Akut lösemide çocukluk çağı tedavileri erişkinlerde kullanılabilir

0 Paylaşım

KKTC – Akut löseminin tüm kanserlerin %1’ini, hematolojik kanserlerin ise %10’unu oluşturduğunu söyleyen Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kök Hüçre Nakli Merkezi Direktörü Doç. Dr. Fevzi Altuntaş, “Ülkemizde yılda yaklaşık 1000 yeni olgu görülmektedir. Yaşla birlikte görülme sıklığı artmaktadır. En sık görülme peryodu 50 yaş üzerindedir” dedi.

Çocukluk çağındaki akut lösemilerin nispeten daha iyi seyrettiğini belirten Doç. Dr. Altuntaş, şu bilgileri verdi: “Erişkin lösemilerinde mevcut durum ise maalesef yüz güldürücü değil. Amerikan NCCN hematolojik kanserler kongresinde sunulan en son çalışmalarda erişkinlere çocukluklarda uygulanan tedavi protokollerinin akut lösemilerde başarıyı artırdığını ölüm oranlarını azalttığı bildirildi. Bu nedenle 40 yaş altı olgularda bu yeni tedavi stratejileri uygulanmaya başlanmıştır. Bizim merkezimizde de Amerika’da uygulanan bu yeni tedavi stratejiler uygulanmaya başlandı ve mükemmel sonuçlar almaya başladık.”

Akut lösemide başarı oranları artıyor

Son yıllarda geliştirilen yeni ilaçlar, destek tedavileri ve aferez teknolojilerindeki gelişmeler sonucunda akut lösemilerde ölüm oranlarının önemli oranda azaldığını dile getiren Doç. Dr. Altuntaş, “Aferez uygulamaları ile erken dönemde lösemi hücreleri vücuttan uzaklaştırılarak lösemi yükü azaltılmakta ve böylece hastanın erken dönemde ölüm riski azaltılmaktadır. Ayrıca lösemi hastasının kemoterapi uygulaması sırasında çok sayıda kan ürününe ihtiyacı olmaktadır. Yeterli kan ürünü sağlanamaz ise hasta o dönemde kaybedilmektedir. İşte aferez teknolojisi ile istenilen kan ürünü daha fazla miktarda ve çeşitte az sayıda vericiden güvenle elde edilebilmektedir. Bu şekilde akut lösemi hastasına mükemmel düzeyde destek tedavisi sağlanmış olmaktadır. Aferez teknolojisindeki yeni gelişmeler ölüm oranlarını azalttı” dedi.

Lösemi tedavisinde aferezin önemi
Aferez tedavisinin kemoterapiye yardımcı bir tedavi şekli olduğunu ancak lösemi hücreleri fazla olan hastalarda erken dönemde uygulanırsa hayat kurtarıcı öneme sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Altuntaş, “Akut lösemi hastalarına erken dönemde aferez uygulaması ilk bir ay içinde lösemiye bağlı ölüm oranınıda azalmaktadır. Bu nedenle bu çalışmaların desteklenmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı işin önemine binaen dünyadaki gelişmelere paralel olarak terapötik aferez merkezleri yönetmeliğini çıkarmış ve bu kapsamda terapötik aferez eğitim merkezleri kurulmuştur. Bu merkezlerde şimdiye kadar 150’nin üzerinde sağlık personeline eğitim verildi. Sertifika sahibi olan bu kişilerin bulundukları merkezlerde binlerce akut lösemi hastasını tedavi etmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Aferez teknolojisi kansere bağlı ölümleri azaltıyor
Aferez teknolojilerinin kansere bağlı erken ölümleri önemli oranda azaltabildiğini dile getiren Doç. Dr. Altuntaş, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu nedenle yeni bir umut kapısı açmıştır. Hematopoetik Kök Hücre dışında diğer kök hücre kaynaklarını da aferez yöntemiyle elde etmek mümkün. Bu nedenle kanser dışındaki diğer tedavisi olmayan hastalıkların tedavisinde de bu teknolojilerin geliştirmesi umut olabilir. Lösemi tedavisinde, mantar, doğalgaz, karbonmonoksit gibi zehirlenmelerde erken dönemde aferez uygulamaları hayat kurtarıcıdır. Kemik iliği kanserinde aferez uygulamaları yaşam kalitelerini artırabilir. Ancak donör trombosit aferezi Türkiye’de yeterli değil, bu alanda bir kayıt sistemimiz yok. Her hasta kendi aracılığıyla verici bulunabiliyor. Umarız önümüzdeki dönemde kanda olduğu gibi donör aferezini bir merkezi otorite alır ve kendi veri tabanını oluşturur.”

2012 Dünya Aferez Kongresi İstanbul’da yapılacak

KKTC – Aferez Derneği tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen düzenlenen Ulusal Aferez Kongresi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, geniş bir bilimsel program ve yoğun bir katılımla gerçekleşti. Kongreye hematologların yanı sıra onkoloji, immünoloji, dermatoloji, nöroloji, yoğun bakım, göğüs cerrahisi ve ilgili diğer bilim dallarından yoğun bir ilgi vardı.

