Alzheimer, hafıza, düşünce ve davranış problemlerine neden olan demans tipi önemli bir hastalıktır. Alzheimer hastalığı genellikle 60 yaşından sonra gelişir; belirtileri yavaş ilerler, zaman içinde kötüye gider ve hasta bir süre sonra günlük işlerini yapamayacak hale gelir. Yaşlılarda bunamanın en yaygın sebebidir ve günümüzde sıklığı hızla artmaktadır. Alzheimer sürecinin nasıl tetiklendiğine dair henüz kesin bir bilgi yoktur. Ancak genetik yatkınlığın, yaşam biçiminin ve çevresel faktörlerin hastalığın oluşmasına katkısı olduğu bilinmektedir. Hastalığı durduran herhangi bir tedavi henüz yoktur ancak hastalığın ilerlemesini yavaşlatan tedavi seçenekleri bulunmaktadır.
İçindekiler
Alzheimer hastalığı hafıza, düşünme ve davranış problemleri gibi bunama belirtileri ile kendini gösteren demans tipi bir beyin hastalığıdır. Şikayetler daha çok unutkanlık ile başlar, hastalık yavaş bir şekilde ilerleyerek diğer zihinsel faaliyetlerde bozulmalara neden olur. Günlük aktivitelerde bozulmalar ile seyreden hastalığın son evrelerinde bağımsız yaşamanın mümkün olmadığı yatağa bağımlılık durumu gözlenir.
Hastalık, 1900’lü yılların başlarında hastalığı ilk tanımlayan doktor Alois Alzheimer adıyla isimlendirilmiştir.Hastaların büyük çoğunluğu 65 yaş üstünde olmakla birlikte erken yaşlarda başlayabildiği de görülmektedir. Yapılan çalışmalar 65-70 yaşları arasında %4-5 kadar olan hastalığın 90’lı yaşlarda %50’ye kadar ulaştığını göstermektedir.
Hastalığın tam olarak nasıl ortaya çıktığı kesin olarak açıklanamasa da genetik, yaşam biçimi ve çevresel faktörlere bağlı olarak beyindeki değişikler nedeniyle Alzheimer hastalığının tetiklenebileceği bilinmektedir. Normal görevini sürdürmekte olan hücrelerde ortaya çıkan hasarlara bağlı olarak öncelikle hafızayı kontrol eden beyin bölgelerinde problemler ve hasarın genişlemesine bağlı diğer zihinsel faaliyetlerde bozulma ve yaşamsal problemler ortaya çıkmaktadır.
Beyinde ortaya çıkan değişiklikler şikayetlerden yıllar önce başlar. Beta amiloid isminde protein parçacıkları ve Tau isimli protein birikimlerine bağlı olarak hücre içi ve hücreler arası iletişim bozulur ve hücre ölümleri başlar. Bu anormallikler hipokampus denen, hafıza ile ilgili beyin bölgesinde başlar, yıllar içerisinde tüm beyine yayılarak beyinde küçülmelere neden olur. Hasarlanan bölgelerde özellikle öğrenmeden sorumlu asetilkolin adındaki proteinin azaldığı ve hasarın artmasına bağlı glutamat adındaki bir maddenin arttığı gözlenmiştir.
Alzheimer’dan korunma ve alınacak yedi basit önlem! Öneriler ve uyarılar…
Erken evrede Alzheimer hastalığının başlangıcı durdurulamaz ama hastalık erken teşhis edilebilirse hasta Alzheimer ile yaşayabilme ve geleceğini planlayabilmek için yeterince zaman kazanır. Hastalığın erken döneminde, hasta günlük hayatını sürdürebilir. Otomobil sürebilir, çalışabilir ve sosyal faaliyetlerine devam edebilir. Ancak isimleri, eşyaların yerlerini ya da kelimeleri unutmak verimliliği düşürebilir.
