Türkiye’de aile hekimliği sistemine geçiş birlikte koruyucu hekimlik uygulamalarında önemli gelişmeler sağlandığını söyleyen AHEF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Girginer, “Aile hekimliği uygulaması sonrasında Türkiye’de anne ve bebek ölüm hızlarında ciddi düşüşler yaşandı. Bebek başına ortalama izlenme oranı 2000 yılında % 3,2 iken 2010 yılında bu oran %7,1’e yükseldi. Anne ve bebek ölüm hızlarında ciddi oranda düşüşler kaydedildi. 2006 yılında anne ölüm hızı yüzbinde 28,5 iken 2011’de yüzbinde 14,8’lere kadar geriledi” dedi.
Aile Hekimleri Dernekleri’ni tek çatı altında toplayan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında aile hekimliği sistemine geçişle birlikte yaşanan değişimleri değerlendirdi. Toplantıya ev sahipliği yapan Dr. Murat Girginer, Aile Hekimliği’nin Türkiye’nin yeni sağlık yüzü ve geleceği olduğunu söyledi. 2005 yılında Düzce’de pilot uygulama olarak ‘Aile Hekimliği’ne başlandığını hatırlatan Dr. Girginer, uygulamanın 13 Aralık 2010’da tüm ülkeyi kapsayacak şekilde yaygınlaştırıldığını belirtti. Aile hekimlerinin bireyin sağlık sorumluluğunu üstlendiğini ve sağlık durumunu korumakla yükümlü olduğunu dile getiren Dr. Girginer, aile hekimlerinin öncelikli amacının koruyucu hekimlik olduğunu dile getirdi.
Koruyucu hekimlik acısından önemli bir mesafe alındı
Koruyucu hekimlik yaparken gebe izlemleri, bebek izlemleri ve bebek aşılamalarının öncelikli görevleri olduğunu belirten Dr. Girginer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aile hekimliği uygulamasına geçildikten sonra çeşitli araştırmalar yapıldı. Uygulamanın başlamadığı 2000’li yıllara baktığımızda ne kadar hızlı yol aldığımızı görüyoruz. Örneğin; 2000 yılında ‘gebe başına ortalama izlenme oranı’ %1,7 iken 2010’da bu oran 3 kat artarak %4,2’lere çıktı. Yine ‘bebek başına ortalama izlenme oranı’ 2000 yılında % 3,2 iken 2010 yılında bu oran %7,1’e kadar yükseldi. Öte yandan bu uygulamaya geçildikten sonra anne ve bebek ölüm hızlarında da ciddi oranda düşüşler kaydedildi. 2006 yılında anne ölüm hızı yüzbinde 28,5 oranındayken 2011’de yüzbinde 14,8’lere geriledi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerini inceleyip karşılaştırma yaptığımızda Türkiye’nin bebek ölüm hızlarında Dünya ve Asya ortalamasının çok altında olduğunu görüyoruz. Dünyada bu oran binde 40’larda, Asya’da ise binde 36 seviyelerinde. Biz binde 10 ile ortalamaların oldukça altında yer alıyoruz. Avrupa ortalaması ise binde 6’lardadır. AHEF olarak hedefimiz bu oranları daha da aşağılara çekebilmektir. Bu konuda tüm Türkiye’de üzerimize düşen görevleri yerine getirerek hedeflerimize ulaşmak için çalışacağız.”
Aile hekimlerinin özverili ve sorumluluk içinde yaptığı çalışmalar sayesinde ülke sağlık göstergelerine olumlu katkılar yaptıklarını söyleyen Dr. Girginer, “Türkiye’de bebek ölüm hızında aile hekimliğinden sonra gözlenen düşüş de çok önemlidir. 2006 yılında binde 22,3 iken, 2008’de binde 17,9’a, 2009’da binde 13,1’e, 2010’da binde 10, 2011 yılında ise binde 9,1’lere kadar gerilemiştir. Bu azalan oranlar bizim için çok büyük önem taşıyor. Türkiye’de aile hekimliği sayesinde daha sağlıklı bir nesil yetişiyor” dedi.
‘Yeni doğan ölüm hızı da düştü’
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Türkiye’de yeni doğan ölüm hızının da önemli bir düşüş yaşandığını söyleyen Dr. Girginer, şu bilgileri verdi: “Avrupa’da yeni doğan ölüm hızı binde 4’lerde… Türkiye’de ise bu oran aile hekimliği uygulamasının da katkılarıyla binde 8’lere kadar geriledi. Yeni doğan ölüm hızı ortalaması Asya ülkelerinde ve dünyada binde 23’lerdedir. Türkiye’deki bu oranların yıllara göre dağılımına bakalım; 2006 yılında yeni doğan ölüm hızı binde 14,3’lerdeydi. Bu oran 2008’de binde 13’lere, 2009’da binde 10’lara kadar geriledi. 2010 yılında ise bu oran binde 8,5’lere indi. WHO’nun 2010 yılı çocuk ölüm hızı verilerine baktığımızda Türkiye hala binde 13’lerde… Bu oran Avrupa’da binde 7’ler seviyesindedir. AHEF olarak hedefimiz bu oranları mümkün olduğu kadar aşağılara çekebilmektir.”
‘Aşılamada büyük başarı’
Türkiye’de aşılama uygulamasının eskiden ‘sağlık ocakları’ kanalıyla yapıldığını hatırlatan Dr. Girginer, aile hekimliği uygulaması ile aşılama konusunun ciddiyetle izlendiğini söyledi. Soğuk zincir sistemi ile aşıların güvenle korunmasının çok önemli olduğunu kaydeden Dr. Girginer, “Türkiye’de aşı konusunda soğuk zincir sistemini en iyi uygulayan kurumlar Aile Sağlığı Merkezleri’dir. Her birey de aile hekimi tarafından yakından takip ediliyor. Aşı takvimleri anne/babaların işbirliği ile birlikte başarıyla uygulanıyor. Aile hekimliği uygulaması öncesinde 2000 yılında aşılama oranları %80’ler seviyesinde iken aile hekimliği ile bu oranın %97’lere ulaştı.”
Türkiye’nin aşılanma oranlarında yakaladığı başarılarla dünyada örnek ülkelerden biri haline geldiğini vurgulayan Dr. Girginer, “1994 yılında Türkiye’de aşılama oranı %81’lerdeyken Avrupa ortalaması %89’lardaydı. 2002 yılında Türkiye’deki oran %78, Avrupa ise %94’lerdeydi. Ancak 2011 yılı verilerine baktığımızda Türkiye aşılama ortalaması yüzde 97 iken Avrupa ortalaması yüzde 94 seviyelerinde kaldığını görüyoruz” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?