanabilir:
Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda insanlar tarafından eleştirilme, yargılanma ve küçük düşürülmeye ilişkin duyulan aşırı korku durumudur. Sosyal ortamlarda bulunmak kişilerde çarpıntı, terleme veya titremelere yol açabilir.
Serotonin nedir? Ne işe yarar? Serotonin eksikliği ve arttıran gıdalar
Bu korku çoğunlukla gerçeği yansıtmaz, yine de sosyal anksiyete bozukluğuna sahip insanlar korku ve kaygı nedeniyle sosyal ortamlardan kaçınabilirler.
Yaygın anksiyete bozukluğu, en sık rastlanan psikolojik rahatsızlıklardan biridir. Bu problemi yaşayan kişiler, sürekli ve kontrol edilemeyen bir kaygı ve huzursuzluk hali içindedir. Genellikle kaygının sebebini tanımlamakta zorlanırlar. Hiçbir somut gösterge olmaksızın sınıfta kalacaklarına, işten atılacaklarına, başlarına bir felaket geleceğine dair kaygı duyabilirler.
Yorgunluk, asabiyet, alınganlık, konsantrasyonda zorlanma, kas ağrıları, baş ağrısı, yutkunmada zorlanma, nefes alamama hissi, sürekli terleme, sık idrara çıkma ihtiyacı ve uyku problemleri, en sık görülen belirtileridir.
Panik bozukluğu, aniden ve yoğun biçimde gelen kaygı, korku ve dehşet duygularının oluşturduğu panik atakların beklenmedik ve tekrarlayan biçimde ortaya çıkmasıdır. Panik atak sahip olan kişiler terleme, nefes almada zorluk ve kalp atışlarında hızlanmayla birlikte bir dehşet duygusuna kapılırlar ve bu duygu birkaç dakika içinde iyice yoğunlaşır. Gerçek bir tehdit olmasa da ataklar sırasında sıklıkla ölecekleri korkusuna kapılırlar.
Çoğu insan hayatında bir ya da iki kere panik atak yaşayabilir. Ancak panik bozukluğu panik atakların sürekli tekrarlamasıyla oluşan bir ruhsal rahatsızlıktır. Panik atakla karıştırılmamalıdır.
Kişilerin kaygıya kapılmaları veya kötü bir şey olması durumunda yardım alamayacaklarını, kaçmakta zorlanacaklarını düşündükleri yerlerde ve durumlarda bulunma korkusuna agorafobi denir. Genellikle açık ve kalabalık alanlarda bulunma korkusu olarak düşünülse de agorafobisi olan kişiler toplu taşıma aracına binmekten, alışveriş merkezine gitmekten, bir kuyrukta beklemekten veya bazı durumlarda evden ayrılmaktan bile kaçınabilirler. Agorafobi panik bozukluğu ile birlikte görülebilir.
TSSB, kişinin kendisinin veya bir yakınının hayatına veya vücut bütünlüğüne ilişkin bir tehdit algıladığı; doğal afet, kaza, savaş, fiziksel veya cinsel saldırı gibi travmatik durumlardan sonra gözlenen yoğun kaygı durumudur. TSSB’ye sahip kişiler tehdit geçmiş olsa bile devamlı bir tehlike algısıyla yaşarlar.
Rüyalar veya flash-backlerle olayı yeniden yaşıyormuş hissine kapılabilir, olayı hatırlatan yer ve kişilerden kaçınabilir, olayla ilgili detayları hatırlamakta zorlanabilir ve huzursuzluk, konsantrasyonda zorlanma, kolayca ve aşırı uyarılma ile uyku problemleri gibi sorunlar yaşayabilirler. Bu kişilerde ayrıca yüksek bir suçluluk ve kaygı duygusuyla birlikte eğlenebilecekleri aktivitelerden kaçınma davranışı da sık sık görülür. TSSB’nun depresyonla birlikte görülme ihtimali yüksektir.
Obsesif kompulsif bozukluk; tekrarlayan, ısrarcı ve kaygı uyandırıcı düşünce ve dürtülerin (obsesyon) ve bu düşünceleri bastırma ve kendini rahatlatma adına yapılan tekrarlayan belirli davranışların (kompulsiyon) birlikte oluşturduğu bir psikolojik rahatsızlıktır. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve kadınlarda daha sık görülür. Belirtileri kültürden kültüre değişiklik gösterebilir.
Depresyon tedavisi: Hangi yöntem etkili? Psikoterapi mi, ilaç tedavisi mi?
