Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Semra Baripoğlu, EKT’nin en sık uygulandığı hastalık durumunun intihar riski barındıran ağır depresyon tablosu olduğunu belirterek “Bu hastalıkta kişide yoğun karamsarlık, yaşamın her alanında isteksizlik, iştah ve uykuda ciddi bozulma olur. Bazı hastalar yemek yemeyi reddetme noktasına gelir, aşırı kilo kaybederler. Yaşam anlamını tamamen yitirmiştir, kişi intiharı “tek çözüm yolu” olarak görmeye başlar.
Çoğu hasta, durumun ciddiyeti anlaşılıp hastaneye yatırılmadan önce en az bir kez intihar girişiminde bulunmuştur. Bu hastaların bir kısmı sorgulandığında kurtulduğuna sevinmediğini, ilk fırsatta tekrar yapmayı düşündüğünü ifade eder. İşte bu tabloda, EKT hayat kurtarıcı bir tedavi yöntemi olarak devreye girer ve ilk seçenek olarak uygulanır. EKT ağır depresyon tablosu dışında, hızlı düzelme istenen ağır manik ataklarda, şizofreninin alevlenme dönemlerinde de uygulanır.
Yeni ilaçlar ile EKT’ye olan ihtiyacın azalmasına rağmen hala çok sayıdaki hasta için EKT’nin en etkili tedavi olduğunu belirten Baripoğlu, “Bazı olgularda ilaçlara yanıt yetersizdir, kimilerinde ilaçlar yan etkileri sebebiyle (örneğin hamile kadın hastalarda) kullanılamaz ya da istenilen doza çıkılamaz, bazı durumlarda ise hastanın intihar riskinin bulunması gibi sebeplerle ancak EKT’nin sağlayabileceği hızlı düzelme elde edilmek istenir. EKT genellikle haftada 2-3 seans olarak uygulanır. Genel uygulamada bir kür 7-10 seanstan oluşur. Nadir durumlarda daha fazla sayıda uygulama gerekebilir.
EKT uygulanan hastaların yüzde 90’ında belirli bir düzelme izlendiğini belirten Dr. Baripoğlu “Birçok hasta EKT sonrası aylarca iyilik halini korurlar. EKT sonrası tedaviye hemen daima ilaç kullanımı ile devam edilir. Ancak kimi ruhsal hastalıklarda kuvvetli tedavilere rağmen tamamen iyileşme görülmeyebilir. Bu durumda amaç mümkün olan en iyi ve hastanın en işlevsel olduğu durumu sağlamaktır”.
“Son yıllarda geliştirilen TMU ve diğer beyin uyarım teknikleri de bir seçenek oluşturmakla beraber, hiç biri EKT kadar yüksek tedavi başarısı sunamamaktadır”.
Dr. Semra Baripoğlu, EKT ve EKT uygulamaları ile ilgili şu bilgileri verdi: EKT 1938’den beri bir çok psikiyatrik bozukluğun tedavisi için kullanılmaktadır. O zamandan bu zamanlara kadar bu teknik, etkinliğini artırmak ve yan etkilerini azaltmak üzere geliştirilmiştir. EKT uygulanacak hastanın önce gerekli birtakım kan tahlilleri yapılır, kalp grafisi, beyin elektrosu ve MR çekilir. Anestezi almasında ve EKT uygulanmasında sakınca olup olmadığı dahiliye, anestezi ve nöroloji uzmanları tarafından değerlendirilir.
Bir anestezi uzmanı ve bir psikiyatristin hazır bulunduğu acil müdahale imkânı veren bir tedavi odasında sedyede yatan hastada öncelikle kas gevşemesi ve uyku sağlayan anestezi ilaçları verilir. Daha sonra hastanın alnına yerleştirilen iki elektrottan birkaç saniye süre ile elektrik akımı verilir. Bu akım ile beyinde ritmik bir elektrik aktivitesi oluşur ve beyin kimyasalları salınır. İşlem yaklaşık bir dakika sürer, hastanın anestezi altında kaldığı süre yaklaşık beş dakikadır. İşlemin bitmesi sonrasında tedavi ekibi yaklaşık 15-20 dakika süreyle hastanın tamamen uyanması sırasında yanında bulunurlar.”
EKT’nin beyin hasarı yaptığına dair elde bilimsel kanıt bulunmadığını belirten Baripoğlu, “EKT uygulanan hastalarda beyin hasarı durumunda kan dolaşımında yükselen enzim ve proteinlerde yükselme izlenmemiştir. Hayvanlarda yapılan deneylerde EKT ile tetiklenen nöbetlerden sonra incelenen beyin dokusunda herhangi bir hasar izlenmemiş, nöbetten aylar sonra dahi yapısal değişiklik izlenmemiştir.
Baripoğlu, uygulamanın bazı yan etkileri olduğunu ancak bunların bir süre sonra ortadan kalktığını da belirterek şunları söyledi. “EKT sonrası en sık izlenen yan etki bellek kusurudur. İlk aylarda yakın olayların ayrıntılarını, tarihleri, telefon numaralarını hatırlamakta güçlük yaşanır. EKT uygulamasından hemen önceki kişisel anılar silinmiş gibi görünebilir. Ancak bu durum 3-6 ay içinde hafifleyerek tamamen ortadan kalkar. EKT öğrenme becerisini azaltmaz, aksine depresyonun ortadan kalkması ile bozulmuş olan öğrenmeyi kolaylaştırır”.
EKT’nin tedavi edici etkisi unutkanlık yaşanmasından bağımsızdır. EKT bir hafıza silme tekniği değildir. Kliniğimizde de kullandığımız yeni cihazlarla tedavide kullanılan elektrik akımının farklı parametreleri üzerinde istenen düzenlemeler yapılarak unutkanlık yan etkisi en aza indirilebilmektedir”.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?