İzmir Ekonomi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Şişli tarafından yapılan ve ‘Birinci basamakta çalışan hekimlerin dinlenme hakkı bağlamında aile hekimliğinde nöbet uygulaması’ başlığıyla Türkiye Aile Hekimliği Dergisi’nin yeni sayısında yayımlanan çalışmada aile hekimlerinin dinlenme hakkı ulusal ve evrensel hukuk kriterleri açısından analiz ediliyor. Teorik kaynakların taranması yöntemi ile yapılan çalışmada, Türkiye’de aile hekimleri için öngörülen nöbet uygulamasının, dinlenme haklarını ihlal edici nitelikte olduğu sonucuna varılıyor.
Aile hekimlerine nöbet yükümlülüğü getiren düzenlemelerin, çalışma süreleri ve dinlenme hakkı ile ilişkisini irdeleyen Doç. Dr. Zeynep Şişli, çalışmasında ‘Yaşam hakkının en temel bileşeni olan sağlığın korunmasında, çalışanlar açısından dinlenme hakkı’nın önemli bir ihtiyaç ve hukuki bir hak olduğuna atıfta bulunarak, ‘Dinlenme, bağımlı çalışanların çalışma sürelerinin sınırlandırılması ile sağlanabilecek bir haktır. Dinlenme hakkı, çalışma süresinin sınırlandırılması mücadelesi sonucu uluslararası ve ulusal hukukta düzenlenmiştir’ değerlendirmesinde bulunuyor.
Aile hekimlerine getirilen nöbet yükümlülüğünü, haftalık ve günlük en fazla çalışma sürelerine ilişkin düzenlemeler ışığında dinlenme hakkına etkisi açısından değerlendiren çalışmanın yazarı, uluslar arası hukuk uygulamaları açısından ele alındığında Türkiye’de haftalık çalışma süresinin en az 40 saat olmasını öngören ve mesai saatleri dışında otuz saat nöbetle yükümlü tutan düzenlemelerin, uluslararası hukuka aykırı olduğunu dile getiriyor.
Konu ile ilgili Avrupa Çalışma Süreleri Yönergesi ve ILO sözleşmesine atıfta bulunan Doç. Dr. Zeynep Şişli, su değerlendirmeyi yapıyor: ‘Çünkü ILO sözleşmeleri ve Avrupa Çalışma Süreleri Yönergesi (2003/88/EC) hükümleri ile azami olarak düzenlenen çalışma süreleri, Türkiye’de asgari olarak düzenlenmektedir. Avrupa’da birinci basamak hekimlerinin çalışma sürelerinin genel olarak ve diğer sektörlere göre fiilen yüksek olması, bu düzenlemelere gerekçe gösterilemez. Çünkü bu ülkelerde, en çok çalışma süreleri konusunda Yönergeye uygun düzenleme ihtiyacı çerçevesinde uygulamanın düzeltilmesi çabaları söz konusudur. Türkiye’de ise azami süreler, asgari yükümlülük oluşturacak şekilde kurala bağlanmaktadır.
Sonuç olarak Türkiye’de aile hekimlerinin, ortalama hasta sayısı ve yapmakla yükümlü oldukları tıp dışı görevleri de düşünüldüğünde, yasal mevzuat gereği 40 saatten az olmaması öngörülen çalışma sürelerine mesai saati dışında 30 saatlik fazla çalışmanın eklenmesi durumunda, haftada en az 70 saat çalışmaları söz konusu olacaktır. Öte yandan diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırma yapılırken, hekimlerin ücretlerinin de göz önüne alınması gereklidir. Bu makalenin konusunun çalışma süreleri ile sınırlı olması nedeniyle değinilmeyen nöbet ücretleri, hekimlerin özlük haklarının değerlendirilmesinde ikinci önemli etken olarak ayrıca irdelenmeye muhtaçtır.
Makalenin tam metnine aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?