Kalp-damar hastalıklarının tüm dünyada en sık görülen ölüm nedenleri arasında yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Nuray Yazıhan, doğru beslenme alışkanlıklarının bu hastalıkların önlenmesinde kritik bir rol oynadığını, Akdeniz diyetinin kalp-damar hastalıkları gelişme riskini önemli ölçüde azalttığını vurguladı. Bu diyetin temelini zeytinyağı, deniz ürünleri, bol miktarda yeşillik ve antioksidan bakımından zengin besinlerin oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Yazıhan, zeytinyağının, Akdeniz diyetinin hem lezzet hem de temel yağ kaynağı olarak öne çıktığını, sadece Akdeniz mutfağında değil, dünya genelinde sağlıklı beslenmenin önemli bir parçası olarak tüketildiğini anlattı.
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Disiplinlerarası Gıda Metabolizma Klinik Beslenme Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nuray Yazıhan, Nova Vera Zeytinyağı Tadım etkinliğinde sağlıklı beslenmenin temelini oluşturan yağlardan biri olan zeytinyağının genel sağlık üzerindeki faydaları hakkında Medikal Akademi Ankara Temsilcisi Hatice Pala Kaya’ya bilgi verdi.
Akdeniz bölgesinde yaşayanların Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa toplumlarına göre daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürdüğünü ifade eden Prof. Dr. Yazıhan, “Bu bölgelerde kalp hastalıkları, hipertansiyon ve inme gibi ciddi sağlık sorunlarına daha az rastlanıyor” dedi.
Prof. Dr. Yazıhan, zeytinyağının kalp-damar hastalıklarının yanı sıra metabolik hastalıklar, diyabet ve obezite gibi kronik rahatsızlıkların önlenmesinde etkili olduğunun altını çizerek, özellikle yüksek polifenol içeren zeytinyağlarının antioksidan özellikleri sayesinde, sağlıklı yağ ve pek çok biyoaktif bileşenleri ile yaşlanma sürecini yavaşlattığını, beyin ve beden sağlığı üzerinde olumlu etkiler sağladığını vurguladı.
Zeytinyağı neye iyi gelir? Nasıl kullanılır? Faydaları ve zararları
Zeytinyağının faydalarını ortaya koyan birçok bilimsel araştırma olduğuna değinen Prof. Dr. Yazıhan, özellikle kapsamlı çalışmaların sonuçlarının bu konudaki bulguları güçlendirdiğini belirtti. Yazıhan, şunları kaydetti: “Zeytinyağının içerdiği fenolik ve diğer bioaktif bileşenler, kardiyovasküler etkilerinde önemlidir. Zeytinyağı kullanımının kardiyovasküler hastalık gelişimine etkisi çok sayıda kapsamlı çalışmalarla gösterilmiştir. 2002-2012 yılları arasında 3042 kişi “ATTICA” kohort çalışmasında zeytinyağı tüketiminin kalp damar sağlığına etkileri takip edilmiştir. Bu çalışma sonuçlarına göre, sadece zeytinyağı kullanan gruptakilerin diyetlerinde hiç zeytinyağı kullanmayanlar ve karışık yağ kullanan gruplara göre çok daha az kalp-damar hastalığı geçirdiği tespit edilmiştir.
Zeytinyağının kardiyovasküler hastalık insidansı üzerindeki etkisini inceleyen önemli çalışmalardan biri olan EPIC projesi ise, 10 Avrupa ülkesinde beslenme, metabolik ve yaşam tarzı gibi faktörlerin kanser ve diğer hastalıklar üzerine etkisini araştırmak için tasarlanmış olan bir kohort çalışmadır. Bu çalışmada; kalp damar hastalığı olmayan 40.142 birey yaklaşık 10 yıl takip edilmiş ve diğer değişkenler dışlanarak incelendiğinde günlük 2.000 kalori ve 10 gram zeytinyağı tüketimi ile kalp hastalıkları insidansında %7’lik bir düşüş saptanmıştır.”
İspanya’da gerçekleştirilen geniş ölçekli ve kapsamlı PREDIMED (PREvención con DIeta MEDiterránea) çalışması hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yazıhan, bu çalışmada farklı hastalık riskleri ve hastalık gruplarında Akdeniz diyeti ve zeytinyağı tüketiminin etkilerinin değerlendirildiğini belirtti. Prof. Dr. Nuray Yazıhan, çalışma sonuçlarına ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Bu çalışmanın bir grubunda natürel sızma zeytinyağı tüketiminin (extra virgin olive oil) etkileri İspanya’da yüksek kardiyovasküler risk taşıyan 55-80 yaş arasında, 7.216 bireyde 4,8 yıl boyunca değerlendirilmiştir. Kardiyovasküler olay riskinde, kontrol grubuna kıyasla toplam zeytinyağı tüketimi yüksek olan grupta %35, natürel sızma zeytinyağı tüketimi yüksek olan grupta %39 oranında düşüş saptanmıştır.
Akdeniz diyeti nasıl yapılır? Faydaları ve örnek diyet menüsü
Günlük 10 g natürel sızma zeytinyağı tüketiminin kardiyovasküler olay riskinde %10 ve mortalitede %7 azalma sağladığı görülmüştür. Natürel sızma zeytinyağı tüketen grupta atriyal fibrilasyon riskinin %38 oranında düştüğü saptanmıştır. Beslenme kaydı takibi ile yapılan başka bir çalışmada 1990-2018 yılları arasında 60.582 kadın ve 31.801 erkek takip edilerek başlanmış, 28 yıllık takipte gerçekleşen 36.856 ölüm incelendiğinde zeytinyağı hiç tüketmeyen veya çok az tüketenlerin daha fazla kardiyovasküler hastalık ve nörolojik hastalık ölüm riskinin daha yüksek olduğu görülmüştür.”
