Bilimsel çalışmalar ve eğitimcilik niteliklerine göre atama
Anayasa Mahkemesi’nde iptal başvurusuna konu kanunda, ilgili dalda profesör ve doçentlerden Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerinde klinik şefi veya klinik şef yardımcısı kadrolarına atanmak isteyenler için bilimsel çalışmalarının ve eğitimci niteliklerinin değerlendirilmesi ve atanmaları yöntemi düzenlenmişti. Kanundaki usulde atanmak isteyen profesör ya da doçentlerin bilimsel çalışmaları ve eğitimci nitelikleri, Bakanlığın ilgili uzmanlık alanlarından tespit edeceği üç profesör veya klinik şefi tarafından değerlendirilip öncelik sıralaması yapılarak ayrı ayrı Bakanlığa bildiriliyordu.
Usul kuralsızlık anlamına gelmiyor
Anayasa Mahkemesini kararında bu usulün kural koymadan, çerçevesini çizmeden ve yürütmenin takdir yetkisini sınırlandırmadan, sınırsız bir alanda ve sınırsız bir biçimde yürütme organına yetki tanıdığının söylenmesine olanak bulunmadığını belirtti.
Profesör ve doçentlere sınav yapmamak doğal
Mahkeme kararında akademik unvanların en üst düzeyini ifade eden profesörlük ve doçentliğin, tıp fakültelerinde aynı zamanda bir kadroyu da temsil ettiğini, bu akademik unvan ve kadronun ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, çok sayıda sınavlardan başarıyla geçmek ve uzun yıllar süren bilimsel ve akademik çalışmaları başarıyla tamamlamak suretiyle kazanılabildiğini, bu kişilerin ilgili dalda uzman hekimlerden farklı olarak yazılı ve sözlü sınava tâbi tutulmamalarının doğal olduğunu belirtti. Bu sebeple Mahkeme klinik şefliği ve şef yardımcılığına atanabilmek için gerekli niteliklerin ve atama sürecinin anayasal ilkelere uygun olduğuna hükmetti.
Birden çok başvuru varsa en yetkini alınmalı
Mahkeme kararında ayrıca ilgili dalda profesör veya doçent olan kişilerin aldıkları eğitim ve mesleki deneyim nedeniyle, eğitim ve araştırma hastanelerinde eğitim sorumluluğu görevini ifa konusunda yetkinliklerine ilişkin duraksama bulunmadığının altını çizdi. Kararda açık bulunan bir klinik şefliği ya da klinik şef yardımcılığına atanabilmek için birden çok profesör ya da doçentin başvurması hâlinde, bu göreve atanmak üzere, adaylar arasında mesleki bilgi, beceri, eğitim öğretim yeteneği bakımından en başarılı olanın belirlenmesinin de zorunlu olduğu, bunun aynı zamanda kamu yararının da bir gereği olduğu vurgulandı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?