Alzheimer’in orta evresinde hastalar temel ihtiyaçlarını karşılayabilseler ve hayatları hakkında önemli ayrıntıları hala hatırlayabilseler de faturalarını ödemek gibi görevleri yerine getirmekte zorlanmaya başlarlar. Orta evre, Alzheimer’da en uzun evredir ve uzun yıllar sürmektedir. Hastalık ilerledikçe, hastanın bakımı da zorlaşmaya başlar. Bu evrede hastanın kafa karıştırıcı konuşmalarını, sinirli veya depresif davrandığını, yıkanmayı reddettiğini, kısacası normalde olduğundan farklı davrandığını fark edebilirsiniz. Bu noktada, semptomlar başkaları tarafından da gözlemlenebilir hale gelmiş demektir.
Alzheimer bulaşıcı mıdır, yoksa genetik mi? Neden unutuyoruz?
Bu, hastalığın en zor evresidir. İleri evredeki bir hastaya bakım süreci, ailelerin karşı karşıya kaldıkları en zor süreçtir. Bu hastalığın son aşamasında, bireyler çevrelerine cevap verme, konuşma ve nihayetinde hareketlerini kontrol etme becerilerini kaybederler. İletişim gittikçe zorlaşır. Hafızadaki ve bilişsel becerilerdeki durum kötüye gitmeye devam ederken, önemli kişilik değişiklikleri olur ve hasta günlük işlerin neredeyse tamamı için yardıma ihtiyaç duyar. Bir süre sonra da yutkunma gibi refleks kayıpları oluşabilir ve hasta yatağa bağımlı hale gelir.
Bazı durumlarda bunamaya neden olabilecek diğer hastalıkların tespiti için bel bölgesinden beyin omurilik sıvısı alınarak incelenebilir.
Sporun Alzheimer’a karşı koruyucu etkisi var mı? Egzersiz ve irisin ilişkisi
Hafıza, dikkat, hesaplama, hatırlama, lisanı değerlendirmeye yardımcı olan bir testtir. Bu testte hastanın etkilenen bilişsel kapasitesine yönelik hızlı bir değerlendirme yapılır. Test 30 puan üzerinden değerlendirilir. 24 puan altı Alzheimer hastalığı için anlamlı kabul edilir.
Hastalığı tamamen ortadan kaldıran ve hastalığı durduran tedavi yoktur. İlaçlar hastalığı yavaşlatabilir, hastanın daha uyumlu hareket etmesini ve ilerleyen evrelerde daha rahat yaşamasını sağlamaya yöneliktir.
Çoğu Alzheimer ilacı, hastalığı durdurmasa da erken veya orta evrelerde bir süreliğine hafıza kaybı gibi bazı belirtileri yavaşlatabilirler. Örneğin Kolinesteraz inhibitörleri olarak adlandırılan ilaçlar, galantamin, rivastigmine ve donepezil, hafif ila orta şiddette Alzheimer hastalığı için reçete edilir. Bu ilaçlar bazı semptomların azaltılmasına ve bazı davranışsal semptomların kontrolüne yardımcı olabilir.
Kolinesteraz inhibitörlerinin nasıl çalıştığı tam olarak bilinmese de araştırmalar, hafıza ve düşünme için önemli olduğuna inanılan bir beyin kimyasalı olan asetilkolinin bozulmasını önlediklerini işaret ediyor. N-metil D-aspartat (NMDA) antagonisti olan memantin ise, orta ila şiddetli Alzheimer hastalığında reçete edilmektedir.
Başlıca etkisi belirtileri azaltmaktır, bu da bazı kişilerin günlük işlevlerini daha uzun süreliğine yerine getirmesini sağlayabilir. Örneğin ilaç hastalığın ilerleyen aşamalarında bir hastaya, birkaç ay boyunca bağımsız olarak banyo yapma becerisini sürdürmesinde yardımcı olabilir, bu da hem hastalar hem de bakıcılar için bir avantajdır.
Bu ilaçlara bağlı olarak halsizlik, sersemlik, baş dönmesi, uyku bozuklukları, ishal, kalpte ritim bozukluklarıgörülebilir.
