Anadolu Sağlık Merkezi’nin Gebze’deki dev kampüsüne ilk gidişim. Girişte hastaneyi değil de lüks bir tatil köyünü anımsatıyor adeta. Ağaçlar ve geniş yeşil alanların arasında birçok bina çarpıyor gözüme. Vızır vızır işleyen döner kapısından içeriye girdiğimde karşılaştığım resepsiyon ve yan taraftaki mağaza, tatil köyüne geldiğim algısını daha da pekiştiriyor. Resepsiyonunda, hastanelerde görmeye alışkın olduğumuz koltukları arıyor gözlerim ama bir tane bile bekleyen hasta olmaması merakımı artırıyor. Yanımdan yabancı olduğu her halinden belli hastalar gelip geçmeye başlayınca anlıyorum bir hastaneye geldiğimi.
Japon ilaç devi Takeda’nın Türkiye’ye güveni tam; büyümesini sürdürecek
Kurulduğu 1979 yılında bu yana hastane, sağlık ocağı, okul, yurt ve spor kompleksi gibi 40’ı aşkın eseri devlete bağışlayan, maddi olanağı olmayan yetenekli öğrencilere burs, hastalara bedelsiz tedavi sağlayan Anadolu Vakfı’na ait Anadolu Sağlık Merkezi’ni gelin daha yakından tanıyalım. İdari Hizmetler Direktörü Dr. İrem Ergün ve Hasta Odaklı Bakım Müdürü İlkay Baylam’la sohbet ediyoruz…
Bu yıl için yaklaşık 1.5 milyon dolarlık bir yatırım yapıyoruz. 5 yıl içinde daha ciddi bir yatırım planlanıyor. Radyasyon onkolojisi alanında yeni bir ekibimiz başladı, dolayısıyla bu alanda yatırımlar olacak. 5 yıllık dönemde başta tanı ve görüntüleme ile onkoloji alanları olmak üzere, hem hastane bilgi sistemleri hem de yeni teknolojiler konusunda önemli yatırımlar planlıyoruz.
Evet haklısınız ama henüz yok. En azından 5 yıllık projeksiyon doğrultusunda yok diyelim. 2008 yılında kurduğumuz Ataşehir Tıp Merkezi’miz var ve burada yeni bölümler açıyoruz.
Tek bir hastane olarak çok iyi bir performans ancak hastane zinciri olmadığımız için onların kapasitesi ile karşılaştırmak doğru olmaz.
Sağlık Bakanlığı’nın 2013 yılında yayınlanan Türkiye Medikal Turizmi Değerlendirme Raporu’na göre Anadolu Sağlık Merkezi, Türkiye’de en fazla yabancı hasta ağırlayan hastane olmuştu. Bazı hastaların yılda bir kereden fazla geldiğini hesaba katarsak hastanemizde yılda 12 binin üzerinde yabancı hasta muayene oluyor. 60’ın üzerinde ülkeden yılda 5000’in üzerinde yabancı hasta geliyor. Özellikle son 2 yılda yurtiçi pazar payımızın da önemli ölçüde arttı ve hastanemizi her gün ortalama bin kişi ziyaret ediyor.
Oradaki bağlantılarımız çok güçlü. Hastaların hastanemizle ilgili memnuniyeti çok iyi ve memnun hastalarımız yeni hastalarımıza referans oluyorlar. Yurtdışında pek çok bölgede ofislerimiz var. Henüz bir klinik açılmadı ama ileride belki olabilir ancak şu an için netleşmiş bir yatırım planı yok.
Gerek onkoloji ekibimiz gerekse teknolojik altyapımızla, Onkoloji Merkezi’miz hem ülkemizde hem de dünyada bir referans merkezi olarak gösteriliyor. Kanser tedavilerimizle fark yaratıyor, bu alandaki son gelişmeleri takip ederek en güncel tedavileri hastalarımıza sunuyoruz. Kanserde özellikle hücre ve aşı tedavileri büyük umut vadediyor. Çalışmalar hız kazandı. Özellikle de beyin tümörleri ve pankreas tümörleri üzerinde denenen hücre tedavilerinin sonuçları çok başarılı. Bu, kanserin genetik yapısının bilinmesi ve ona yöneltilebilen hedef tedavilerle ilgili.
Gelişen tedavi yöntemleri, hedefe yönelik tedaviler ve teknoloji sayesinde dördüncü evre kanser hastası olmasına rağmen 10 yıl yaşayan, hastalıkları nüksetmeyen hastalarımız var. Kanser aşıları da umut vadediyor. Aşılar kanseri önleyebildiği gibi kanser hücrelerini de ortadan kaldırabiliyorlar. Günümüzde etkin olarak kullanılan kanser aşıları var. Bunları biz de uygun hastalarımıza uyguluyoruz. Örneğin, beyin kanserleri ve lenfomalarda standart tedavi yöntemi haline gelmiş uygulamalar var.
Kanserde en yeni tedaviler immünoterapi (bağışıklık sisteminin kanser hücresine yönlendirildiği, bağışıklık sistemi hücrelerinin tümörle savaşmasının sağlandığı tedaviler), gen tedavileri ve hedefe yönelik tedaviler. Kişiye özel hedef tedavileri ve immünoterapileri biz hastanemizde de uyguluyoruz. Hatta immünoterapinin en yaygın uygulandığı merkezlerden biriyiz diyebiliriz. Kanser tedavisinde multidisipliner yaklaşım çok önemli. Biz kanser hastalarına genellikle cerrahi, radyoterapi, kemoterapi konularında bu anlayışla yaklaşıyoruz. Ayrıca tamamlayıcı tıp yöntemlerini de destekliyoruz.
