Ağız kokusu, beslenme sonrasında ve sabah uyandığımızda oluşan fizyolojik koku olarak tanımlanır ve bir hastalık belirtisi değildir. Bunun dışında meydana gelen ağız kokusu durumları genellikle bir hastalık belirtisi olarak kabul edilir ve patolojik ağız kokusu olarak tanımlanır. Sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar, şeker hastalığı (aseton kokusu gibi) ve karaciğer yetmezliği gibi birçok sistemik rahatsızlık, ağız kuruluğu, yetersiz ağız hijyeni, tütün ve alkol ürünleri, dişeti hastalıkları ve diş çürükleri ağız kokusunun başlıca nedenleridir. Ağız kokusu; %90 oranında ağız kaynaklı sebeplerden bunun dışındaysa, %8 üst solunum kaynaklı, %1 oranında sindirim sistemi, %1 oranında metabolik sebeplerden kaynaklanır.
Patolojik sebepli ağız kokusu için diş hekiminin yönlendirmesi ile hastaların uygun tedaviyi olması altta yatan hastalığın da tespitini sağlayacaktır. Bunun dışında fizyolojik kaynaklı olarak meydana gelen geçmeyen ağız kokusunun nedenleri ve ağız kokusunu gidermek için yapılması gerekenler ise şöyle:
İçindekiler
Bu alışkanlıklardan bütünüyle vazgeçmedikçe ağız kokusu devam edecektir
Kanal tedavisi nedir, nasıl yapılır? Faydaları, ağrısı ve riskleri
Sabahları meydana gelen ve uyandıktan ilk bir kaç saat içerisinde kendiliğinden kaybolan bir ağız kokusu varsa bu tipe girer. Tip 0 denmesinin sebebi her insanda az çok ağız kokusunun mevcut olmasındandır. Uyku sırasında tükrük akışı azalır ve kötü kokunun çıkmasından sorumlu ağızdaki bakterilerin etkinliği artar. ağız kokusuna neden olabilecek ne spesifik hastalık ne de patolojik bir bulgu bulunmaz. Tedavi gerektirmez ve gereksizdir, çünkü tedavi edilse bile tekrar ortaya çıkacaktır
Dil, volatil aromatik gazlar üretilerek ağız kokusuna neden olur, dil sırtında koku kaynağı varsa, dil kokusu tedavisine cevap veriyorsa, çinko ile veya dil temizliği ile bastırılabiliyorsa, bu sınıfa girer. Dilin derin çukurlarına yerleşen bakteriler, salyadan ve besinlerden gelen proteinleri uçucu kükürtlü bileşiklere parçalar. Ağız kokusunun sebebi uçucu kükürtlü bileşiklerdir.
Farenks, tonsiller, paranazal sinüsler, burun mukozası ve çevre dokularda her hangi bir koku kaynağı bulunuyorsa bu tipe girer. Genellikle bu tip ağız kokusu olan hastalardan teşhis için Paranasal sinüs MR veya BT istenir.
Özefagustan anüse kadar sindirim kanalının her hangi bir yerinde aromatik gaz kaynağı bulunuyorsa ve ağıza ulaşıyorsa bu tipe girer. Midede H. pylori gastriti bulunduğu durumda hem yemek borusu ve ağıza gaz sızıntısı olur hem de nefeste bu bakteriye bağlı siyanit ve nitrat kokusu bulunur. İnce barsakta aşırı bakteri üremesi, kolon divertiküliti, laktoz intoleransı- pankreas ekzoenzim defektleri ağız kokusu sebebidir.
Bu grup ağız kokusu da büyük ölçüde dil sırtından gelir fakat bakteri kaynağı ağzın içinde değildir. Sindirim sistemi enzimleri veya organların besinleri gereği şekilde sindiremediği zaman besinler bakterilerin çürütmesine terk edilmiş demektir. Sindirim kanalında açığa çıkan gazlar ağıza doğru yükselir.
Bireyin geğirmesine gerek yoktur. Bu tip ağız kokusunda mide ile yemek borusu arasındaki gastroözofageal kapak gevşemişse daha fazla çirkin kokulu gaz ağıza dolacaktır. Bilhassa ilerleyen yaş ile orantılı olarak bu tip ağız kokularının görülmesi artar. Bilhassa çocuklarda Tip 2 ile birlikte görülür. Toplumda en sık rastlanan ağız kokusu sebebidir. Bu hastalardan teşhis için dışkı sindirim testi, istenebilmektedir.