Kokuların anılar çağrıştırması ve koku ile Alzheimer arasında ilişki
Ayrıca hastaların yakınmalarına göre gerekirse uyku düzenleyici, psikiyatrik problemleri azaltmaya yönelik antidepresanlar (essitolopram, mirtazapin, fluoksetin), antipsikotik (Risperidon, olanzapin, ketiapin, haloperidol ) ilaçlar da kullanılabilir.
Beynin derin bölgelerinin uyarılması ile titreme ve Parkinson hastalarında görülen bazı semptomlar tedavi edilebiliyor. Alzheimer hastalarında da benzer bir yöntemle beynin derin bölgeleri özellikle hafızadan sorumlu olduğu düşünülen hipokampus bölgesinin uyarılması amaçlanmaktadır. Hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar alınmıştır. İnsanlar üzerinde çalışmalar ileri aşamada olmamasına rağmen gelecekte faydalı bir tedavi seçeneği olabileceği düşünülmektedir.
Alzheimer hastalığında alternatif tedaviler tıp toplumunda yaygın olarak desteklenmese de bazı araştırmalar sonucu bu tedavilerin bir kısmının faydalı olduğu kabul edilmiştir. Ancak bu destek tedaviler mutlaka doktor kontrolünde uygulanmalıdır. Alzheimer semptomlarını rahatlatma ya da hastalıktan koruma özelliği olduğu düşünülen bazı bitkisel takviye gıdalar şunlardır:
Yapılan bazı araştırmalarda işlenmiş hindistancevizi yağında bulunan bir yağ asidi olan kaprilik asidin hafıza performansında artış ve bilişsel kayıpta azalma sağladığı saptanmıştır. Hindistan cevizi yağının Alzheimer’a karşı koruyucu olduğuna dair araştırmalar halen devam etmektedir.
Hindistan cevizi yağı neye iyi gelir? Faydaları nelerdir, nasıl kullanılır?
Pek çok çalışmada, düzenli omega-3 yağ asitleri tüketmenin bilişsel bozulmayı azalttığı bulunmuştur. Ancak, bu çalışmalar hayvanlarla yapılmış olduğu için konuyla ilgili daha çok araştırmaya ihtiyaç vardır.
Omega 3 nedir, ne işe yarar? Faydaları nelerdir, hangi gıdalarda bulunur?
Koenzim Q10 veya CoQ10, antioksidan özelliği olan bir enzimdir ve sağlıklı vücut fonksiyonları için sonderece önemlidir. Koenzim Q10’in Alzheimer üzerindeki olası etkileri ilgili pek çok çalışma yapğılmış ve halen araştırmalar devam etmektedir. Yapılan bir araştırmanın mevcut sonuçları, CoQ10 ve folik asidin, Alzheimer hastalığında oluşan bilişsel bozukluklar üzerinde terapötik ve önleyici etkilere sahip olduğunu göstermektedir.
Alzheimer hastalığı, hayatları boyunca zihinsel, fiziksel ve sosyal olarak aktif kalan kişilerde daha azdır. Çeşitli aktivitelerden ve hobilerden hoşlananlar arasında Alzheimerın daha düşük olduğunu gösteren çok sayıda bilimsel kanıtlar vardır.
Aynı şeyler değildir ama birbiriyle ilişkili tanımlardır:
Hastaların en önemli ölüm nedeni aspirasyon pnömonisi olarak bilinen bir akciğer enfeksiyonudur. İleri evre hastalarda çiğneme azalmış, yutma refleksleri zayıflamıştır. Yemek yeme sırasında istemsiz olarak ağız içerisinde bulunan maddelerin akciğere kaçmasına bağlı olarak akciğer enfeksiyonları ortaya çıkmaktadır. Alzheimer hastalarında en önemli ikinci ölüm nedeni ise kalp hastalıklarıdır. Yatağa bağımlılık nedeniyle kan dolaşımında bozulmalar pıhtı oluşumlarına neden olur ve kalp krizleri gözlenebilir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Alzheimer's disease,2- How is Alzheimer Treated?3- Alzheimer's Disease Information4- Treatment of Alzheimer's Disease5- Alzheimer’s Disease at a GlanceYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?