Ancak bu yöntemlerin bilimselliğinin kanıtlanmış olması önemli. Tamamlayıcı Tıp Merkezi’mizde tedaviye ek olarak uyguladığımız yöntemler standart tedaviye de olumlu katkı sağlayabiliyor. Bu noktada hastaların beslenmelerini düzenleyecek, stres seviyelerini azaltmak için psikolojik destek verecek ya da yoga, meditasyon, masaj, akupunktur gibi yöntemleri uygulayabilecek bir ekibin olması çok önemli.
Çünkü son zamanlarda yapılan çalışmalar meme kanseri, prostat kanseri hastalarında yoga ve meditasyon tedaviye eklendiğinde, hastaların bağışıklık sistemlerinin daha iyi olduğunu ve iyileşmeye katkı sağladığını gösteriyor. Meme Sağlığı Merkezi’mizle ve yeni hizmete giren Üroonkoloji Merkezi’mizle de gerek kadro, gerekse teknolojik altyapımızla fark yaratıyoruz.
Dr. İrem Ergün, 2013 yılında Hasta Odaklı Bakım Müdürlüğü’nü oluşturarak Türkiye’de bir ilke imza attıklarını belirterek, “Hastanemizde öncelikle hastaların ve hastalar kadar çalışanların da hissettiği farklı bir kültür, hizmet ve deneyim yaşatmaya odaklandık. İşe alım, oryantasyon, tüm performansın değerlendirilmesi ve insan kaynaklarının bütün aşamaları hasta odaklı bakımı içeriyor. Hastalarımıza yönetimde söz vermek için Hasta ve Yakınları Danışma Kurulu’nu kurduk. 12 kişiden oluşan kurul ayda bir toplanıyor.
Toplantılarda hastane içindeki süreçleri kurula sunuyor ve kararlarımızı onların yorumlarına göre şekillendiriyoruz. Örneğin, çarşafların ne renk olması gerektiğini bu kurula sorduk; beyazda karar kıldılar” diyor. Doğadan uzaklaştıkça insanın sağlığını kaybettiğine de dikkat çeken Ergün, “O yüzden hastalarımızı doğayla iç içe bir ortamda, evinde gibi hissettirerek, aynı zamanda da en son teknolojilerle iyileştirmeye çalışıyoruz. İnsan iyileşeceğine inanınca süreç olumlu yönde değişiyor çünkü. Ayrıca hastalarımızın iyileştikten sonra da sağlıklarını koruyabilmelerini sağlamaya çalışıyoruz” diyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Hasta Odaklı Bakım Müdürü İlkay Baylam da, özel olarak kurulan mutfakta hasta yakınlarının kendi hastalarına hekiminin onayı doğrultusunda sevdikleri yemeği pişirebildiklerini vurgulayarak, diğer örnekleri de şöyle sıralıyor:
“Hastane çalışanları ve hastalar Saklı Bahçe’de dinleniyor, bisiklet parkurunda spor yapabiliyorlar. Çalışanlar hobi bahçesinde ekip biçebiliyor ve hastane bahçesinde yer alan küçük hayvanat bahçesinde tedavi stresinden uzaklaşabiliyorlar. Ayrıca hastalarımız isterlerse yoga, nefes egzersizleri, ebru ve müzikle rahatlıyorlar.”
ASM Hasta Odaklı Bakım Müdürü İlkay Baylam, hasta odaklı bakım hizmeti konusunda Planetree’nin tercih ettiği bir denetimci olmayı başarmış. Bu doğrultuda birçok ülkede hastaneleri denetlemeye gidiyor. Baylam, “Anadolu Sağlık Merkezi, hasta odaklı bakım hizmetini Türkiye’ye ilk getiren, getirdikten sonra uygulamalarını hayata geçiren, olgunlaştıran ve şimdi de bu konuda otorite olma yolunda hızla ilerleyen bir kurum.
Hasta Odaklı Bakım konusunda söz sahibi olan sivil toplum örgütü Planetree bizleri de denetleyerek Planetree Bronz Akreditasyonu’na layık gördü. Anadolu Sağlık Merkezi olarak hem Türkiye’de hem de bu coğrafyada bu belgeyi almaya hak kazanan tek kuruluş olmanın gururunu yaşıyoruz” diyor. Baylam, birçok ülkeden sağlık sektöründe otorite sahibi kişilerin Anadolu Sağlık Merkezi’ni görmeye geldiğine de dikkat çekiyor.
Dr. İrem Ergün’e hastanenin girişinde bekleyen hasta olmamasının dikkatimi çektiğini söylüyorum. “Bu sistemimizle ve hem fiziksel hem de süreçlerin doğru tasarımı ile ilgili bir konu. Eğer kalabalık varsa kaos artıyor. Aslında bütün odalar dolu ancak sistemimiz işlevsel olduğu için yığılma olmuyor. ABD’deki iyi sağlık kuruluşlarında durum aynı” diyor.
Hastanenin girişinde kurucular İzzet Özilhan ve Kamil Yazıcı’nın fotoğraflarının altında şu sözler çarpıyor gözüme: “Önce inanç ve azim. Sonra emek ve alın teri… Kazandığımız başarıyı Anadolu insanı ile paylaşmak gönül borcumuzdu. Anadolu Vakfı’nın 25. yılında, kuruluşumuzdan beri gerçekleştirmeyi arzu ettiğimiz, ülke sağlık hizmetlerini bir adım öne götürecek Anadolu Sağlık Merkezi’ni Türk insanına armağan ediyoruz. İnsanlarımız daha sağlıklı ve daha mutlu olsun diye.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?
Anadolu Sağlık Merkezi’nde başörtülü çalışılamıyormuş. Bu eksiğin giderilmesini istiyoruz. Başörtünün engel olduğunu düşünmüyorum.