Altuzan, yumurtalık kanserinde etkinliğini kanıtladı

Kategori: Farmasötik / İlaçlar Print

Roche ilaç firması, yumurtalık kanseri tedavisine yönelik olarak geliştirilen Altuzan’ın üçüncü faz 3 çalışmasından olumlu sonuç alındığını açıkladı. Nükseden ve platine duyarlı yumurtalık kanserinde yürütülen Altuzan çalışmaları, kadınların hastalıkları kötüleşmeden anlamlı ölçüde daha uzun yaşadığını gösterdi.

Roche tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, önceden tedavi edilmiş platine duyarlı over kanseri olan kadınlarda, Altuzan ve kemoterapi kombinasyonundan sonra hastalığın ilerlemesine kadar tek başına Altuzan’ın sürekli kullanımının değerlendirildiği üçüncü faz 3 çalışması Oceans’ın, primer sonlanım noktasını karşıladığını açıklandı. Çalışma, Altuzan ve kemoterapi kombinasyonundan sonra Altuzan kullanmaya devam eden kadınların, tek başına kemoterapi alan kadınlara kıyasla, hastalıkları kötüleşmeden (progresyonsuz sağkalım veya PFS) daha uzun yaşadığını gösterdi. Açıklamada yeni güvenlilik bulgularının gözlenmediği ve yan etkilerin, önceki merkezi Altuzan çalışmalarında görülenlerle benzer olduğu bildirildi.

OCEANS çalışmasının tüm sonuçlarının,  önümüzdeki günlerde yapılacak bir tıbbi toplantıda sunulması planlanıyor. Roche’un Sağlık Direktörü ve Global Ürün Geliştirme Başkanı Dr. Hal Barron, elde edilen sonuçlarla ilgili şu bilgileri verdi: “Yumurtalık kanseri olan kadınlar için yeni tedavi seçeneklerine ihtiyaç olduğundan, OCEANS çalışmasının sonuçlarından çok memnunuz. Altuzan şu ana kadar üç büyük faz 3 çalışmada, yumurtalık kanseri için PFS’de anlamlı iyileşme ortaya koydu. Bu verileri yakın gelecekte yapılacak bir tıbbi toplantıda paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.”

Avrupa’da ruhsat başvurusu yapıldı, ABD’de bu yıl yapılacak
Çalışmadan elde edilen sonuçlar, yeni tanı konmuş yumurtalık kanseri olan kadınlarda yürütülen önceki iki faz III çalışmadan (GOG 0218 ve ICON7) elde edilen bulgularla uyumluluk gösterdi.  Önceki çalışmaların her ikisi de, standart kemoterapi (karboplatin ve paklitaksel) ile kombinasyon halinde birinci basamak Altuzan ve ardından tek başına Altuzan’ın sürekli kullanımının, yumurtalık kanseri olan kadınların hastalıkları kötüleşmeden yaşadığı süreyi, tek başına kemoterapi ile tedavi edilen kadınlara kıyasla anlamlı ölçüde artırdığını ortaya koymuştu. Roche, GOG 0218 ve ICON7 çalışmalarından elde edilen sonuçlara dayanarak, Altuzan’ın birinci basamak endikasyonda kullanımı için bir Avrupa Birliği (AB) pazarlama ruhsatı başvurusu sundu ve bu yılın sonunda İnsanlarda Kullanıma Yönelik Tıbbi Ürünler Komitesi’nden (CHMP) bir karar bekliyor. Genentech, Altuzan’ın over kanserinde kullanımı için 2011’de ABD’de başvuru yapmayı planlıyor.

OCEANS çalışması
OCEANS, platine duyarlı ve nükseden yumurtalık, primer periton veya fallop tüp kanseri olan 484 kadın üzerinde gerçekleştirilen çok merkezli, randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir faz III çalışmadır. OCEANS çalışmasındaki kadınlar, çalışmaya kaydolmadan önce en fazla bir tedavi rejimi almışlardır. Bu çalışma, karboplatin ve gemsitabin kemoterapisi ile kombinasyon halinde plasebo ve ardından tek başına plaseboya kıyasla, karboplatin ve gemsitabin kemoterapisi ile kombinasyon halinde Altuzan (üç haftada bir 15 mg/kg) ve ardından hastalık progresyonuna kadar tek ajan olarak Altuzan’ı değerlendirmek üzere tasarlanmıştır. Çalışmanın primer sonlanım noktası progresyonsuz sağkalım olmuştur. Çalışmanın sekonder sonlanım noktaları genel sağkalım, objektif yanıt, yanıt süresi ve güvenliliği kapsamaktadır. Platin bazlı kemoterapinin son dozunun alınması ile hastalık nüksü arasındaki süre, tedavinin sonraki basamağında kullanılacak kemoterapi seçeneğini belirlemek üzere değerlendirmede önemlidir. İlk platin bazlı kemoterapinin tamamlamasından altı aydan daha fazla süre sonra hastalık nüksü görülürse hastalarda “platine duyarlı” hastalık olduğu, nüksün altı ay içinde görülmesi durumunda ise “platine dirençli” hastalık olduğu belirtilir.