Aferez Derneği’nin 10 yıl önce kurulduğunu ve bu güne kadar çok önemli çalışmalara imza attığını söyleyen 6’ncı Ulusal Aferez Kongresi Başkanı Prof. Dr. Ali Ünal, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar çeşitli kongre ve çok sayıda bilimsel toplantı gerçekleştirdik. Bu yıl yaptığımız kongremize yaklaşık 450 kişilik bir katılım oldu. Bu sayının yaklaşık 200’ünü hemşireler, biyologlar, teknisyenler, aferez ve kan bankası ünitelerinden katılımcılar oluşturdu. Geriye kalan kısmını ise hematoloji klinikleri ile yine aferezle ilgili yoğun bakım, kalp-damar cerrahisi, nöroloji, nefroloji gibi diğer birimlerden gelen katılımcılar oluşturdu.”

Kongreye yerli ve yabancı çok sayıda önemli bilim insanının davet edildiğini belirten Prof. Dr. Ünal, “Dünya çapında bilimsel çalışmalar yapan Dünya Aferez Derneği Başkanı Prof. Dr. Robert Weinstein ve Prof. Dr. Gail Rock kongremize katıldılar. Bu konuklar 2012 yılında Dünya Aferez Kongresi’nin Türkiye’de yapılmasından doayı geldiler. 2012 Dünya Aferez Kongresi’ni, Amerika ile yarışarak ve Avrupalıların da baskısıyla Türkiye’ye aldık. Kurulda bu konuda neler yapabileceğimizi, deneyimlerimizi anlattık. Bunun ardından kuruldan kongrenin İstanbul’da yapılması kararı çıktı. Yaklaşık bin kişilik bir katılımla Dünya Aferez Kongresi’ni İstanbul’da yapacağız” diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı’nın ve derneklerinin önemli katkılar sunmasıyla aferez merkezleriyle ilgili bilimsel kurul oluşturulduğunu dile getiren Prof. Dr. Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu katkılar sonucunda hazırlanan ilgili yönetmelik ve yönergeleri çıkarıldı ve aferez üniteleri belli bir disiplin altına aldı. Bu üniteler, bakanlığın koyduğu standartlar çerçevesinde denetleniyor. Bu merkezlerde çeşitli kurslar da düzenliyoruz. Bu sayede hem çalışan hem de yapılan işin kalitesi açısından Avrupa ile yarışır düzeye gelindi.”

Türkiye’de aferez biliminin kurulması ve dünya ile paralel olarak geliştirilmesinde, Prof. Dr. Osman İlhan’ın büyük emeği bulunduğunu Prof. Dr. Ünal, “Sayın İlhan, 1990’lı yılların başında periferik kök hücre toplama işlemlerini gerçekleştirerek, 1996 yılında ilk aferez kursunu düzenleyerek, 1997 yılında Türk Hematoloji Derneği Hemaferez Alt Komitesi, 2000 yılında Sağlık Bakanlığı Aferez ve Fotoferez Komisyonu ve yine aynı yıl Hemaferez Derneğinin kurucu başkanlıklarını üstlenerek aferez alanında önemli gelişmelere imza atmıştır” dedi.

Aferez Derneği uluslar arası bir başarıya imza attı

Aferez Derneği’nin uluslararası alanda kabul görmüş olmasından bir bilim insanı olarak mutluluk duyduğunu söyleyen Aferez Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, “Bugünkü altyapımız şuan Amerika’daki en büyük kanser merkezinin ünitesinin altyapısıdır. Bu bizim için onur vericidir. 2005 yılında Antalya’da Avrupa Aferez Kongresi ile bunu taçlandırdık. Sağlık Bakanlığı’nın da önemli destekleri var. 2010 yılında çıkan Terapötik Aferez Merkezleri Hakkında Yönetmelik kapsamında ruhsat alan 49 merkez var. Türkiye’de artık her şey kurumsallaşıyor. Kemik iliği yapan 24 merkez de artık bu yönetmeliğe ve AB’ne standartlarına uygun olarak faaliyet gösterecek” dedi.

Türkiye’de uluslararası kalitede Aferez üniteleri kurulacak
Prof Dr. Ali Ünal bir ilke imza atarak, AB’nden kök hücre nakli merkez ruhsatı almak üzere başvurduğunu belirten Prof. Dr. İlhan, şu bilgileri verdi: “Önümüzdeki günlerde Türkiye’de uluslararası kalitede kemik iliği ve Aferez üniteleri olacak. Bu da sağlık turizmi için çok büyük bir olay. En büyük idealimiz, 2015 yılında Amerika’dan hasta almak. Bu başarı Dünya Aferez Kongresi ile de taçlanacak. Yine dünyada ilk olarak, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi başta olmak üzere Hematoloji Yüksek Lisansı veriyoruz. İçinde bulunduğumuz bilimsel grup, Amerika’da Aferez’in temel kitabı olan Aferez kitabını ücretsiz olarak tercüme etti ve bu kitabı Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıracağız. Yine bu yönetimin içinde bulunduğu ve Sağlık Bakanlığı’nın 1 yıldır üzerinde çalıştığı Aferez konusunda yapılan çalışmaların son hali SGK’ya gönderilecek ve artık Türkiye’de yepyeni tedavi imkanları devlet garantisinde ücretsiz olarak hastalara sunulacak.”