Zeytinyağı tüketiminin lipid profili üzerinde olumlu etkiler sağladığını ve Tip 2 diyabet riskini azalttığına dikkati çeken Prof. Dr. Nuray Yazıhan, “Kalp damar hastalıkları için önemli risk faktörü olan lipid profilinin düzenlenmesinde de zeytinyağı tüketimi önemlidir. Kan lipid profilinin damar üzerindeki en önemli etkileri aterom oluşumları ve okside lipidlerdeki artışlardır. Çalışmalar zeytinyağındaki fenolik bileşenlerin okside LDL’nin vasküler yapılardaki olumsuz etkisini azaltılabileceğini göstermektedir. FDA, sağlıklı bir lipid profili için kalori alımına dikkat edilmesi gerektiğini ve günlük 1.5-2 yemek kaşığı (yaklaşık 20 g) oleik asitden zengin yağ tüketiminin koroner arter hastalıkları riskini azaltabileceğini vurgulamıştır. Ayrıca zeytinyağının kalp damar sağlığı için önemi gündeme alınmıştır” dedi.
Prof. Dr. Yazıhan, EUROLIVE grubunun zeytinyağının düşük ve yüksek fenolik konsantrasyonlarıyla gerçekleştirilen randomize kontrollü çalışmalarının sonuçlarına işaret ederek, “Zeytinyağındaki yüksek fenolik içeriğin LDL ve apo B-100 seviyelerinin azaltılması, LDL’nin oksidasyona direncinin artırılması ve lipoprotein lipaz gen ekspresyonunun artışı üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir” bilgisini verdi.
Prof. Dr. Ali Oto: Diyabet hastalarının en önemli ölüm nedeni kalp krizi
Zeytinyağı kullanımı ile Tip 2 diyabet arasındaki ilişkiyi ve Tip 2 diyabetli hastalarda glisemik kontrol üzerindeki etkisini inceleyen bir metaanaliz hakkında önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Yazıhan, “Metaanalize 15.784 diyabet vakası ve 29 denemeyi içeren dört kohort çalışması dahil edilmiştir. En yüksek zeytinyağı tüketen grup kategorisi, en düşük kategoriye kıyasla %16 oranında daha düşük diyabet riski gösterdiği görülmüştür. Zeytinyağı tüketiminin santral obezitenin azaltılması ve hipergliseminin önlenmesi, Adiponektin/Leptin oranında artış ve bel çevresinde azalma, Adiponektin/ HOMA-IR oranında azalma, vücut ağırlığı kaybı, glukoz metabolizmasının düzenlenmesi, insülin regülasyonu gibi etkilerinin gösterildiği farklı çalışmalar mevcuttur” dedi.
Bilimsel çalışmaların, zeytinyağındaki polifenollerin, diğer bioaktif bileşenlerin antiinflamatuvar, antiproliferatif, antioksidan, mitokondrial fonksiyonları düzenleyici etkileri ve antimikrobiyal özellikleri sayesinde diyabet, kanser, deri, nörolojik hastalıklar, mide bağırsak rahatsızlıkları ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok kronik hastalığa karşı koruyucu etkiler sağladığını ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Yazıhan, “Zeytinyağı tüketimi, zeytinyağında bulunan bileşenler, yaşlanma sürecinde kemik sağlığını koruyarak menopoza bağlı osteoporozun azaltılmasına da yardımcı oluyor” diye konuştu.
Zeytinyağının makronütrient içeriğinin dışında kalan minör bileşenlerin yaklaşık %2’lik kısmı oluşturduğu ve bu küçük dilimin içerisinde antioksidan karakterdeki fenolik bileşenler de dahil olmak üzere 30’dan fazla kimyasal bileşen bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Yazıhan, şu bilgileri paylaştı: “Naturel zeytinyağı yüksek oranda tekli doymamış yağ asitlerinin yanında, vitaminler, karotenoidler, alifatik, diterpenik ve triterpenik alkoller, hidrokarbonlar, fitosteroller, flavonoidler ve fenolik bileşikler, sekoiridoitler gibi doğal antioksidan özelliğe sahip bileşikleri içerir. Zeytinyağının türü ve uygulanan işlemlere bağlı olarak farklı fenolik içeriğe sahip olabilir. Zeytin meyvesi olgunlaştıkça ana fenolik bileşenlerden biri olan oleuropein miktarı düşer ve tirozol/hidroksitirozol miktarı artar, bu nedenle hasat zamanı önemlidir.”
Omega 3 nedir, ne işe yarar? Faydaları nelerdir, hangi gıdalarda bulunur?
Prof. Dr. Yazıhan, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimi açısından zengin ve önemli bir kapasiteye sahip olduğunu vurgulayarak, “Ülkemizde Akdeniz tipi beslenme ve sağlıklı yağların tüketimi, sağlıklı yaşam tarzının da desteklenmesiyle bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların önlenmesinde etkili olacaktır. Sağlıklı ve dengeli beslenme, daha sağlıklı ve uzun yaşam sağlayarak hastalık ve sağlık harcamalarının yükünün azaltması açısından da önemlidir” dedi.
KAYNAKLAR:
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?