Akciğerden gelir. Ağız kokusu değildir. Nefes kokusudur. İki şekilde meydana gelir. Birincisi akciğerde veya alt solunum yolunda bir infeksiyon (pnömoni, plörit, adenit, bronşit vs…) bulunuyor ise buradan açığa çıkan çirkin kokulu gazlar nefese karışır. İkincisi ise kimyası değişen kan gazlarının nefese karışarak aromatik bileşiklere dönüşmesidir.
Bu gazların bir kısmı çirkin kokuludur. Bunun en canlı örneği şeker veya gut hastalarında, diyaliz hastalarında, narkozdan çıktıktan hemen sonra, gebelikte görülen ağız kokusudur. Bu tip nefes kokusu hastaları ağız kokusu tedavisi ile iyileşmez, ağız içinde ne yapılırsa yapılsın hiç bir iyileşme göstermez. Çünkü ne koku kaynağı, ne de sebebi ağızdadır.
Ağızları kokmadığı halde bu hastalar titizlikleri sebebiyle ağızlarının koktuğunu düşünürler. Tip 0 olduğunu bilmeyen ve bunu bir ağız kokusu zanneden hastalar da bu tipe girerler. Tedavisi psikiyatristler tarafından yapılmalıdır.
Tip 1 ağız kokusu en kolay tedavi edilendir. Ağız içerisindeki problem bir köprü gövdesi veya perikoronit (gömülü diş- mesela çıkmamış 20’lik diş gibi) veya gingivit (dişeti iltihabı) ise gereken müdahale yapıldığında ağız kokusu yeniden ortaya çıkmamak üzere kayıp olur. Diş temizliğine bile gerek kalmayabilir.
Günde 2 defa arkadan öne doğru bir diş fırçası ile dil fırçalanmalıdır. Bu sırada çinko içeren bir diş macunu (Signal integral, Colgate sensetif, Signal Nutriaktif, İpana expert) kullanılması, dil yüzeyinin böyle bir macunla fırçalanması isabet olur. Her fırçadan sonra çinkolu alkolsüz ve antiinflamatuarsız bir gargara (PharmolZn) kullanabilir. Eğer CHX içeren gargara kullanılacaksa en çok 1 hafta kullanılabilir.
Gün içinde çinkolu sakız (Vivident karbonatlı) çiğneyebilir. Ağız hijyeni yükseltilmelidir. Etkisi yeterince ispatlanmamış bitkisel ürünler (ot, bitki suyu, bitki kökü), hayvansal ürün veya toprak benzeri kimyasallar satılmaktadır. Buruna damlatılan çinkolu ürünler zararlıdır. Dünya pazarlarında satılan böyle bir ürün piyasadan toplattırılmıştır. Çünkü buruna uygulanan çinko koku alma duyusunu bozar. Yutulan kolloidal gümüş solüsyonları sakıncalıdır. Geceleri ağızına açık kaldığı durumlarda tok karnına yüksek yastıkla uyuması ağız kokusuna iyi gelen bir öneridir.
Diğer Tip ağız kokusunun tedavisi: Her gün aynı besinler yenmemelidir. Sürekli kullanılan ilaçlar doktorunun bilgisi dahilinde bir haftalığına ara verilmeli ve ağız kokusunun ilaçlardan ortaya çıkan Tip 4 ağız kokusu olup olmadığı yoklanmalıdır. Yediğinde ağız kokusu yapan bir besin varsa tespit edilmelidir. Postnasal akıntı, mevcut veya geçirilmiş sinüzit kbb doktoruna bildirilmelidir. Concha bullosa ve concha paradoxica bir ağız kokusu sebebidir. Allerjiye yatkınlık tip 2 ağız kokusunu artırır.
Reflünün en sadık belirtisi mide yanmasıdır. Bu hastalar gastroenteroloji doktoruna başvurmalıdırlar. En zor tedavi olanlar veya asla tedavi olamayanlar Tip 5 ağız kokusu hastalarıdır. Her hangi bir tip ağız kokusu vakası kılığında müracaat eden titiz, duygulu, içe dönük insanlardır. Hekime zor anlar yaşatabilirler. Aslında ağız kokuları yoktur.
Oruçluyken ağız kokusu nasıl önlenir? Dişleri fırçalamak oruç bozar mı?
Tüm bu aşamaları izleyen ancak yine de ağız kokusundan kurtulamayan kişilerin muhakkak halitosis merkezlerinde muayene olarak ağız kokusu nedenlerinin belirlenmesi gerekir. Bu yazı hazırlanırken İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yrd. ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu KARADUMAN, çalışmalarından yararlanılmıştır.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?