Bitkisel ilaçlar olarak lanse edilen ürünlerin içinde aflatoksin, ağır metal, hatta arsenik gibi zararlı maddeler bulunabildiğinin dile getiren Prof. Dr. Özkan, “Bu bitkisel ilaçları hepatit hastası kullandığı zaman, zaten sorunlu olan karaciğeri daha da kötü oluyor. Geçtiğimiz aylarda bir hastam, bu reklamlarda gördüğü bitkisel ilaçlardan birini benden habersiz olarak kullanmış. Bu nedenle hayati tehlike atlattı. Uzun süre yoğun bakımda kaldı” dedi.
Yurt içerisinde her yıl düzenledikleri Hepato-Gastroenteroloji kongreleri gastroenterologlara çok önemli imkanlar sağladıklarını dile getiren Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci, şu bilgileri verdi: “Genç arkadaşlarımız araştırmalarını bu kongrelerde sundular. 2009 yılında derneğimizin büyük katkıları ile Asya Pasifik Karaciğer Çalışmalar Derneği’nin önemli bir toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdik. 1000 kişilik katılımla Türkiye, APASL’ın yıldızı oldu.
Bu başarımız nedeniyle 2015 yılında APASL kongresinin İstanbul’da yapılmasına karar verildi. 2015 yılında gerçekleştireceğimiz kongre ile, Türkiye’deki araştırmaların uluslararası düzeyde sunulması sağlanmış olacak. Türkiye’de genç bilim adamlarının yanı sıra bu alanda otör olmuş araştırmacılar da bu toplantıya katılacaklar. Dolayısıyla ülkemiz karaciğer hastalıklarında uluslararası düzeye de çok önemli atılımlar yapmaya başladı diyebiliriz.”
Karaciğer yağlanması, özellikle gelişmiş toplumlarda çok önemli bir sağlık sorunu haline geldiğini belirten Prof. Dr. Dökmeci, “Karaciğer yağlanması, karaciğer sirozu ve kanserinin nedenlerinden bir tanesidir. Toplumumuzda her beş kişide bir görülmektedir. Alkol dışındaki karaciğer yağlanması daha çok genetik özellikler ve metabolik sendromlardan dolayı, insülin direncinin gelişmesi ve beslenme bozuklukları ile ilişkilidir. Karaciğer yağlanmasında klinik olarak yağlanma belirti olarak kendisini göstermeyebilir.
Bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünler ölümcül sorunlar yaratabilir
Bu hastalarda ultrasonografi yapıldığında karaciğer dokusunun beyazlaştığını ekojenik parankim karaciğer yağlanmasının tipik bulgusu görülür. Bu kimselerde karaciğer enzimleri yükselmeyebilir. Karaciğer hücrelerinde dejenerasyona neden olduğu dönemden itibaren enzimlerde yükseklikler ortaya çıkabilir. Bu hastalarda insülin direnci, karaciğer yağlanmasına eşlik eden başka bir metabolik sendrom var mı bakmak gerekir. Lipit paneline bakmak gerekir. Özelikle trigliserit yüksekliği çok önemlidir. Gerekirse karaciğerdeki hasarın derecesini görebilmek için karaciğer biyopsisi yaparak hastaya kesin tanı koymak gerekir” diye konuştu.
Toplantıya, Kongre Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Bahar, Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Özkan, Hepato Bilio Pankreatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Dökmeci ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci katıldı.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?