Ciddi hastalıklarla mücadele eden hastalar ve aileleri, sıklıkla yoğun duygusal stres altındadır. Bu süreçte doktorların seçtiği kelimeler, hastaların korkularını tetikleyebileceği gibi, güven ve karar verme yetilerini de olumsuz etkileyebilir. Texas A&M Üniversitesi’nden araştırmacılar, doktorların hasta iletişiminde kullanmaktan kaçınması gereken “asla söylenmemesi gereken kelimeler” (never-words) listesi yayınladı. Araştırma, sağlık profesyonellerinin daha şefkatli ve etkili bir iletişimle hasta deneyimini nasıl iyileştirebileceğine dair rehberlik sağlıyor.
Araştırmaya göre, hastaların duygusal güvenliğini zedeleyen bazı ifadeler şunlar:
Bu ifadeler, hastaların ve ailelerinin kendilerini daha fazla çaresiz hissetmesine yol açabilir.
Bilim insanları beynin yaşlanmasını engelleyen yeni bir mekanizma keşfetti
Araştırmacılar, “Never Words” yerine kullanılabilecek alternatif ifadeler de öneriyor.
Örneğin: Umut olmayan durumlarda bile “Başka yapabileceğimiz bir şey yok.” demek yerine “Tedavi kanserinizi kontrol altına almakta etkili olamadı, ancak belirtilerinizi iyileştirecek ve yaşam kalitenizi artıracak tedavilere odaklanma şansımız hâlâ var.” diyerek hekim hâlâ hastayı en iyi şekilde tedavi etme çabasını aktarabilir.
Ya da bir hasta yakınına “O iyileşmeyecek.” gibi kesin, olumsuz bir tahmin yerine “Onun iyileşmeyeceğinden endişeliyim.” gibi kötü prognoza dair endişesini ifade etmesi hasta yakınının endişe ve ümitsizlik halini biraz daha hafifletebilir.
“Tedaviyi sonlandırıyoruz.” ifadesi pes etmek ya da hastalara ve ailelere hizmet vermeyi reddetmek anlamına gelir. Klinisyenler asla tedaviyi sonlandırmaz. Onun yerine “Şu anda işe yaramayan mevcut tedavi yerine onun rahatlığına odaklanabiliriz.” diyerek bakım hedefinin değişmesinin avantajları açıklanabilir.
“Her şeyi yapmamızı ister misiniz?” hastayı yönlendirici bir sorudur ve hastanın değerleri ve hedefleriyle uyumlu olmayabilir. Onun yerine “Durum kötüleşirse mevcut seçenekleri tartışalım.” daha diyalog içeren bir öneridir.
Tüm bu olumsuz ifadelerin yanında “Her şey yoluna girecek.” Son derece olumlu görünse de aslında gerçekçi olmayabilir. Hekim “Bu süreç boyunca yanınızda olacağım.” diyerek daha gerçekçi ve insancıl bir destek sunabilir.
Yeni Kan Testi Alzheimer’ın Erken Teşhisi İçin Umut Vaat Ediyor
“Savaş” ya da “mücadele” kelimeleri özellikle kanser tedavisinde çok sık kullanılır. Ancak hastanın hastalığı iradesiyle yenebileceğini ima ettiği için, eğer hasta iyileşemezse bu durum onda başarısızlık hissine neden olabilir. “Bu zor hastalıkla birlikte yüzleşeceğiz.” ifadesi ise hastaya kendini daha az yalnız hissettirebilir.
Hekim geç kalındığını düşündüğü tedavilerde bile “Neden bu kadar geç kaldınız?” diyerek hastayı suçlamamalıdır. Bu hastanın endişesini daha da arttırabilir. Onun yerine “Tam zamanında geldiniz, iyi ki buradasınız.” Diyerek mevcut durum için yapılabilecek gerçekçi şeylere odaklanabilir.
Rehberi hazırlayan araştırmacılar, tıp fakültelerinde ve profesyonel gelişim programlarında iletişim becerilerinin daha fazla vurgulanması gerektiğini belirtiyor. Hastalarla doğru iletişim kurmak, yalnızca fiziksel tedavi değil, duygusal destek açısından da kritik bir öneme sahip. Deneyimli doktorların, genç meslektaşlarına etkili iletişim tekniklerini öğretmesi, sağlık çalışanlarının hasta merkezli bir yaklaşımı benimsemelerine yardımcı olabilir.
Ciddi hastalıklarla ilgili konuşmalarda, doktorların kullandığı kelimeler, hasta-doktor ilişkisindeki güç dengesini doğrudan etkileyebilir. Araştırma, daha özenli bir dil kullanarak, hastaların tedavi kararlarında aktif bir şekilde yer almasını teşvik etmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Dr. Berry, “Hastaların ve ailelerin endişelerini ifade edebilmesi için güvenli bir ortam yaratmak, hasta deneyimini önemli ölçüde iyileştirebilir,” diyor.
Hamilelikte Alınan D Vitamini Çocukların Kemik Sağlığını Yıllarca Koruyor
Sonuç olarak, “asla söylenmemesi gereken kelimeler” kavramı, sağlık profesyonellerine, hastalarla daha bilinçli ve şefkatli bir şekilde iletişim kurma yolunda somut bir rehber sunuyor. Bu yaklaşım, doktorların temel etik ilkelerinden biri olan “zarar vermeme” ilkesini güçlendiren bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Never-Words: What Not to Say to Patients With Serious Illness, Mayo Clinic Proceedings (2024). DOI: 10.1016/j.mayocp.2024.05.011YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?