Günümüzde meme kanseri tedavisinde başarı oranları hızlı artıyor ama hala tam şifa ve yan etkisiz ilaçlara ulaşabilmiş değiliz. Ancak ACS Central Science dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, umut verici bir gelişmeyi duyurdu. Bilim insanları, ErSO-TFPy adı verilen bir molekülün, farelerde meme kanseri tümörlerini yalnızca bir dozla tamamen yok edebildiğini saptadılar. Üstelik bu tedavi, mevcut yöntemlerin aksine, yan etkiler açısından oldukça güvenli görünüyor. Eğer bu sonuçlar insan klinik denemelerinde de doğrulanırsa, ErSO-TFPy, meme kanseri tedavisinde devrim yaratabilir. Bu gelişme, özellikle dirençli kanser türleriyle mücadelede çığır açıcı bir yöntem sunabilir.
Çoğu meme kanseri östrojen reseptör pozitif (ER+) olarak sınıflandırılıyor ve yıllarca süren hormon terapisiyle tedavi ediliyor. Ancak bu tedaviler osteoporoz, cinsel işlev bozuklukları ve kan pıhtıları gibi yan etkilere neden olabiliyor. Bunun yanı sıra, uzun süreli tedaviler direnç gelişimine ve hastalığın tekrarlamasına yol açabiliyor.
Meme kanseri neden olur? Belirtileri, tedavisi ve elle muayenesi
Dr. Paul Hergenrother ve ekibi tarafından geliştirilen yeni bir ilaç adayı olan ErSO-TFPy, ön çalışmalarda güçlü, seçici ve etkili bir ER+ meme kanseri tedavisi olduğunu gösterildi. Şimdi, son araştırmalar ErSO-TFPy’nin yalnızca bir dozla bile küçük tümörleri yok edebileceğini ve büyük tümörleri ciddi ölçüde küçültebileceğini ortaya koydu.
ErSO-TFPy, insan ER+ meme kanseri hücre hatlarında etkili bir şekilde kanser hücrelerini yok etti. Çeşitli genetik geçmişe sahip meme tümörlerinin farelere nakledildiği deneylerde, bu tümörler tek dozla önemli ölçüde küçüldü veya tamamen ortadan kalktı. Üstelik, bu tedavi fareler, sıçanlar ve köpeklerde herhangi bir yan etki göstermedi.
Mevcut kanser ilaçları genellikle uzun süreli kullanım gerektirirken, ErSO-TFPy’nin yalnızca bir dozda etkili olması yan etkisinin sıfıra yakın olması onu çok cazip bir tedavi adayı yapıyor. Bu sonuçların insan hastalara da uygulanabilir olup olmadığını doğrulamak için çok yakında insan klinik çalışmalarına başlamayı planladıklarını belierten araştırmanın baş yazarı Dr. Paul Hergenrothe, şu bilgileri paylaşıyor: “Fare modellerinde meme kanseri tümörlerini küçültmek nadir bir durumdur. Tek bir dozla bu tümörleri tamamen yok etmek ise neredeyse imkansızdır. Bu nedenle çok heyecanlıyız ve ErSO-TFPy’nin insan denemelerinde yüksek başarı sağlamasını umuyoruz.”
rRNA Moleküler Parmak İziyle Kanser Çok Erken Evrelerde Teşhis Edilebilecek
Eğer yeni ilaç adayı insan klinik denemelerinde de benzer sonuçlar verirse, ErSO-TFPy meme kanseri tedavisinde bir dönüm noktası yaratabilir. Araştırmacılar, özellikle tedaviye dirençli veya tekrarlayan meme kanserleri için bu molekülün umut verici bir çözüm sunabileceğini belirtiyor.
Meme kanserinin östrojen reseptör alfa pozitif (ERα+) türüne sahip hastalar genellikle cerrahi tedavi sonrasında 5-10 yıl süren hormon terapisi görmektedir. Ancak bu uzun süreli tedaviler, ciddi yan etkilere yol açarak hasta uyumunu azaltmakta ve sıklıkla tedaviye direnç gelişimi ile hastalığın tekrarlamasına neden olmaktadır. İdeal bir kanser tedavisinin, minimum dozda uygulama ile tekrarlayan ve dirençli kanser türlerine etkili olması beklenir; ancak tek bir dozla belirgin tümör küçülmesi sağlayan tedavilere nadiren rastlanır. Bu çalışmada, ErSO-TFPy adlı küçük bir molekülün farelerde meme kanseri modellerinde tek bir dozla tümörlerde önemli ölçüde veya tamamen küçülme sağladığı gösterilmiştir. Bu etki, tümör boyutundan bağımsız olarak gözlenmiş ve çok büyük tümörlerin (500-1500 mm³) bile yok edildiği kaydedilmiştir. Mekanistik olarak, tümör küçülmesinin, immün hücrelerden bağımsız şekilde tümörde nekrotik hücre ölümünü hızla tetiklemesiyle gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu sonuçlar, insanlarda da benzer bir başarı sağlanması halinde, tek dozla etkili olan bu tür bir kanser ilacının kanser tedavisi için çığır açıcı olabileceğini göstermektedir.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Single Dose of a Small Molecule Leads to Complete Regressions of Large Breast Tumors in Mice, ACS Central Science (2025). DOI: 10.1021/acscentsci.4c01628YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?