Batıl inançlara, uğurlu-uğursuz sayı ve renklere sahip olmak da günlük hayatı etkileyecek düzeydeyse OKB olarak değerlendirilebilir. Hepimizin kontrol ve tedbir için uyguladığı bazı davranışları veya zaman zaman takıntılı düşünceleri olabilir. Burada önemli olan, bu düşünce ve davranışların günlük hayatımızı veya zihinsel sağlığımızı etkilememesidir.
Aniden ortaya çıkan panik, korku veya dehşet nöbetlerine denir. Göğüste sıkışma, kalp çarpıntısı, terleme, titreme, baş dönmesi, uyuşma, bulantı, kontrolü kaybetme ve ölüm korkusu ile ortaya çıkan panik ataklar birden başlar, yaklaşık 10 dakika içinde en şiddetli seviyesine ulaşır, daha sonra azalarak 10-30 dakika içinde kendiliğinden sona erer. Nadir de olsa 1 saate kadar sürebilen ataklar vardır.
Kişiler panik atak geçirdikleri sırada “Kalp krizi geçiriyorum” diye düşünerek ölüm korkusuna kapılabilir ancak bu korkunun gerçekliği yoktur.
Panik ataklarla karıştırılabilen anksiyete atakları panik atakların aksine sebepsizce oluşmaz; kaygı uyandırıcı bir olay beklentisinden kaynaklanır, yavaşça gelişir. Panik atakta olmayan huzursuzluk ve stres gibi belirtilere sahipken, panik atakta görülen ölüm korkusu anksiyete ataklarında görülmez. Fiziksel ve fizyolojik belirtileri panik atakla benzerdir.
Anksiyete tedavisi yaşanılan kaygının şiddetine göre kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Ancak temelde psikoterapi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki seçenek vardır. Kaygının görece az ve orta şiddetli olduğu durumlar için ilaç tedavisi gerekmeyebilir. Tedavinin amacı kaygı seviyesini düşürerek kaygıyı kontrol altına alabilmek, kaygının kişilerin hayatında neden olduğu olumsuzlukları en aza indirebilmektir.
İlaç gerektirmeyen daha az şiddetli kaygı durumlarında psikoterapi tek başına kaygıyı azaltmada ve günlük yaşamı normale döndürmede etkili ve yeterlidir. Kişilerin özelliklerine ve anksiyetenin durumuna göre çeşitli psikoterapi türleri seçilebilir.
En sık kullanılan yöntemler:
Kaygıya yol açan işlevsiz ve olumsuz düşünce biçimlerini değiştirmeyi amaçlayan kısa süreli bir terapidir. Terapide kişilerin hayatlarındaki sorunlara odaklanılır ve bu sorunlara ilişkin sahip oldukları düşünce, duygu ve davranışlara dair çalışılır. Hastaların yeni ve işlevsel baş etme yolları geliştirmesine yardımcı olunarak kaygıyı azaltmak amaçlanır.
Yine kısa dönemli olan bu terapide, hastanın ailesi de sürece dahil edilir. Aile, anksiyeteyle başa çıkma konusunda nasıl yardımcı olabileceğini, anksiyeteyi daha şiddetli hale getirmekten nasıl kaçınabileceğini öğrenir.
Psikoterapi süreçlerinden farklı olarak daha yüzeysel, günlük sorunlara odaklanan ve daha kısa bir süreçtir. Kaygının daha az olduğu durumlarda kişilere yeni baş etme mekanizmaları ve kişilerarası süreçlerde kullanması için yeni beceriler kazandırılması amaçlanır.
Kaygı şiddetinin yüksek olduğu durumlarda ilaç tedavisine başlanabilir. Burada akılda tutulması gereken, ilaç tedavisinin anksiyeteyi tedavi etmeyeceği, yalnızca anksiyeteyle başa çıkma ve günlük rutine dönme sürecine kişiyi rahatlatarak katkıda bulunacağıdır.
Tranko Buskas nedir? Niçin kullanılır? Dozu, yan etkileri ve zararları
Anksiyete tedavisinde çok çeşitli ilaçlar tercih edilebilir. Ancak tüm bu ilaçların doktor tarafından önerilmedikçe kullanılmaması önemlidir.
Anksiyete tedavisi zor bir rahatsızlık değildir. Terapi seanslarınızı aksatmaz, uzmanınızın yazdığı ilaçları zamanında ve dozunda alır ve tedavi önerilerini yerine getirirseniz kaygınızı kontrol altına alabilirsiniz.
Kedi otunun faydaları nelerdir? Uykusuzluğa iyi gelen çayı nasıl hazırlanır?
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Generalised anxiety disorder,2- What is anxiety?3- Understanding Anxiety Disorders4- Anxiety disorders.5- Social Anxiety DisorderYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?