Altuzan ile ilgili önceki Faz III çalışmaları
GOG 0218 çalışması önceden cerrahi geçirmiş ve herhangi bir kemoterapi almamış ilerlemiş epitelyal over, primer peritoneal veya fallop tüp karsinomu olan ve 1.873 kadın ile yapılmıştır. Tek başına kemoterapi alan kadınlardaki 10,3 aylık medyan PFS’ye kıyasla, 15 ay süreyle kemoterapi ile (paklitaksel ve karboplatin) kombinasyon halinde Altuzan (15 mg/kg) tedavisi alan kadınlarda 14,1 aylık medyan PFS görülmüştür. (tehlike oranı = 0,72, p<0,0001) Bu durum, hastalık kötüleşmeden daha uzun yaşama olasılığında yüzde 39 iyileşme olduğunu gösterir; bu da kanser progresyonu veya ölüm riskinde yüzde 28’lik bir azalmaya karşılık gelir. GOG 0218 çalışmasının protokolü, hastanın hastalığında progresyon meydana gelip gelmediğinin farklı yollarla belirlenmesini sağlamıştır. Hastalık progresyonu, CA-125 düzeyleri ve radyografi/tarama kullanılarak ölçülmüştür. (CA-125, kan testiyle ölçülür ve bazen, kemoterapiye verilen cevabı göstermek veya over kanserinde nüks veya progresyon tanısı koymak için kullanılır.)

Ruhsatlandırma amaçlı olarak, yalnızca radyografi/tarama ile belirlenen hastalık progresyonlarını içeren (tek başına CA-125’e dayalı progresyonları içermeyen) bir etkinlik analizi yapılmıştır. Bu analizde, tek başına kemoterapi alan kadınlarda görülen 12,0 ay medyan PFS’ye kıyasla, kemoterapiyle kombinasyon halinde Altuzan’dan sonra Altuzan’a devam eden kadınlarda, 18,2 ay medyan PFS görülmüş; böylece, hastalık kötüleşmeden daha uzun yaşama olasılığı yüzde 56 artmıştır. (tehlike oranı = 0,64, p<0,0001’e dayanır; bu da kanser progresyonu veya ölüm riskinde yüzde 36’lık bir azalmaya karşılık gelir). Advers olaylar, merkezi Altuzan çalışmalarında görülenlerle tutarlı bulunmuştur.

ICON-7 çalışması
Daha önce tedavi edilmemiş epitelyal over, primer peritoneal veya fallop tüp karsinomu olan 1528 kadınla yapılan ikinci uluslararası faz III çalışmada, tek başına kemoterapi alan   kadınlardaki 16 aylık medyan PFS’ye karşın, 12 ay boyunca kemoterapiyle (paklitaksel ve karboplatin) kombinasyon halinde Altuzan (7,5 mg/kg) kullanan kadınlarda 18,3 aylık medyan PFS görülmüştür. (tehlike oranı = 0.79, p = 0,0010) Bu durum, hastalık kötüleşmeden daha uzun yaşama olasılığında yüzde 27 iyileşme olduğunu gösterir; bu da kanser progresyonu veya ölüm riskinde yüzde 21’lik bir azalmaya karşılık gelir. Advers olaylar, merkezi Altuzan çalışmalarında görülenlerle tutarlı bulunmuştur.

Kanser tedavisinde 5 yılı aşan deneyim
İlerlemiş kolorektal kanser için ABD’de ilk olarak 2004’te onaylanan Altuzan, ilerlemiş kanseri olan hastaların tedavisi için yaygın erişime sunulan ilk anti-anjiyojenik tedavi olmuştur. Altuzan, pek çok kanser türündeki kanıtlanmış sağkalım faydası (genel sağkalım ve/veya progresyonsuz sağkalım) ile kanser tedavisinde devrim yaratmayı bugün de sürdürmektedir. Altuzan, ABD ve Avrupa’da kolorektal kanser, meme kanseri, küçük hücreli dışı akciğer kanseri ve böbrek kanserinin ileri aşamalarının tedavisi için onaylanmıştır. Ayrıca ABD ile diğer 25’ten fazla ülkede glioblastom (bir tür beyin kanseri) hastalarının tedavisi için de mevcuttur. Altuzan, her yıl toplu olarak 2,5 milyon ölüme yol açan bu çok sayıdaki ilerlemiş kanser türünün tedavisi için mevcut olan tek anti-anjiyojenik tedavidir. Bugün Altuzan, anti-anjiyojenik tedaviyi, kanser tedavisinin temel taşlarından biri haline getirmiştir; şimdiye kadar 800 binden fazla hasta Altuzan ile tedavi edilmiştir. Devam eden 500’den fazla klinik çalışmayı içeren kapsamlı bir klinik program, 50’den fazla tümör türünde (kolorektal, meme, küçük hücreli dışı akciğer, beyin, gastrik, over ve diğerleri de dahil) ve farklı endikasyonlarda (ilerlemiş veya erken evre hastalık) Altuzan kullanımını araştırmaktadır.

Yumurtalık (Over) kanseri
Yumurtalık kanseri, dünyada kadınlarda en yaygın olarak tanı konulan altıncı kanser ve kanser ölümlerinde başlıca sekizinci nedendir. Yıllık olarak, dünyada tahminen 230 bin kadına yumurtalık kanseri tanısı konulmakta ve yaklaşık 140 bin kadın bu hastalık nedeniyle ölmektedir. Tümörün mümkün olduğu kadar büyük kısmını çıkarmak üzere yapılan cerrahi halen tedavinin temelidir, ancak ne yazık ki hastaların çoğu için ileri evre hastalık (kanserin gelişmesi veya yayılması) tanısı konulmakta ve ek tedavi gerekmektedir. Yumurtalık kanseri, tümör gelişimi ve yayılmasıyla ilişkili bir protein olan vasküler endotelyal büyüme faktörünün (VEGF) yüksek konsantrasyonlarıyla ilişkilendirilmektedir. Çalışmalar, yumurtalık kanseri olan kadınlarda, yüksek VEGF konsantrasyonu ile asit gelişimi (vücut boşluğunda sıvı fazlalığı), hastalık kötüleşmesi ve daha kötü prognoz arasında bir ilişki olduğunu göstermiştir. Altuzan, özellikle VEGF’yi hedefleyecek biçimde tasarlanmıştır.

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla